Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
O. WİLDE – DE PROFUNDIS – Can
– Gideceği limanı bilmeyene hiçbir rüzgardan hayır gelmez.
– İnsanın; günlük maddi çıkarları fazla ciddiye almaması gerektiğini ,pratik olmanın çok iyi bir şey olduğunu, insanın işle fazla uğraşmaması gerektiğini anlamıştı. “Kuşlar bunu yapmıyorsa insan niçin yapsın?” “Yarını düşünme”“Ruh sadece ten midir?” “Beden sadece giysi midir?” sözleri çok hoştur. ( Boştur da aynı zamanda )
– Kullandığımız kaba bezin üzerine düşen kırıntıları tek tek yiyorum; açlıktan değil, bana verilen hiçbir şey ziyan olmasın diye. Sevgiye de öyle bakmalı insan .
– İnsan, ruhunu ancak bütün yabancı tutkulardan edinilmiş kültürden,iyi ya da kötü bütün maddi varlığından kurtularak anlayabilir.
– Başkalarının başına gelen her şey, insanın kendi başına da gelebilir.
– Hayatın her anında insan, geçmişte olduğu kadar gelecekte olacağı şeydir.
– Sanat bir simgedir, çünkü insan bir simgedir.
– Tatmadığım zevk kalmadı. Ruhumun incisini bir kadeh şarabın içine attım, Flüt seslerinin peşinden zevk ve sefa yolunda koştum. Balla beslendim. Ama aynı hayatı sürdürmek hatalı olurdu. Çünkü beni sınırlardı. Geçip gitmek zorundaydım.
– En kötü yanı insanın kalbini kırması değil, kalpler zaten kırılmak için yaratılmıştır, taşlaştırmasıdır.
Güzel bedene haz, güzel ruha ıstırap gerekir.
– Yaşamın sırrı acı çekmektir.
– Dünya bahçesinin bütün ağaçlarının meyvesini tatmak istediğimi ve dünyaya ruhum bu tutkuyla dolu olarak adım attığımı söylemiştim. Gerçekten de böyle atıldım hayata ve öyle yaşadım. Tek hatam, bahçenin bana güneş ışınlarıyla, yaldıza bürünmüş gibi görünen tarafındaki ağaçlarla kendimi sınırlamam ve öteki tarafından,gölgeli, karanlık,kasvetli olduğu için kaçmamdı.
– İsyan duygusu ruha açılan yolları kapatır, göklerin soluğunu dışarıda bırakır.
– Başka şeyler,gözün ya da hevesin yanılgısı,gözü körelten, hevesi kaçıran bir yanılgı olabilir; oysa kederden dünyalar yaratılmıştır, bir çocuk yada yıldız doğarken acı çekilir.
– Sevinç ve kahkahanın ardında kaba, sert ve aldırışsız bir mizaç bulunabilir; ama kederin ardında hep keder vardır. Istırap hazzın tersine maske takmaz.
– İnsanın ulaşabileceği en üstün duygu olan keder, gerçek sanatın hem ideal örneği, hem de ölçüsüdür.
– Eğer hayat benim için bir sorunsa, ki mutlaka öyledir, ben de hayat için bir sorunum.
– Şöhretle rezalet arasında olsa olsa bir tek adım vardır.
– Bütün yüce fikirler tehlikelidir.
– Geçmişime farklı gözlerle bakmak, dünyanın ona farklı gözlerle bakmasını sağlamak, tanrının ona farklı gözlerle bakmasını sağlamak zorundayım. Bunu geçmişimi görmezden gelerek, hafife alarak, överek, yadsıyarak yapamam. Ancak hayatımın ve kişiliğimin gelişiminde kaçınılmaz bir aşama olarak kabul edersem, çektiğim bütün acılar karşısında başımı eğersem yapabilirim.
– Tanrının gözünde geçmiş, şimdi ve gelecek bir tek andır. Tanrının gözüyle yaşamaya çalışmalıyız. Zaman ve mekan, ardıllık ve uzam, düşüncenin rastlantısal koşullarından başka bir şey değildir. Hayal gücü hepsini aşıp ideal varoluşlar dünyasında serbestçe hareket edebilir, nesneler de özünde biz ne olmasını istiyorsak odurlar. Nesneler, insan nasıl bakıyorsa öyle vardırlar.
– Sevginin zorla giremeyeceği bir hapishane yoktur.
– Tevazu karşısında hiçbir şey imkansız, sevgi karşısında hiçbir şey zor değildir.
– Yüzyılımız ne kadar dar, aşağılık ve yüklerini kaldıramayacak kadar güçsüz. Başarıya billurdan bir saray verir, ama keder ve utanç için, başlarını sokabilecekleri sazdan bir kulübesi bile yoktur, benim için yapabileceğim tek şey adımı değiştirip, başka isim edinmek, oysa Ortaçağ bile, ardında, huzur bulabileceğim bir keşiş kukelatası, bir cüzamlı peçesi verirdi bana.
– Yaşadığımız çağa faydacılık çağı diyor, oysa hiçbir şeyin faydalarını bilmiyoruz. Suyun temizleyebildiğini, ateşin arıtabildiğini, toprağın hepimizin anası olduğunu unuttuk.
– Kendi tarihinin kahramanı olmaya çalışacağına, gelecekteki trajedisinin seyircisi olmaya bakmalı.
– Büyük tutkular büyük kişilere göredir. Büyük olayları ancak onlarla aynı düzeyde olanlar görebilir. (Zirvelerarası bakışım )
– Burgonya’nın bütün mor fıçıları ağzına kadar şarapla dolu, İspanya’nın taşlık bağlarında toplanan üzümler diz boyu olsa bile, küçük bir kadeh alabileceği kadarını alır,fazlasını alamaz.
– Dili bir keman gibi akort etmek gerekir; nasıl ki şarkıcının sesindeki yada teldeki titreşimlerin gereğinden fazla yada az oluşu yanlış bir notanın sesini verirse kelimelerdeki fazlalık ya da yetersizlik de mesajı bozar.
– Sevgi ve şefkatle verilen bir şeyi almaktan utanmıyorum. Gurur duyuyorum .
– Sanatta iyi niyetin hiçbir değeri yoktur. Kötü sanatın bütün örnekleri iyi niyetin ürünleridir.
– İnsan düşmanlarını seçerken ne kadar dikkat etse azdır.
– Sadece tahtındaki insanlarla ilgilenen kişinin hayal gücü pek kıttır.
– Çağdaş sanatın gerçek amacı genişlik değil, derinliktir.
– Özgürlüğe, kitaplara, çiçeklere, güneşe ve aya sahip olan kimse mutsuz olabilir mi ?
– Daha iyi bir insan olmaya niyetlenmek, bilime aykırı bir saçmalıksa da, derin bir insan haline gelmek acı çekenlerin ayrıcalığıdır.
– Dünyanın güzelliğini seyredip kederini paylaşabilen ve her ikisindeki mucizeyi biraz olsun anlayabilen kişi ise ilahi şeylerle doğrudan temas halindedir ve tanrının sırrına mümkün olduğunca yaklaşmıştır.
– Bütün çabaları kendilerini anlamaya yönelik olanlar hiçbir zaman nereye gittiklerini bilemezler. Kelimenin bir anlamında; tabi ki Yunanlı Kahinin dediği gibi insan kendini bilmelidir. Bilginin ilk aşaması budur. Ama bilgeliğin ulaşabileceği en üst aşama, insan ruhunun bilinmez olduğunun kavranmasıdır. Nihai muamma insanın kendisidir. İnsan güneşi teraziye koyup tarttıktan, ayı adım adım ölçtükten, yedi kat göğün yıldız yıldız haritasını çıkarttıktan sonra bile geriye ( bilinemeyen, bilinmesi gereken ) kendisi kalır.
– Kendisinden başka biri, parlamento üyesi, başarılı bir bakkal, önemli bir avukat, bir yargıç ya da buna benzer sıkıcı bir şey olmayı isteyen kişi mutlaka bunu başarır. Bu onun cezasıdır. Maske sahibi olmak isteyenler maskelerini takmak zorundadır. (veya maskelerinden yakınmamalıdırlar )
– Mirasyedi diz çöküp ağladığı anda, servetini fahişelere yedirmiş, sonra da domuz besleyip,domuzların yediği mısır yapraklarında gözü kalmış olması, hayatını güzel ve kutsal bir olaya dönüştürmüş olur.
– Bir heves ile ömür boyu süren bir ihtiras arasında şu fark vardır; heves biraz daha uzun sürer.
– Bugünkü yaşamda gerçek renk unsuru tek şey günahtır.
– İnsan aşık olunca; kendisini aldatmakla başlar, başkasını aldatmakla bitirir.
– Ben artık hiçbir şeye ne karşıyım ne de taraf, bu yaşama karşı takınılacak en anlamsız tavırdır. Biz dünyaya önceden verilmiş yargıları onaylamak için gelmedik.
– İyi olmak insanın kendisiyle uzlaşma halinde olması demektir. Uyumsuzluk insanın başkalarıyla uyum içinde olmaya zorlanması demektir.
– Kadınlar erkeklere en değerli altınlarını verirler. Fakat daha sonra verdiklerini, taksit taksit fazlasıyla geri alırlar.
– Günahları affettiren rahip değil itiraflardır.
– Ateş yakamadığı şeyi sertleştirir.
– Bir insan yaşamı bir sanatçı gibi ele alırsa kafası kalbi olur.
– Sık sık yapılan her şey bir zevk halini alır .
– Dünyanın ahlaka aykırı bulduğu kitaplar ona kendi ayıbını gösteren kitaplardır.
– “Suçlarımızı bağışla” değil yakarışımız, “Günahlarımız için bizi cezalandır”