Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
Bedbaht kimdir? diye soracak olursanız, mutluluğunu, insanların mutsuzluğunda arayandır, derim.
Şirazlı SADİ, Bostan
p. m. adlı gizemli yazarın Bolo'Bolo adlı muhteşem eserinden:
"Birçoğumuz için intihar ya da bir atom savaşı artık bir tehdit değil; korku, eziyet ve sıkıntıdan kurtulmak için dört gözle beklenen bir çözüm." (s. 16)
"Uzak, 'terk edilmiş' bir vadinin bir ucunda bile, vergi memurları, askere almaya yetkili inzibatlar ya da polis bulunmayacağından asla emin olamazsınız." (s. 20)
"Makine (devlet organizmaları, çokuluslu firmalar, bankalar vs.) ... Çok kaprisli bir sevgilidir, haddini bilmeyenden lütfunu esirger." (s. 24)
"... Çareyi otoriter tarikatlara, oryantal kültlere ve eski gizemciliklere sığınmakta arıyorlar. ... Fakat er ya da geç makine bütün kaçanlara yetişir ve onların anlam arayışlarını yeni bir ticarete ve kendisi için yeni bir işletme gücüne dönüştürür." (s. 29)
"Onlara bakarsak, ... 'Dil çeşitliliği iletişim için bir engeldir.' aslında emir vermek için engeldir." (s. 44)
"Hiçlik bizi asla korkutmamalı! Makine olsun olmasın, ölümle yüz yüze gelmiş durumdayız. Herkes onu aynı anda yaşadığı için bu ölüm daha korkunç değil, çünkü herkes kendi adına ve sadece bir kez ölür." (s. 48)
"Bugün enerjinin büyük bir kısmı, sistemin oluşturduğu nedenler yüzünden parçalanmış insanları veya şeyleri tekrar bir araya getirmek için kullanılıyor: ev ve işyeri, üretim ve tüketim, eğlence ve ev yaşamı, iş ve dinlenme." (s. 112)
"Yıkanma, çamaşırların her gün değiştirilmesi, beyaz gömlekler, iş disiplininin bir ritüeli ve şefler için ezilenlerin 'kendilerini adayışlarını' gösteren bir kontrol aracı." (s. 116)
"Fakat yine de sağlık ve uzun ömür genel değerler olarak belirlenemez. Bugün bu değerlendirme hümanizmden yola çıkarak değil aksine her iki değer de çalışabilir olmak anlamına geldiği ve kârlı olduğu için yapılmaktadır." (s. 127)
"Medyalar, birincil dünyayı algılamakta beceriksizleşmemize neden olan bir ikincil dünya haline gelmiş durumda." (s. 133)
"İşbirliği iktidarı doğurur ve her zaman bu iktidarı ele geçirmek isteyen gruplar vardır." (s. 144)
"Hiçbir demokratik sistem, üyelerinin maddi, varoluşsal bağımsızlığı kadar demokratik olamaz." (s. 144)
"Harici temsilciler... Oranın dedikodularını dışarıya yaymalı, alışkanlıkları kırmalı, yani izlemeli, rahatsız etmeli, ispiyonlamalıdır. ... İzolasyon belirtilerini kırmaya yardım edebilirler." (s. 145)"
"İnsanların tanımlarının -özellikle hümanizm ile ilgili olanların- sonuçları şimdiye kadar hep felaket oldu. Her zaman birilerinin bu iyi niyetli tanımlara uymadığı ve bu yüzden yeniden eğitmek, iyileştirmek vs. için kamplarda toplandıkları oldu." (s. 213)
Açık Hava´da Bob Dylan konseri, Akmar Pasajı, Otostop, Fanzinler, "uzun saç", Beatles, Pink Floyd, Çubuk Kraker, Bodrum, Moğallar, ölmek, Erol Taş, Zen Kaçıkları, şorşak, ölü atlar, The Doors, şarap, San Francisco, LP, Sultanahmet, proteo, Beyoğlu...
Şahin Uruk - Kadıköy Felsefesine Giriş
En büyük sanat yapıtları bizim kim olduğumuzu bilmeksizin doğrudan bize seslenen yapıtlardır.
Alain de BOTTON
Bu yorum silinmiş
Ölümün yaşamın sonu değil bir parçası olduğunu öğrenmiştim.
Doğruydu bu. Yaşayarak ölümü besliyoruz.
Haruki MURAKAMİ, İmkansızın Şarkısı
Sözlerim yok, yeminlerim, yalanlarım... Her çabam boşa çıktı ve utandım adımın çağrısından.
Günlerdir, haftalardır, aylardır, belki de yıllardır aynı hikayede dolaşıyorum. Üşüyorum. Bitişikte bir kedi ağlıyor, cenazesi çoktan kaldırıldı oysa ki. Dumanlar arasında kesildi soluğu. Alevler yaladı ruhunu. Hala ağlıyor.
Şehirle yok olmak istiyorum. Dİnamitlendi her yan, fitiller ateşlendi.
Patlamadı dinamitler. Şehir ayakta hala, bir tek ben öldüm, yaşamak bir tek benim hakkımdı çünkü.
Ferhat Uludere - Sayıklamalar
bence çok iyi bir kitap ve bu kitabı bu kadar geç bulmuş olmama üzülmeme değdiğini söyleyebilirim . başucu yapılabilir rahatlıkla .
Yanımda uyusaydın, başını dizime değdirseydin, anlasaydın, bağışlasaydın…
Nicedir korkmadan giriyorum bu kahveye, insanlara ve törelere aldırmadan; başım dimdik. Çay içmiyorum artık, bardak bardak hüzün yudumluyorum. Boğazımdan akıp gidiyor hüzün, sancıyor yüreğim.
Sonra düdük çaldı, düdükler çaldı. Son sigara elimi yaktı. Gözlerime baktım aynalarda, milyar tümce yalnızlık okudum, sevecen sıktın elimi, yanaklarımı öptün terk eden insanların o uzak yakınlığıyla. Sonra düdük çaldı, düdükler çaldı, sen gidiyordun, dumanlar sardı çevremi; dumanlardan sıyrılamadım bir türlü, dumanlara yenildim, tren gitti, sen gittin. Düdükler çalmaz oldu, gar ıssızlığa gömüldü. Sigaranın artığı duruyordu yerde, hani paketin çevresindeki o al jelatin, eğilip aldım, sanki sendin, para çantamı açtım koydum içine. | 54-55
Eski Defterde Solmuş Çiçekler | Selim İleri
"İçim nefretle dolu, öcümü alacağım."
Anna Karenina
Tek yazardan ya da tek kitaptan alıntılar yapmak, bulmak için böyle düşünüldü. Ama böyle de bir başlık güzel oldu, eline sağlık "helen sezgi", teşekkürler :)