Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
@asau, Güzel yazmışsın ama bence yazdıkların "nitelikli kadınlar" için değil herkes için geçerli. Nitelikli olsun veya olmasın herkes kendini özel hisseder, özel hissettirilmek ister. Bu kitap da bu hissi fazlasıyla veriyor. Herkes bu kitapta kendini buluyor, kendini anlayan biriyle konuşuyormuş gibi hissediyor. Bir yerde yalnızlığından kurtuluyor.
"Edebi bir değer taşıdığı için mi, yoksa edebilikten çok çok kalbi bir ihtiyaç hissetmelerinde mi?" diye sormuşsun. Güzel soru ama bu ihtiyacı çok sade ve güzel şekilde aktarabilmek zaten edebi bir değer değil midir? Edebi değer taşımakla kalbi ihtiyaç arasında seçim yapmak yanlış olur çünkü birbirini tamamlıyorlar.
ben de buradaki istatistiklere bakarak '' okumak istediklerim'' e ekledim. Umarım yakın zamanda okumak nasip olur.
Bu yorum sadece bilinçaltına yönelikdir (mantıksal, yargısal bir teze ait değil), bunun ayırdına vararak okumaya devam et!
Bu kitabın popüler olduğunun kanıtı nedir? Hadi diyelim popüler olduğunun sağlam kanıtları var. Kitabın edebiyat dünyasındaki yeri nedir? Kitabın popülerliği kitabın içeriğiyle ilgili değil, zamanla ilgilidir! Yani ortada bir zincirleme algıya dayalı merak olgusu var. Bir şekilde çok satanlara girdi. Madem çok satılıyor vardır bir nedeni, alıp okuyayım diyor insanlar. Çoğu kişi de övünce, olumsuz bir şey söylemek istemiyor, çok beğenmiş ayaklarına yatıyor... Ne ki insan ne denli aç gözlü olsa da, önceliği kendinde olmayanadır. Kürk Mantolu Madonna’ya dair bu müthiş ilginin altında yatanın da, pekala Türk edebiyatının en naif ve içten, sadeliğin ihtişamıyla yazılmış, okurunu yormayan aşk hikayesini sosyal medyanın bir fenomen haline getirmesi olduğunu söylemek mümkün... Bir de kalburüstü kadınların statülerine göre bir ilişki yaşayamama trajedileri olmasın sakın! Bu kitabı en çok (nitelikli) kadınlar okuyor. Edebi bir değer taşıdığı için mi, yoksa edebilikten çok çok kalbi bir ihtiyaç hissetmelerinde mi? Kitabı aslında çok beğenmemesine rağmen kitabı övüp övüp göklere çıkarma sahtekarlığına saplanmasının nedeni, sürü psikolojisi mi, aslında onun bir erkek için sadece bir kadın olduğu ayırdına varması mı, yoksa bilinçaltındaki saf bir aşkın isteğinin yansıması mı? Nitelikli bir kadın olmak aşktan iyi anlama anlamına geldiğini sanıyor bazı nitelikli kadınlar. Kendi niteliğine göre aşkına da erkekler tarafından nitelik katılmasını istiyor. Maria Puder’in güzel kadınların yaşadığı ama kimseye de anlatamadıkları o terk edilme hissinin kontrolünde nasıl seçimler yaptığı... Doktar veya bir mühendis olarak sokakta görsen yüzüne bakmam dediğin (sana göre) niteliksiz bir erkek tarafından terkedilmen veya onun saf sevgisini hakedebilmeyi başaramadığın ve bu eziklik içinde hezeyanlandığın için bilinçaltında farkında olmadan arayış eseri olarak okuduğun belki de.. ki Raif Efendi’nin de mecburiyetlerin erkeklerin ömürlerinde nasıl bir kahırlı dönüşüme neden olduğundur belki de. Niteliksiz erkeklerin ümmi aşkında da, nitelikli erkeklerin kitabı aşkına da ulaşma erdemine de uzaksındır belki de. zira tecrübelerim nitelikli kadınların aşktan sevgiden anlama kapasiteleri niteliksiz kadınlardan daha zayıf olduğunu kanıtlıyor :)
Kuyucaklı Yusuf romanı çok güzel, süper, "en güzel roman", etkileyici, soluksuz okudum dersen inanırım da bu kelimeleri bu kitap için söylersen inanmam, ki sen de zaten inanmıyorsun. Sence neden böyle, hiç düşündün mü?
İçinde derin anlamlar barındıran bir kitaptır."Overrated" olduğunu düşünmüyorum!
werevolf arkadaş, kem söz sahibine aittir..doğru, bununla birlikte yarası olan gocunur sözünü de hatırlatırım..abartılı bir özentilik ve hayranlık belirtisi tabiri sizin özentili bir kişilik olduğunuzu değil özentiliğe sakıncalı bir biçimde meyilliğinizi, "overrated" kelimesi yerine güzelim bir sürü türkçe kelime varken kullanmamanıza dayanarak ifade ettim..(not:lütfen kitapla ilgili yorum olarak kabul edilmesin bu bana doğan cevap hakkım olan cevabım)
Ben şöyle düşünüyorum; o kitabı o dönemi ele alarak değerlendirmek gerekiyor. Kendi dönemi içinde "bana kalırsa" yazılmış en iyi roman. En çarpıcı özelliği de şu; bir karakterin iç tahlillerini, kişiliğini, çevresini bu kadar iyi ve sıkıcı olmaksızın anlatabilmesi. Kullandığı dil onu bu kadar etkileyici hale getiriyor ki ben bu tarz romanlardan hep sıkılmışımdır ancak Kürk Mantolu Madonna'ya başladığım gece bitirdim. Soluksuz okudum. Yusuf Atılgan ve Sabahattin Ali bu tarz karakter tahlilli roman yazarlığında benim gözümde bir numara. Çok satanlar listesinden inmemesi farklı bir durum ben bu konuda oldukça cimri bir insanım. Sevdiğim şeylerin böylesine göz önünde olmasından pek hoşlanmıyorum malesef.
Kem söz sahibine aittir. Bir arkadaş beni hiç tanımadan sadece başlıkta yazdığım overrated kelimesine dayanarak "fazlaca abartılı bir özentilik" içinde olduğumu söylemiş. Öyle de olabilirim olmayadabilirim. Ancak buna insanları tanımadan karar vermenin doğru olmadığını düşünüyorum. Eğer başlığı, konuyu herhangi birşeyi beğenmediyseniz eleştirebilirsiniz. Ancak şahsıma hakaret edemezsiniz.
Yapılan yorumlar kitabı ve popülerliğini anlamamda güzel fikirler verdi. Herkese çok tekşekkür ederim.
Daha önce Kürk Mantolu Madonna başlığı altında yaptığım yorumu paylaşmak isterim, bu konuyla doğrudan uyuşuyor:
"bazı kitaplar kişileri anlatır. kürk mantolu madonna baştan sona raif efendi karakteri üzerine kuruludur. diğer her şey onu tamamlamak içindir. maria puder, köyü, almanya, her şey. eğer raif efendi karakterinde veya ona yakınsanız kitabı beğenirsiniz. o karakterde değilseniz başkalarına çok anlamlı gelen şeyler size o kadar da anlamlı gelmeyebilir. bir de şu var, çok kişi beğendi diye herkes beğenecek diye bir durum yok.
bu kitabı 2012' de okumuştum ve çok iyi hatırlıyorum. özellikle ilk yarısında neredeyse her sayfasında yarım saat üzerine düşündüğüm cümleler vardı. eski bir arkadaşla uzun süre sonra görüşmek ve herkesin ayrı yollara gitmesi ve bu durumun hiç konuşulmadan iki taraf tarafından kabul edilmesi, karşılıklı bu yeni duruma uygun davranılması tespiti var mesela. güzel bir arkadaş ortamında saatlerce bu konu üzerine konuşulabilir. ama ikinci kısmı klişe bir aşk hikayesi gibi geldi."
en çok satılanlar listesinde sürekli olmasının popülerlik olduğunu düşünüyorum. herkes okuyor ben geri kalmayayım diye düşünenler sürekli çok satılanlar listesinde kalmasını sağlıyor. buna da şuradan ulaşıyorum, sabahattin ali' nin diğer kitapları da aşağı yukarı Kürk Mantolu Madonna kadar güzel. Hatta İçimizdeki Şeytan bence Kürk Mantolu Madonna' dan da daha güzel. Ama bu kitapların hiçbirini hiçbir zaman çok satanlar listesinde görmedim.
Ayrıca daha önce de belirtildiği gibi kitabın ince olması da "çok fazla kitap okuma alışkanlığı olmayan" birçok kişinin alıp okumasını teşvik ediyor.
Gençken okuduğumda hayran kalmış sıradışı bulmuştum,alışılmış romanların dışında bir anlatım vardı.duygusal ve gizemliydi ayrıca.herzaman için en sevdiğim eserlerden biridir,yazarın diğer eseri "içimizdeki şeytan" da çok çarpıcı bir eserdir.mutlaka hepimiz
Aynı düşünmeyiz bizim kim olduğumuza ve neler beklediğimize bakar yorumlarımız.Benim için Türk edebiyatındaki en iyileri içindedir kesinlikle.bir başkası için aynı olmayabilir.insan neden hoşlanıyorsa onu okumalı bence.kimseyle yarış haline girmeyin okuduklarınızdan zevk alın bizlere bir şeyler vermesini istiyorsak.