Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
eskiden kıyameti koparırdım bir dokunan olursa, altını çizmek ne ki... ama sonra anladım ki kitaba değer vermek demek hiç dokunmamak değil. altını çiziyorum artık, deftere de yazıyorum, tek tek nereleri çizmişim aramak yerine o açıdan kullanışlı oluyor. yalnızca önceden başkasının işaretlediği kitabı okurken biraz dikkatim dağılıyor, kendi fikirlerimi duyamıyorum gibi geliyor bana. ama tavsiyem; çizin. çizdikçe değeri artıyor.
Şu saçma sapan ve bir gün herşeyin yitip gideceği dünyada değil bir kaç satırın altını çizmek o satırları yazmak dahi olsa olsa suya atılmış bir imzadan ibarettir. Ben sadece okumak ve sonra okuduğum herşeyi unutmak istiyorum. Onları hatırlamak değil.
Ben önceden kitaplarımın altını çizmezdim. Sonradan başladı bu alışkanlık. Kitabı ikinci defa gözden geçirdiğimde, bir evvelki okumamda neler dikkatimi çekmiş diyerek çıkarım yapmamı sağlıyor. Bir de günlük tuttuğum not defterime kaydediyorum. Ne bileyim, belki de anı biriktiriyorumdur okuduklarıma dair böylece.
Ben de sevmiyorum kitabı çizmeyi, hoşuma giden cümleleri ayrı bir deftere yazıyorum. Gerçi okurken durup bir yere yazmak yorucu oluyor kimi zaman ama sonrasında dönüp neleri yazmışım diye bakmayı seviyorum. Çizilmiş kitabı okumak da dikkatimi dağıtıyor biraz.
İstesem de hiç bir zaman başaramadığım eylem . Kitaplara kıyamadığımdan olsa gerek bu halim .
kitaptan kitaba değişiyor. mahur besteyi okurken integral işaretiyle hoşlandığım yerleri belirtmiştim mesela. başka bir kitabıma kıyamadığım için ayracının arkasına sayfa ve satır numarası yazmıştım. camus'nün yabancı'sını okurkense her şeyiyle bir çatışma içindeydim, satırları çiziyor, yanlarına düşüncelerimi, çelişkilerimi ve nedenlerimi yazıyordum.
okumak, okurken altını çizmek bile tek bir çerçevede olmamalı. çünkü her kitabı okurken aynı kişi olamayız diye düşünüyorum.
Fosforlu kalemlerle çizerim, istersem şekiller kondururum yanına. Sahip olduğumun, kitabın içinde yaşadığımın belirtisi gibi gelir bana. Geriye dönüp bakarım, benim için değer kazanır. Kitabın çizilince yıpranacağını da kesinlikle düşünmüyorum. Yıpratmak çok farklı. Misal: hikayenin içinde hikaye barınıyor, gibi.
Altını çizmeyi bende istiyorum ama kıyamıyorumda ne yapıcam bilmiyorum :(
Kitaplarım sarı pembe fosforlu kalemlerle çizilmiş yan taraflarına kurşun kalemle notlar alınmış oda yetmeyip sayfaları işaretlemek için kullandığım renkli kağıt işaretlerle doludur.Bitirdiğim kitabı birkaç ay sonra tekrar okur, notları gözden geçirir ,kaçırdığım bir şey varsa yine çizerim.post_itlerle doludur.Post-itlerde yaptığım araştırmalar yazılıdır.Alıntı defterlerimde vardır.
Çizmeye kıyamıyorum aslında tam karar da veremiyorum çizsem mi çizmesem mi diye. Post-it yapıştırıyordum bir ara, yine devam edeceğim galiba. Deftere yaz yaz bitmez, uğraşılacak iş değil.