Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
Ölü Asker
nasıl da istemiştim
savaşa gitmeden
sevgilimle evlenmeyi
ama nereden bilebilirdim
ki silahın
demirine çarpıp
saklandığım yeri belli edeceğini
parmağımdaki yüzüğün...
Cephede
Aslında ben daha güzel ölürdüm
Arka bahçede askercilik oynarken
Tahta tüfeğimle toprağa uzanır
Annemin sesiyle doğrulurdum hemen
-Çabuk kalk üstün kirlenecek hınzır!
Yerdeyim yine bak anneciğim
N'olur kızma adımı çağır.
Masal
Korkmuyor bombalardan
Bağdatlı çocuklar
savaş uçakları varsa Amerika'nın
onların da masallarında uçan halıları var
Çekmece
Büyüklerle ben yapamıyorum
Çocuklar da almıyor beni oyunlarına
Devlet dairesinde
Yangından kurtarılmayacak
Sıkışmış bir çekmece gibiyim
Açılamıyorum sana
Kardeşiyle sokaklarda hep
Bir örnek giydirilen sen
Nasıl sevmezsin eşitliği
Yürürken düşen çoraplarını
Aynı hizaya getirmek için
Annen değil miydi önünde diz çöken
Öpüşme sahnesinin tam ortasında
İçeri girdiğin yazlık sinemanın
Yer göstericisiyim
Yürüyorsun fenerimin ışığında
Yer: Kız Kulesi
Ve sonu ayrılıkla bitecek
Hüzünlü bir aşk filmini oynuyor
Beyaz duvarında
Bir kez olsun çıkmazken ağzından
Seni sevdiğimi
Her gün söylememi yadırgama
Bil ki bu şehirde
İskelenin verilmesini
Beklemeden atlarım vapurlara
Son karesi gibi Red Kit'in
Batan güneşe doğru
Sürerken atımı
Gitme kal demeni bekliyorum
Ama yalnızca
Rüzgar çekiştiriyor atkımı.
Ayna Oyunu
Mahalledeki en güzel kızın
Duvara aynasından
Yansıttığı ışığı
Nedendir bilmem
Hep ben yakalardım
Onca çocuğun
Elleri arasından.
Ama Ölüm
Özgürlük kitabının
Sayfaları arasına
Cellatların kurduğu
Darağacındaki ip
Yarım kalan
Sayfayı gösteriyor
Okumaya devam edecek
Nice insana
Evlilik fotoğraflarının yırtılarak
Kırılan çerçevelerin
Sokağa atılan
Tahtalarıyla çakılıyor
Çocuk tabutları
Hiçbir genç kız
Taşımıyor kolyesinde
Sevgilisinin fotoğrafını
Ama ölüm
Sayfaları oyulmuş
Bir aşk romanının
İçine gizliyor
Tabancasını...
Gülemedim ki hiç
hasta yatağının başucunda
haberi bu yüzden
yoktur annemin
sol yanağımdaki
gamzeden
Komodinin üstündeki
ilaçların sayısı arttıkça
kutularından yaptığım
gökdelenin uzamasına
sevinirdim
Ve bilmezdim
annemin yaşantısındaki
renkliliğin yalnızca
raflarda dizili
kavonozların içindeki
reçeller olduğunu.
Alacak
Yol kenarındaki
Yağmur mazgallarını
Kumbara sanıp
Harçlığımı atardım
Bu yüzden en çok
Denizden alacaklıyım.
Ayrılık
İki rayı gibiyiz
Bir tren yolunun
Yakın olması
Neyi değiştirir
Son istasyonun.
Çocuk Ve Hüzün
Ne zaman bir çocuk ölse
gözü evlerinde
annesinin kavurduğu
helvada
kalır
Yoksul bir çocuk görsem
yağmur altında üşüyen
köprü olmak geçer
hiç değilse
içimden
Her akşamüstü oyuncakçı
camekanından
çocuk ellerinin
izlerini
siler