Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Ben ne bir Erkeğe emanetim ne de bir Erkeğe muhtacım.bu yaşıma kadar da bir kadın Tarafından getirildim çünkü annem hem anne hem baba oldu,kadın isterse olur.ilkokulda eteğimi açmanın oyun olduğunu sanan arkadasım karnına tekmemi yiyince bu sanısından vazgeçti.Bizim akşam ezanı okununca eve gitmemizin nedeni yemek yemek içindi başımıza bir şey gelir diye değil.Ben doğum kontrol yöntemlerini Üniversite'de erkeklerle aynı Sınıfta öğrendim.çünkü bunun normal ve bilimsel bir şey olduğunun farkındaydık.Her kesimden öğrenciler gelen okullarda okudum hormonları tavan yapmış erkeklerden en ufak bir sırıtış dahi çıkmadan.Regl olmak yaratan Tarafından üremek için sağlıklısın anlamına gelirken ülkemizde kirlilik olarak yorumlanıp söylenmeye dahi utanılıyor.Babasının bile nefsinin kendine coşacağı aşılanarak büyütülenler bu zihniyete bürünüyor.yani aslında kadının kadına yaptığını kimse yapmıyor.Bize öğretilen ayıplar hırsızlık,başkasının önünde salçası ekmek yemek,iftira falandı.Şimdi hepinizin kadınlı erkekli ayıpladığı şey benim etek boyum,saçımın rengi.BU ÜLKEDE BIR YERLERDE HALA OĞLUNU "ERKEKTİR YAPAR, ASLANSIN SEN,PAŞASIN SEN,ELININ KIRI,ERKEK O " DIYE BÜYÜTEN KADINLAR OLDUKÇA BUNUN SONU GELMEZ.BU ZIHNIYETI BITIRECEK OLAN KADINDIR!SESSİZ KALMAYIN SESSIZ KALIRKEN DE ERKEKLERI AŞAĞILAMAYIN.AŞAĞILARKEN KENDI OĞLUNUZU ,KIZINIZI NASIL BIR ZIHNIYET ILE YETİŞTİRDİĞİNİZE BAKIN.ZİHNİYETİNİZİ DEĞİŞTİRİN CAHIL OLMAYIN.CAHİL OLDUKÇA YARIN ÖBÜR GÜN AĞLAYARAK TOPRAĞA VERDİĞİMİZ ÖZGECAN SIZIN BİZİM EVLATLARIMIZ OLACAK.BENİM SÖYLEYECEKLERIM BU KADAR.
Sevide sana kesinlikle katılıyorum,topluma örnek olması gereken sözde sanatçılar ağız birliği etmişçesine idam geri gelsin şeklinde yorum yapıyorlar.Şeriat diyorlar,şeriatın kadını ne hala sokacağından ya gram haberleri yok ya da gerçekten gerizekalılar.
Bizi medeni yapacak tek şey kadındır !
Ve bu yolda siz erkek annlerine ( ve nasip olursa bir oğlum olursa bana ) büyük görev düşüyor.
Bence kendinle gurur duy !
Çünkü bu ülkede bunca şeyden sonra bile "erkek adam sinirlidir haklı değil tabii ama yine de erkek işte" cümlesini de duydum ben hem de aynı iş yerinde çalıştığım kadından!
bir erkek annesiyim günlerdir içim sızlayarak okuduğum haberlerden oğlumu en iyi nasıl yetiştiririm diye düşünmekten başka birşey gelmiyor elimden. annem hep bana nasıl namuslu olurum kendimi nasıl korurumu öğretti keşke erkek anneleri ve babaları da erkek çocuklarına kadına saygılı bırakın tecavüzü yan gözle bakılmaması gerektiğini nasıl efendi olunacağını öğretselerdi zamanında. maalesef erkek egemen bir dünyada hor görülen hep kadınlar oluyor. erke kendinde hak görüyor şiddeti tacizi ya da sokakta yürüyen hiç tanımadığı kadına bakmayı taciz etmeyi. konuşmamız gerekense idam değil bu zihniyetin nasıl değiştirilmesi gerektiği olmalı bence. özgecanın acılı babasının dediği gibi o mahluku cezalandırmak yerine onun kafasına bu şeyleri sokan nefsi cezalandırmak gerekir dediği gibi.
ülkenin bir yerlerinde hala oğullarını "erkeksin yavrum sen elinin kiri ", "paşasın sen " , "erkek adamsın ulan tabii vuracaksın" şekli ile yetiştiren KADINLAR oldukça bu asla sona ermez.
İktidar zaten bu şekilde düşünmeye,yaşamaya çok güzel yollar açtı.
Ama ben bu vahşetlerin,bu zihniyetin değişmesi için gereken şeyin yine KADIN olduğunu düşünüyorum.
Düşünsenize adam kızı öldürüyor ve ilk aradığı kişi babası !
Babası bu adamı teslim etmek yerine yardım ediyor !
Öfkelenmemiz lazım
Kadın olduğumuz için öldürüldüğümüz şu dünyayı yakıp yıkalım öfkemizle.
Evet unutmayalım Özgecan’ı.
Ama asıl, “Tecavüze uğrayan doğursun” diyenleri unutmayalım. Kadına zulmü meşrulaştıran devletin, “çocuğunuza çığlık atmasını öğretin” diyen bakanını unutmayalım .
Öfkemizi diri tutalım.
UNUTMAYALIM
Sadece Türkiye de değil dünya da Kadın olmak konuşulmamalı artık. Erkek olmak konuşulmalı. Erkeklerin adam gibi adam olmaları içi dua etmeli din adamları, erkeklerin adam gibi adam olmaları için çözüm üretmeli siyasetçiler. Öyle kaba saba, ayılara kurulan kapanlar cinsinden değil, hayvan değil onlar zira, onlarda kadın gibi insanlar. Kadın gibi naif ve çaresizler. Cinsel dürtülerinin esiri olmuşlar ne yazık, içlerinde yaşattıkları canavarların. Çıkartın anneler dışarı yavrularınızın, oğulcuklarınızın içindeki bu canavarları daha küçükken. Onlara merhameti aşılayın. Babasının içindeki merhameti görsün oğulcuk. Bir çiçeği okşasın. Eğilip annesinin ayakkabısını bağlasın. Tabakları masaya dizssin, bulaşıklara yardım etsin. Artık kadın olmak konuşulmasın. Kadın olunmuyor kadın doğuluyor. Artık erkek olmayı konuşsun herkes. Adaleti konuşsun.
Biz bu çağın yetişkin kadınları, insan insanın kurdudur diyenlerin, adamın içindeki libidoyu ateşleyen naralarının, erkek adamın ayıbı olmaz elinin kiri olur diyen anaların, kadını erkeğin cinsel hazzına tatmin aracı gören medyanın, tüm kusuru kadında görüp onu düzeltilmesi gereken bir oyun hamuru olarak gören din adamlarının kurbanı olduk, ne yazık...ne yazık bu öyle güçlü bir rüzgardı ki aldı uçurdu erkekleri, içlerindeki adamlar buhar olup uçtu geriye her şeye kadir gördükleri dev libidolorı kaldı. Ne yazık....
Hep aynı döngü...
Önce kadına şiddetin fikri ve zihinsel (psikolojik, sosyolojik altyapısını) sübvansiyonunu sağlayarak ekmek yiyenler;
Sonra kadına şiddetin (süblimal) azmettiricisi olarak ekmek yerler.
Daha sonra da kadına şiddetin faillerini eleştirerek ekmek yerler.
En sonunda da onların eleştirilerini kaynak olarak kullanarak arkalarında saf tutan saf, masum sıradan halk kitlelerinden en iyi ekmeklerini yerler.
Ve kısır döngü baştan tekrar başlar
Bir algı düşünün: Bir kadına manevi (genelde toplumsal psikolojik) şiddet uyguladığı anda "kadına fiziki şiddet" haberi görür ve şiddete bir süre arar verir ve sonra "kadına şiddete hayır" kampanyasının en başında saf tutar. İşin en ilginç yanı kadına şiddete karşı çıkarken, kadına psikolojik şiddet uygulamaya devam eder. Aslında psikolojik şiddet fiziki şiddetten daha tehlikelidir. Çünkü fiziki şiddet psikolojik şiddetin yavrusudur.
Bu konudaki Can Dündar'ın yazısını okuyun. Çok dikkatli bakın bakalım, erkek egemen kodlarını orda da görebilecek misiniz. Sizce Can Dündar bir kadın mı? Şimdi Can Dündar'ın yazısını bir daha okuyun ve şu soruyu kendinize sorun. Bu yazıyı yazanın kim olduğunu bilmeseydim ve bu yazının sahibinin erkek olabileceği aklımdan geçer miydi? Ne beyefendi biri değil mi?! Kadın ruhundan ne iyi anlıyor! Hadi yine iyisiniz kızlar, sizin yerinize düşünen erkekler bile var! Kendinizi ifade etmek için size makale desteği sunan erkekler! İnsanın kadın olası geliyor (Bu cümleden bile büyük kavga çıkar) ;)
Egemenler önlerine düşen haberlere göre konumlanırlar. Onlar gündeme göre hareket eder, ona göre pozisyon alırlar. Çünkü onlar ekmeklerini yemeye gündemdeki olumsuzluklara karşı olumlu şeyler yapıyorlarmış hissi vererek devam ederler. O yüzden siyasi, sanatçı, yazar, gazeteci, iş adamı, kısacası tanınmış kişilerin arkasına takılmadan önce iki kez düşünün. Onların oluşturduğu gündeme kapılıp onların arkasından gitmeyin, onlar sizin arkanızdan gelsinler.
Önce kendimizden başlayalım sorgulamaya. Örneğin şöyle başlayabilirsiniz; Ta küçükten bilinçaltımıza işlemeye başlayan (kadın algısına yönelik) şeylerin ilklerinden biri olan "Anneye her şey söylenir, ama babaya edep ve saygı duyular" tezinin yanlışlığından başlayabiliriz. Özgecan Aslan olayı faillerinin en kabul edemediği ve bu kadar canice eylemleri yapmalarına neden olan asıl şey denir: "direniş-itaatsizlik". Ve şimdi sadece bu paragrafı baştan tekrar okuyun lütfen.
"Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî olarak kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır." (Kur'an-ı Kerim)
"Ancak gençken yaşanabilecek olağanüstü gecelerden biriydi, sevgili okuyucu. Gökyüzünün aydınlığına, yıldızların parıltısına bakıp da 'Böylesine güzel bir gökyüzü altında, gerçekten kötü insanlar, öfkeli ve hırçın insanlar nasıl bulunabilir!' diye düşünürsünüz. Bu düşünce yine gençlik düşüncesidir. Dilerim sizin yüreğiniz de olabildiğince uzun bir zaman genç kalsın." (Dostoyevski)
http://www.milliyet.com.tr/ozgecan-aslan-icin-rekor-katilim-gundem-2014301/
Kadın olmak zor Türkiye'de kadın olmak daha da zor :(
Özgecan Aslan'ın ve nice tek suçu kadın olmak olan kadınlarımızın anısına paylaşmak istedim bu yazıları. Yapabildiğim, yapabildiğimiz tek şeyin anılarına bir şeyler yazmak, paylaşmak olduğundan olsa gerek. Biri Beren Saat'ten, biri Can Dündar'dan. Bir de Diriliş'ten acı bir cümle.
"Demek ki hiç kimse suçlu değil bu işte; yine de onlar öldü, onları ölümlerinden suçlu olmayan kimseler öldürdü." -Tolstoy
"Uyku tutmaz bu gece, gözler dolar taşar boşalır… Yine yürüsek Taksim'e ne değişecek??... Kadın her geçen yıl daha değersiz bu ülkede… Biliyorum daha da sertleşecek her şey… Yine hafifletme, yine kadında suç arama, yine bulunur bir bahane… Yine aşağılanma… Yine mide bulantısı…
Kadın olmak zor, güzel bir kız olmak çok zordur ülkemde… Bugün o güzel yüze baktıkça neler geçiyor aklımdan: İlkokulda etek açmayı oyun yapan sınıf arkadaşlarımın hedefi olmak, okul eteğiyle eve yürürken yediğim onca laf, dersane dönüşü karanlıkta hızlanan adımlarım, göğsüme bastırdığım kitaplarım, taksilerin arkayı izlemek için ayarlanan aynaları, çıkma teklifini kabul etmediğim için canımı acıtan okul arkadaşlarım, ev telefonundan yapılan sapık konuşmalar, peşimden apartmana girip 15 yaşındaki bana ereksiyon halindeki cinsel organının gösteren o çocuğun yüzü, ellerim titreyerek eve kaçışım ve bunu kimseye anlatmayışım, kıçımı hem de bir kanal gecesinde elleyen sarhoş bir kanal yöneticisiyle tartışmam, sevgilisi olmamayı gururuna yediremeyen partnerler, arkadaşımın evinde tuvalete zorla dalıp dudaklarıma yapışan bir oyuncuyu itişim, mesleğim yüzünden yaftalanışım, aylarca peşimden koşan birini sanki ben sevgilisinden ayırmışım gibi tam sayfa haber yapışları, gizlice çakallıkla servis edilen göğüslerimin silüeti davası mavası, bilir kişi raporu lehime çıkınca geri çekilen davaya kocasaı araya girdi haberi, daha bugün fermuarım açık kalmış haberleri, aman ne önemli!!! Kadına, bedenine, seçimlerine, haklarına saygı göstermeyen kafalar! Rağmen çok sanslıymışım diyorum artık, hep teğet geçmişim. Tecavüz, bıçaklanma, kesilip bavula tıkıştırılma, otobüs durağına komada bırakılma, yakılma yaşamadım. İnsanlık suçlarına göz yummak suçtur!!! Bir gün hesap sorulur!!! Cinsiyet ayırmaksınız her vatandaşın canını haklarını korumak görevinizdir!!! Dilerim son gününü hiç hatırlama Özgecan hayallerinle huzur içinde uyu."
BEREN SAAT
"Fıkralarda bile yoktur, yarım hamile olmak. Ama hayatta var.
Bu devirde kadın olmak, yarı hamile olmak gibi bir şey.
Aynı anda hem hamile olmak, hem olmamak, hem de olmak-olmamak gibi yani...
Hem seksi ve erkeksi savaşçı Zeyna, hem de giyinip süslenip Ken'i bekleyen Barbie Bebek olmak.
Hem erkeklerle, aynı okullarda eşit şartlarda okumak.
Hatta daha iyi olmak. Hem de işe girebilmek için patronlara 30'una kadar evlenmeme, çocuk yapmama sözü vermek. Her sabah çocuklarının anası, sevdiğinin kadını olarak uyanmak.
Tüm dişi içgüdülerinle aynada hoş birini görene kadar çabalamak. Ve ardından ekmeğin peşine düşmek.
Erkek gibi çalışmak. İşinde mantıklı, dışarıda duygusal olmak.
İşinde atik, yırtıcı, tuttuğunu koparan.
Evinde narin, hassas, şefkatli olmak.
Güzellik bir yere kadar deyip.
O bir yere bir türlü varamamak. Hiç bitmeyen güzel, bakımlı, ince, genç kalabilme çabaları vermek. Kozmetiklere,estetik müdahalelere servet yatırmak.Nice okullar, üniversiteler okumak.
Masterlar, doktoralar yapmak. Ama hayatın anlamını ille de bir erkekte bulmak.
Hem saygıdeğer eş, muhteşem ev sahibi, başarılı iş kadını
Hem de o.... olmak.
Çok ciddi toplantılar, büyük pazarlıklar yapmak.
Bunları yaparken giydiğin ciddi pantolon takımların altına seksi jartiyer giymeyi unutmamak.
Seninle birlikte olmak için ne taklalar atan bu adamların,senin namusunu korumak için seferber olup kurallar koymasına gülmek.
Bu devirde kadın olmak. Ardı ardına değişimler geçirmek. Bitmek tükenmek bilmeyen şizofreniler yaşamak.
Bu devirde kadın olmak. Dedim ya.. Yarı hamile olmak gibi bir şey. Aynı anda hem hamile olmak, hem olmamak, hem de
olmak-olmamak gibi...."
CAN DÜNDAR