Yazmayı sevdiğinizi ve ileride bir yazar olmak istediğinizi düşünüyorum. Gelin, fikirlerimizi paylaşalım. Neler yazarsınız? Yazarken nelere dikkat edersiniz? Hiç kitap çıkarmaya çalıştınız mı? Hadi, bu grup sizi bekliyor! :)
Defne:),Gözde ve Weasleyhead değerli yorumlarınızı okudum...Ben de şunu söylemek isterim...Karekterleri konuşturuken zaman ve mekan sıkıntısı çekmekteyim...Yani yazının başına geçtiğimde yazmak istediğim her şey benden el etek çekmiş oluyor...Diğer taraftan yazıdan kendimi çekipte başka şeylerle uğraşırken zihnim oraya gidiyor .. Roman karekterlerini ve olayları o an zihnimde çoğaltıyorumda çoğaltıyorum..Zihnimin elleri olsa da bunları bu biriktirdiklerimi kayıt altına alsa diyorum..Yani yazmada düzen tuturan disiplinli bir kalem değilim..Bu nasıl aşılır onuda bilmiyorum...Sevgiler
Durumunu anladım Sarevenüs. Herkes bunu yaşar diye düşünüyorum. Dediğimiz gibi, ilk olarak aklına gelen şeyleri mutlaka not et. Unutmam dersin, unutursun çünkü. Daha sonra aklındaki sahneyi yaz, notlarını sahnende kullan. Aklına başka zaman, başka bir şey gelirse onları da not et. Kitabın başına geçince not ettiğin şeyleri tekrar sahnene aktar. Bu şekilde bir yol izleyebilirsin. İnşallah işe yarar.
Defne,
Ne iyi ettin de böyle bir konu açtın..:) Umarım edebiyata bir kalem olsun kazandırır paylaşımlarımız..:)
Çok güzel bir konu olmuş cidden Defne. :) Böyle yardımlaşmak kafamda yeni fikirler edinmeme sebep oldu. Aklımdaki olumsuzlukları da atacağım böylece. Elbet herkes gibi benim de yazarken endişelerim oluyor. Bir beğenip yazdığımı, bir başka gün okuduğumda olmamış diyerekten silme girişimine giriyorum. Bazen de tam tersi oluyor beğenmeyip yazdığımı bir köşeye koyup, geri döndüğümde aslında güzel olmuş diyerek devam ettirdiğim oldu. Zaman lazım bir bütünlüğü yakalayabilmek için, dediğiniz gibi...
Ancak benim de şu sorunum oluyor; takip ettiğim yazarlar şehir, sokak isimlerinde tereddüt etmeden yazıyor. Bazıları da mekan isimlerini oluşturabiliyor. Ama bu konuda karşıma bir engel çıkar olmazsa diye tereddüt ediyorum. Ben çok gezebilen biri değilim, gerek sağlığımdan ötürü gerek vakitten ötürü. Bildiğim birkaç şehir. O da çoğunlukla romanlarda geçiyordur ya da karşıma bir engel çıkar diye çekiniyorum. Bu sebeple kullandığım şehir sokak isimlerine ayrıntıya giremiyorum, uydurma yapsam mı diye düşünmeden edemiyorum.
Merak ettiğim konu, bir çok yazar bilinçli veya bilinçsiz nasıl yapabiliyor bunu. Yani istediğim şu ki, şehir konusuna girdiğimde Türkiye'mde en iyi bildiğim Bursa, Ankara şehirleri. Onun haricinde tatile gittiğim şehirler de var elbet. Ama benim kadar şehir isimlerini dikkate alan var mı ve bu konuda hangi yolu izliyor?
Ben hayatımdan yola çıkarak da bir konu bütünlüğü yakalamak isterim ancak şehir ayrıntısına gerek duyduğumda ne yapabilirim bilemiyorum. Yardımcı olur musunuz acaba? Belki önemsiz bir ayrıntı gibi görünebilir ama benim kafamı kurcalıyor bu konu... :)
ben şehir ya da mekan isimlerine pek takılmam doğrusu. ne yazarken ne de okurken. hem sınırlandırmamak hem de uğraşmamak adına :) bazı kitaplarda görürüz mesela, yer ismi verilmemiştir onun yerine üç nokta konulmuştur ya da yalnızca baş harfi yazılmıştır. bunu deneyebilirsin. bence mekan adı önemli değil konulacaksa bile kendim uydurmaktan yanayım böylece mekanı istediğim gibi düzenleyebiliyorum. ama illa yapmak istiyorsan araştırmayla halledebileceğin bir konu diye düşünüyorum :)
Merhaba dostlar, bütün yorumları okudum ve şuna karar verdim; sanırım problemli biriyim :) Çünkü benim yazma konusunda yaşadığım problemler çok daha "değişik". Yaşadığım probleme kısmen weasleyhad değinmiş. İlk romanımı yazmaya başladığımda, aklımda ki hikayenin yarısından fazlasını kağıda dökmüştüm, ve kaç sayfa oldu diye baktığımda birde ne göreyim? Daha sekiz sayfa yazmışım :) Evet şaka gibi ama aynen böyle. Bende konu da problem yok, hatta tam tersine şu an bile dört-beş tane kitap yazabileceğim konu var aklımda. Fakat şu konuları uzatma işini bir türlü beceremiyorum. Detaya girince, konuyu bozmaktan, ana düşünceden uzaklaşmaktan ve yavan bir şeyler yazmaktan korkuyorum.
Onur o korku fazlasıyla bende de var. Devam ettirmekten, ya da konuyu çabuk bitirmekten korkuyorum. Umarım atarız bu korkuyu. Belki de ayrıntıya girmek için yoğunlaşmalıyız. En nihayetinde bitti dediğimizde de üzerinde çok oynamalar olacaktır...
Weasleyhead, tavsiyelerin için teşekkür ederim. Umarım halledebilirim. Şimdiye kadar çoğu hikayemi şehir ve sokak ismi vermeden yazdım... :) Tavsiyelerini dikkate alacağım.
"30 Günde İlk Taslak" isimli bir kitapta bahsedilen önerileri kopyalıyorum buraya, umarım işinize yarar.
‘30 Günde İlk Taslak’ kitabı neler öneriyor?
Yazar Karen Wiesner’in ‘First Draft in 30 Days (30 Günde İlk Taslak)’ kitabının yazacağınız eserin bir enstantenesini oluşturduğunu unutmamak gerek. İlk tavsiyesi büyük bir ‘beyin fırtınası’ yapmanız. Ve bakın, hikâyenizi oluşturmak için kafanızı toparlayamadığınızda neler yapmanızı öneriyor:
* Aklınızdaki konularla ilgili kitaplar okuyun ya da filmler izleyin.
* Hikâyenizin içindeki bölümleri anlattığını düşündüğünüz bir müzik listesi yapın. Bu listedeki şarkıyı herhangi bir yerde duyduğunuzda aklınızda yeni fikirler dolanabilir.
* Alışverişe gidin. Ana karakterinizin seveceği bir şeyler alın.
* Evden çıkın ve herhangi bir yerde insanları izleyin. Karakterinizin parçalarını oluşturun.
* Hikâyenizi birilerine anlatın. Bu, sadece yeni fikirler oluşturmayı değil, hikâyedeki zayıf noktaları da görmenizi sağlar.
Günbegün taslak oluşumu
1-6. Gün: Karakterler, plan ve kurgu
İşe, fikrinizi benimseyerek başlayın. Kendinize konuyla ilgili ne kadar derine inebileceğinizi sorun, cevapları not edin. Karakterler üzerinde yoğunlaşın. Hepsinin kendine özgü kimlikleri olması gerek, unutmayın. Aralarındaki bağı sağlam tutun. Her gün düşündüklerinizi not edin.
7-13. Gün: Araştırma
Araştırmadaki amaç, konuyla ilgili daha sağlam bilgilere ulaşmak, kişilerle görüşme yapıp diyalogları kaydetmek. Bunlar kitabı yazarken size çok yardımcı olacak, en önemlisiyse güven verecek.
14-15. Gün: Hikâyenin gelişimi
Kitabın iskeletini sağlamlaştırın. Kitabınızı ‘giriş’, ‘gelişme’ ve ‘son’ olarak ayırın. Giriş bölümünde karakterlerinizi tanıtmayı ve en önemlisi de kurduğunuz cümlelerde gizem yaratmayı ihmal etmeyin. Gelişmedeyse çelişkiler ağını detaylandırın. ‘Son’da tüm çelişki ve gizemli karakterlerin çözülmesi gerekiyor.
16-24. Gün: Bir araya getirme
Taslağı oluşturmayı bir yapboz gibi düşünün, tek farkı parçaları siz üretiyorsunuz. Şimdiye kadar pek çok fikri ve hikâyeyi kağıtlara yazdınız. Şimdi onları birleştirme zamanı.
25-28. Gün: Güçlendirme zamanı
Bir araya getirdiğiniz kaba taslağı iyice kontrol edin. Hikâyedeki akışta herhangi bir problem olup olmadığı önemli. Cevapsız kalan sorulara dikkat edin. Karakterlerin hikâyeye doğru zamanda dahil olup olmadığı önemli.
29-30. Gün: Son kontrol
Öncelikle yaptığınız araştırmalardan aktardığınız bilgilerin doğruluğunu kontrol edin. Cümleleri güçlendirin. Bölümler doğru ayrılmış mı, kontrol edin. Bitirdiğiniz taslağı kitap haline getirmek için başına oturmadan önce mutlaka birkaç hafta dinlenin ve taslaktan uzak durun!
Didem, bence böyle bir kaygın olmasın. Hiç olmayan bir yeri de kitabında anlatabilirsin. Sonuçta bu bir kitap, yani kurgu ürünü. Ama elbette, bir okurun gidip senin kitabında anlatılan yerleri gezebilecek olması apayrı bir şeydir. İki türlüsü de kitap için kötü değildir bence. Çünkü ben de kitapta geçen yerleri çok dikkate almam. :)
Bir de konuyu hemen bitirmeniz hala zamana ihtiyacınız olduğunu gösteriyor. Sakın bırakmayın, sürekli okuyun yazın. Zamanla bu durum etkisini kaybedecektir ve bir bakmışsınız, bir iki sayfada anlatmayı planladığınız sahne uzayıp gitmiş :)