Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
"Mesela, neden odanda duran ve senin koltukta ya da çalışma masasının başında oturuşunu, uzanışını, uyuyuşunu (Mışıl mışıl uyumanı dilerim!) seyreden mutlu dolap değilim?"
"Bu sana son mektubum. Ayrılmadığımız için vedalaşmıyorum Milena. Toprak beni içine çekerse, o başka. Ama bunu başaramayacak. Çünkü sen varsın."
"bir kızılderili olsa insan! hemen hazır, koşan bir at üzerinde, boşlukta eğilmiş, sarsılan yer üzerinde kısa sürelerle sarsılıp dursa, üzengilerden çekse ayağını, yani üzengi diye bir şeyin varlığını unutsa ve önünde uzayıp giden araziye dümdüz biçilmiş bir kır gözüyle baksa, derken atın bir başı ve gövdesi olduğunu unutsa!"
"Bir buçuk saattir iki mektubunla kartını okuyorum (zarfı da unutmayalım,nasıl oluyor da bütün posta servisi çıkıp senden özür dilemiyor şaşıyorum doğrusu) ve başından beri güldüğümü farkediyorum. Dünya tarihinde bundan daha mutlu bir imparator olmuş mudur acaba?
Odasına giriyor,üç mektup orada öylece duruyor,adamın mektupları açmaktan -yavaşça hareket eden parmaklar- ve arkasına yaslanmaktan,böylesine mutlu olduğuna inanamamaktan başka yapacak bir işi yok."
"...bazen bana öyle geliyor ki, birlikte yaşamak yerine, ölmek üzere mutlu mesut yan yana uzanacağız. Fakat ne olacaksa, senin yanında olacak."
"Milena, sen benim için bir kadın değilsin, bir kız çocuğusun, daha önce görmediğim kadar saf bir kız çocuğu, sana elimi uzatmaya cesaret edemem; kirli, titrek, pençeyi andıran, terleyip soğuyan bu eli..."
"demek sana çiçek gönderdiler ve sen de onu odana koydun üzüldüm doğrusu buna. odandaki bir eşya olsaydım o çiçekler çıkana kadar bir daha girmezdim o odaya."
Bu yorum silinmiş
Hayat iki seçenek çıkarır insanın önüne: Ya yazgısını sırtlanacak, evet deyip, yaşamını ona göre düzenleyecek, yazgısına kucak açacak, üstünlük ve sakıncalarını kabullenecek, mutluluk ve mutsuzluklarına içtenlikle, pazarlığa kaçmadan, bir yücekalplilik ve alçakgönüllülük alıp bağrına basacaktır. Öbür seçenek yazgısını aramaktır; ne var ki, aramakla yalnızca güç, zaman, hayal, yerinde ve olumlu körlük, içgüdü kaybedilmez, kendi değerini de elden çıkarır insan. Yoksullaşır giderek; ele geçen şey, elde var olandan her zaman için daha kötüdür. Hem inanç gereklidir aramak için, inanç için de belki yaşamanın gerektirdiğinden daha fazla güç.
Tutalım ki seni her şeyden çok seviyorum dedim, aslında bu bile sevgi sayılmaz; senin bir bıçak olman, benim de bu bıçakla kendimi deşip durmamdır sevgi.