Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Ben "Kitap bilgi vermiyorsa işime yaramaz,bu yüzden okumam" cümlesine kesinlikle katılmıyorum. Benim de Lise Edebiyat Öğretmenim de şöyle derdi " Okuyun çocuklar okuyun... Ne okuduğunuzun önemi yok. Bulduğunuz her şeyi okuyun. Dergi,kitap takvim yaprağı ne olursa olsun. Yeter ki okuyun" Bence kesinlikle ne okunduğunun önemi yok... Mutlaka her kitap size bir şeyler katıyor, bir şeyler öğretiyor. Hiç bir şey olmasa bilmediğimiz bir kelimeyi bile öğrenebiliyoruz. O yüzden valla ben ne bulursam okuyorum. Belli bir kriterim yok. Ama şu bir gerçek kitap okumak bana çok iyi geliyor. Ruh halim kötüyse psikolog yerine kitaba para veriyorum. :D :D
Ben okurken mutlu oluyorum. Okurken dinleniyor ve huzur buluyorum. Gundelik hayattan ve sorunlarından uzaklaşıyorum. Aslında kitap okumak sigara gibi okudukca daha cok okuyosı geliyor insanın...
Hepimizin kendi hayatı, kendi çizdiği yol var ve hepimiz bir öykünün kahramanlarıyız. Gün geliyor yaşamın tadını sonuna kadar çıkartıyoruz, gün geliyor her şeyden bıkıyoruz. En mutlu günümüzde dostlarımızı, kitapları aramayız belki ama bir şeyler yolunda gitmeyince tutunacak dallar ararız. Bu günlerde başka bir öykünün kahramanı olmak, onunla gülüp onunla ağlamak bizi yalnızlığımızdan ve çaresizliğimizden uzaklaştırır. Böylece ne zaman olursa olsun mutluluğa bir adım daha yakın kalırız. Kitaplar bunun için vardır ve hiçkimse bir dost kadar yakın, hiçbir dost bir kitap kadar yakın olamaz.
Neden okuduğumu açıklayabilmem için öncelikle ön bilgi olması açısından biraz açıklama yapmam gerekecek.
Ta aklım erdiği dönemden beri bana özetle hep şöyle bir anlayış empoze edilmeye çalışıldı:
"Yemek, içmek nasıl bedenimizin ihtiyacı ise, okumak da ruhumuzun vazgeçilmez bir ihtiyacıdır. Sıkıntımızı unutmak; hayatımızı, ruhumuzu, kafamızı, düşüncelerimizi ve fikirlerimizi aydınlatmak için mutlaka okumaya ihtiyacımız vardır."
Kitap okumayı (mutlak ihtiyaç olan) yeme içme ile ilişkilendirip vazgeçilmez bir ihtiyaçmış gibi sunulmasını hiçbir zaman kabul edemem. Sıkıntımızı atmak, kafamızı dinlendirmek, düşüncelerimizi geliştirmek için kitap okuyabiliriz. Ama bunlar için mutlaka okumaya ihtiyaç vardır tezini insan fıtratının reel dinamiklerine uygun bulmam. Ayrıca düşünsel ve iradi gelişmenin okumakla olabileceğine inanmam. Aksine, bilmeye dayalı ihtirasla olabileceğine inanırım.
Kitap okumanın marjinal faydaları-menfaatları (hayat kalitesini artırma açısından) minimum düzeyde fayda sağlayabilen bir insan olarak şu iki kavrama hiçbir zaman inanmadım.
Kitap okumayı sevmek
Kitap okumaktan zevk almak
Ben hiçbir kitabı sevdiğim için okumadım. Aksine okumam gerektiği için okudum. İradem kendi denetimimde olmadığı dönemde (geçmiş); ailemin, çevrenin, okulumun denetiminde olduğu dönemde bunların iradesiyle okudum. İradem kendi denetimimde olduğu dönemde (günümüz ve gelecek); ailemin, çevrenin, okulun kültürlerinin şekillendirdiği irademi devletimin, dinimin, ırkımın, (yerel ve evrensel) ideolojimin, ortak insan menfaatlarının ve kendi algımın bana aşıladığı değerler bütünü ile (istesem de istemesem de) harmanlanıp oluşan irademle: Bir kitabı okumam gerektiğine inandığım-inandırıldığım için okuyorum. Kitap okumayı seviyorum klişesini kullanmak istemem. Çünkü kitap okumayı sevmem! Okumanın "zevk" ile ilişkilendirilebileceğine inananlardan değilim. Zevk için okuma eylemi gerçekte zevk için yapılan bir okuma eylemi değil, alışkanlık veya koşullanmaya dayalı okuma eylemi olduğunu gördüm.
Benim kitap okuma eylemlerim pek çok değişkenlerin ortaya çıkardığı bir durumdan kaynaklanır. Hiçbir zaman tek bir değişkene dayanarak kitap okumuş değilim. Kitap okuma eylemlerimin temelini "dayatma" oluşturur. Kendimi bilene kadar ki okumalarım "maddi" dayatmaya, kendimi bildikten sonraki okumalarım "manevi" dayatmaya dayanır.
dünyanın hengamesinden, kalabalığından ve kötülüğünden kaçmak biraz nefes almak için...
Pencereler acmak amac.
Baska gozle bakmak Dunya'ya. Okurken "Ulan ben de ayni duvara bakiyorum, adam bu duvarda 3 sayfa yazabilecek kadar ne gormus" demek icin.
Hayal kurmak icin. Baskalarinin renkli Dunyalari'ni gormek ve buyulenmek icin.
Ogrenmek icin. Ne kadar cahil oldugumu, okudugum her bir kelime ile bir kez daha anlamak icin.
Duvarlari asmak amac.
http://humorpix.com/pictures/Books
Benim için okumak alışkanlık oldu.Başlangıçta okumak için bir çok nedenim vardı ama okumak benim için artık ekmek gibi su gibi zaruret oldu.Günlük kitap okumadığımda bir eksiklik,bir vicdan azabı duyuyorum nedense !!
Hani deniz suyunu içtilçe içesi gelir derlerya insanın işte bu da onun gibi okudukça okuma ihtiyacı hissediyorum ben.Hep istediğimiz, farklı yaşamlarda farklı maceralarda ,tahayyül ettiğimiz diyarlarda bulunmak değil mi zaten?Tek bir hayatı monoton yaşamayı kim ister ki?Kitap okuyan kişi onlarca hayat yaşıyor. Yaşamın bazı tuhaflıklarına şaşırmayışımız bundan değil mi?
''Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.''
Sözün sahibini bilmeyen yoktur herhalde. :)
bir de bence 'okumak' çok asil bi davranış.
Ben açık konuşmak gerekirse kitap okumayı hiç sevemedim,okuma sebebim ya hocaların ödev olarak dayatması ve ya okumazsam arkadaşlarımdan bir yanımın eksik kalacağını düşünmüş olmamdı.Şuan hayatta yaptığım pek çok şeyden sıkılmış durumdayım ve ilk defa kitap okumaktan zevk alıyor gibiyim,ne kadar böyle sürer bilmiyorum ama keşke günlerimi online oyunla heba edeceğime biraz daha okusaymışım diye hayıflanıyorum.Bir kitap okumakla kitabın filmini izlemek,bilgilendirici bir kitap okumakla kitap özetine ve ya aynı bilgileri vikipedia dan öğrenmek arasında kat kat fark varmış meğer.