Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Ben "Kitap bilgi vermiyorsa işime yaramaz,bu yüzden okumam" cümlesine kesinlikle katılmıyorum. Benim de Lise Edebiyat Öğretmenim de şöyle derdi " Okuyun çocuklar okuyun... Ne okuduğunuzun önemi yok. Bulduğunuz her şeyi okuyun. Dergi,kitap takvim yaprağı ne olursa olsun. Yeter ki okuyun" Bence kesinlikle ne okunduğunun önemi yok... Mutlaka her kitap size bir şeyler katıyor, bir şeyler öğretiyor. Hiç bir şey olmasa bilmediğimiz bir kelimeyi bile öğrenebiliyoruz. O yüzden valla ben ne bulursam okuyorum. Belli bir kriterim yok. Ama şu bir gerçek kitap okumak bana çok iyi geliyor. Ruh halim kötüyse psikolog yerine kitaba para veriyorum. :D :D
Ben okurken mutlu oluyorum. Okurken dinleniyor ve huzur buluyorum. Gundelik hayattan ve sorunlarından uzaklaşıyorum. Aslında kitap okumak sigara gibi okudukca daha cok okuyosı geliyor insanın...
Hani deniz suyunu içtilçe içesi gelir derlerya insanın işte bu da onun gibi okudukça okuma ihtiyacı hissediyorum ben.Hep istediğimiz, farklı yaşamlarda farklı maceralarda ,tahayyül ettiğimiz diyarlarda bulunmak değil mi zaten?Tek bir hayatı monoton yaşamayı kim ister ki?Kitap okuyan kişi onlarca hayat yaşıyor. Yaşamın bazı tuhaflıklarına şaşırmayışımız bundan değil mi?
''Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.''
Sözün sahibini bilmeyen yoktur herhalde. :)
bir de bence 'okumak' çok asil bi davranış.
Neden okuduğumu açıklayabilmem için öncelikle ön bilgi olması açısından biraz açıklama yapmam gerekecek.
Ta aklım erdiği dönemden beri bana özetle hep şöyle bir anlayış empoze edilmeye çalışıldı:
"Yemek, içmek nasıl bedenimizin ihtiyacı ise, okumak da ruhumuzun vazgeçilmez bir ihtiyacıdır. Sıkıntımızı unutmak; hayatımızı, ruhumuzu, kafamızı, düşüncelerimizi ve fikirlerimizi aydınlatmak için mutlaka okumaya ihtiyacımız vardır."
Kitap okumayı (mutlak ihtiyaç olan) yeme içme ile ilişkilendirip vazgeçilmez bir ihtiyaçmış gibi sunulmasını hiçbir zaman kabul edemem. Sıkıntımızı atmak, kafamızı dinlendirmek, düşüncelerimizi geliştirmek için kitap okuyabiliriz. Ama bunlar için mutlaka okumaya ihtiyaç vardır tezini insan fıtratının reel dinamiklerine uygun bulmam. Ayrıca düşünsel ve iradi gelişmenin okumakla olabileceğine inanmam. Aksine, bilmeye dayalı ihtirasla olabileceğine inanırım.
Kitap okumanın marjinal faydaları-menfaatları (hayat kalitesini artırma açısından) minimum düzeyde fayda sağlayabilen bir insan olarak şu iki kavrama hiçbir zaman inanmadım.
Kitap okumayı sevmek
Kitap okumaktan zevk almak
Ben hiçbir kitabı sevdiğim için okumadım. Aksine okumam gerektiği için okudum. İradem kendi denetimimde olmadığı dönemde (geçmiş); ailemin, çevrenin, okulumun denetiminde olduğu dönemde bunların iradesiyle okudum. İradem kendi denetimimde olduğu dönemde (günümüz ve gelecek); ailemin, çevrenin, okulun kültürlerinin şekillendirdiği irademi devletimin, dinimin, ırkımın, (yerel ve evrensel) ideolojimin, ortak insan menfaatlarının ve kendi algımın bana aşıladığı değerler bütünü ile (istesem de istemesem de) harmanlanıp oluşan irademle: Bir kitabı okumam gerektiğine inandığım-inandırıldığım için okuyorum. Kitap okumayı seviyorum klişesini kullanmak istemem. Çünkü kitap okumayı sevmem! Okumanın "zevk" ile ilişkilendirilebileceğine inananlardan değilim. Zevk için okuma eylemi gerçekte zevk için yapılan bir okuma eylemi değil, alışkanlık veya koşullanmaya dayalı okuma eylemi olduğunu gördüm.
Benim kitap okuma eylemlerim pek çok değişkenlerin ortaya çıkardığı bir durumdan kaynaklanır. Hiçbir zaman tek bir değişkene dayanarak kitap okumuş değilim. Kitap okuma eylemlerimin temelini "dayatma" oluşturur. Kendimi bilene kadar ki okumalarım "maddi" dayatmaya, kendimi bildikten sonraki okumalarım "manevi" dayatmaya dayanır.
İnsanların düşünmek için fikirlere ihtiyacı vardır, fikirler de kitaplarda olur.
Kitap okumak için sebebe gerek yok ki insan her zaman okumalı bu sadece kitap okumak anlamında.değil tabi.her ne kadar okumak dendiğinde.aklımıza kitap okumak gelse de gazete ,broşür vb. Okumak da bizim için kitap okumak kadar faydalı olabilir yani okumak bir neden için değil bir ihtiyaç olarakyaşamak için yapılır yemek yemek uyumak gibi bir nedenden değil bir ihtiyaç yüzünden yapılır iyi okumalar herkese
Her şeyin bir nedeni veya anlamı olmamalı ya da bizler aramamalıyız bence.
Hayatta kişiyi ne mutlu ediyorsa onu yapmalı. Mesela ben kitap okurken kendımı daha ıyı ve mutlu hissediyorum. Baska bir sebep ya da anlam aramıyorum. Akışına yasamalıyız her seyi anlam aramadan , sebepsiz, kuralsız ve mutlu :))
Ben açık konuşmak gerekirse kitap okumayı hiç sevemedim,okuma sebebim ya hocaların ödev olarak dayatması ve ya okumazsam arkadaşlarımdan bir yanımın eksik kalacağını düşünmüş olmamdı.Şuan hayatta yaptığım pek çok şeyden sıkılmış durumdayım ve ilk defa kitap okumaktan zevk alıyor gibiyim,ne kadar böyle sürer bilmiyorum ama keşke günlerimi online oyunla heba edeceğime biraz daha okusaymışım diye hayıflanıyorum.Bir kitap okumakla kitabın filmini izlemek,bilgilendirici bir kitap okumakla kitap özetine ve ya aynı bilgileri vikipedia dan öğrenmek arasında kat kat fark varmış meğer.
"Güzin Ablası kitaplar olan bir kızdım. İçim sıkılmasa o kadar, Tek bir satır bile okumazdım." der Didem Madak. Sanırım benim nedenim Didem Madak'ınki gibi. Çok eskiden beri kaçış noktam kitaplar.