Kitapların bize ulaşmasını sağlayan kuruluşlar. Kimisi tüccar kimisi zorla ayakta; kimisi işine aşık, kimisi savruk; kimisi koskoca bir kuruma evrilmiş, kimisi butik. Yazalım, konuşalım, takdir edip kınayalım.
"Sevmediğiniz, Sevemediğiniz, Isınamadığınız Yayınevleri"; Böylesi bir tartışma konusunda ne söylenebilir? Sanırım öncelikle konuya sevmekten, ısınıp-ısınamamaktan ötelerde görmek gerektiğiyle başlamam gerekir. Okumak önemli bir işse, bu bir kitabı, bir yazarı, bir yayınevini sevmekten ötede bir şeyler içermeli diye düşünüyorum.
Kitap alırken tercih ettiğim birkaç yayınevini ve tercih nedenlerini de olabildiğince verebilirsem sanırım demeye çalıştıklarım daha anlaşılır olacak. (Yayınevi sıralamamın bir önemi yok. Aklıma geldiğince sıraladım. tabi ki bu türdeki iyiler benim sıraladıklarımla sınırlı değil.)
Alacağım roman dünya klasiklerindense, bu türde kendini kanıtlamış, iyi çevirmenlere hakkı olan telifleri ödeyerek basan; Yapı ve Kredi, İletişim, T. İş Bankası, Can gibi yayın evlerini,
Felsefe, sosyoloji, günümüz sorunları, bilim gibi konularda, İletişim, Ayrıntı, NTV, Metis yayınlarını,
Günümüz Türk ve dünya edebiyatı konularında Can, Sel, İletişim, Ayrıntı, Bilgi, metis, Yapı ve Kredi gibi yayınevlerini tercih ediyorum.
Tercih nedenlerimin başında, iyi bir çeviri, yazarı, gibi etkenler. Kitapların dış görünümlerinden, kapaklarından olabildiğince etkilenmeden seçim yapmaya çalışıyorum. Ama ciltli bir kitap her zaman albenisi olan bir kitap oldu benim için.
Gelelim almaya pek yanaşmadığım yayınevlerine; Bordo-Siyah, Ergin Yayıncılık, Pegasus, April gibni yayınevleri gerek yukarıda saydığım nedenlerden, gerek bastıkları kitapların içerik olarak yetersizliğinden bana pek seslenmiyorlar.
Yine de tüm bunlara şunu eklemem gerekecek; kitap-okumak olabildiğince ön yargıdan kaçınılması gereken bir şey.
Bu yorum silinmiş
Benim için Erko Yayıncılık'tır, sevemedim, benimseyemedim, öyle berbat kapakları var ki bu denli özensiz kapakları olan bir yayınevinden bir kitap almak içimden gelmedi. Belli bir duruşa, yayın amacına sahip olmayışı da beni iyice uzaklaştırdı Erko'dan. Duruş derken, siyasi bir anlam çıksın istemem. Bana kalırsa, her yayınevi, kitlesini seçmeli, yolunu çizmeli; salla pati bir yayın politikası olmaz. Erko da yola çıktığından beri ne yapacağını bilmez bir şekilde dolanıyor ortalıkta. Benimseyemedim, gayrısı da zor.
+1 yayinlari nasil .onlardan kitap siparis edecem ne kadar guvenirlikli bilmiyorum...eger bilen varsa yazarsaniz sevinirim...