Vikitap'a üye blogger'ların (blogger, blogcu, wordpress, tumblr vd. gibi blog yazarlarının) bir araya gelip birbirlerine destek olmalarını ve tüm bloggerların kendi bloglarını tanıtmasını sağlamayı amaçlamaktadır grup. Benim desteğe ihtiyacım yok, kendi ayaklarım üzerinde de dururum diyorsanız eğer; en azından diğerlerinin sizi tanıması için bir fırsat verin.
Afedersniz ama kimi okuyacağız bu sosyete yazarlarını mı? Bizleri küçük görerek halkın seviyesine inmeliyiz deyip kapiçinosundan bir yudum alan yazar kısmını mı? Bu millet klasik eserleri ve halkın içinden öyküleri okuyor rahat olunuz. -Puslu Kıta Fikir Ve Edebiyat
Dediğin doğru mesela sol ayağım ( my left food ) var Christy Brown ' ın kitabı millet duyuyor popüler roman olduğunu mesela sırf popüler diye millet okuyor diye okuyor işte konuşcak konu olsun vb tamam arada yapılabilir popüler diye merak eder okursun ama bu işi alışkanlık haline getirmişler var ayrıca filmini izlerim daha güzel diyorlar mesela. Fakat kitapdaki yazan deyaylar filmde yok mesela. Filmde hep hemen hemen geçiyor misal Frank Mccourt - Anjelanın külleri ilk seri kitabının flmini izleyin bisey anlasılmaz ama kitabını oku nasıl anlarsın vede ne tat alırsın. Bizim milletin neyi doğru ki kitap okuma şekli, alışkanlığı doğru olsun biraz boşa kürek çekiyorsun ya neyse inşAllah başarılı olursun.
Milletin derdi geçim meselesinde. Herkes kazancının yetersizliği nedeniyle ne yapabileceğinin peşinde. Üstelik kitap fiyatları oldukça yüksek. Avrupa ülkelerinde bir kitap ederi kazandıkları ücret üzerinden bakarsak iki - üç gazete fiyatında. Bizimkilerin fiyatı 20 ila 30 YTL üstelik bir de aranan ve güncel ise biraz daha artıyor. Piyasada 5 YTL yede kitap var ama hem edebi değil hem de kalitesiz veya korsan kitap.Şimdi bu fiyatlarda bir kitap alırken kimin eli titremiyor?
Meselenin diğer yönüne bakacak olursak TV' lerde tartışılan ve övülen değerlerde futbol ve popken kitap gibi bir konu nerede geçiyor?
Gençler kitap okumak için boş zamanları olmadığını söylüyor ama futbol ve yorumları için vakitleri var.Şimdi aydın geçinen AYDINLAR!? kalkıp bu gençlere örnek olması açısından niçin bir program veya tartışma alanları oluşturmazlar? Kendi kitaplarını pazarlamak için geçici bir tanıtım kampanyası yaparlar ancak. Böyle mi kitap okuma alışkanlığı elde edilir?
Ülkemizde gezici kütüphaneler var mı? Daha doğrusu kolayca kitapları alıp okuyabileceğimiz kütüphaneler mevcut mu? Hadi hiç olmazsa devlet büyüklerimiz bu konuya el atıp kütüphanelerimizin prosedürlerle uğraştırmadan her eve kitap ulaştıracak bir proje üretsinler bakalım. Bütün mahallelere ayda bir kez olsun gezici kütüphane gönderip bir gün boyunca kitap ulaştırsınlar ve diğer ayda okunan kitapları geri alıp yenilerini versinler.Amerikada taşralarda kitap okuma oranını bu şekilde artırdı.Üstelik ekonomisinede dolaylı olarak katkıda bulundu. Çünkü; arıcılık yapanlar, arıların hastalıklarıyla ilgili;çifçiler, meyve-sebze hastalıkları ve aşıçılık ile ilgili vb kitapları okuyarak tecrübelerini artırarak rekoltelerini geliştirdiler.
Doğrusu daha bir çok konu ve fikir ileri sürülebilir. Ekonomisi henüz oturmamış ülkelerde kitap okuma alışkanlığını kazandıramazsınız. Kitap okuma alışkanlıklarının en yüksek olan ülkelere bakın hep ekonomisi en güçlü ülkelerdir.
Bu ülkede sırf moda olduğu için okunan kitaplardan biri de yasaklandığı için tekrar raflara dönen ve meşhur hale gelen Şeker Portakalıdır. Kitabı 10 sene önce ilkokul 4e giderken okumuştum ben sonrasında da ne etrafımda ne de sağda solda kitaba dair hiçbir şey duymamıştım, aslında seriye dair (Şeker Portakalı-Güneşi Uyandıralım-Delifişek üç kitaptan oluşuyor) ama ne zamanki kitap müstehcen olduğu gerekçesiyle gündeme geldi herkeste bir "Aaaa okumalıyım" aşkı oluştu. Buna benzer birkaç örnek daha var ne yazık ki. Popüler kültür dediğimiz yazarların zaten yazarlık değeri pek yok gibi, Dizüstü Edebiyat serisini okumak mesela kime ne katabilir? Ben okumadım mı, okudum evet ve çokça da güldüm okurken ama edebi anlamda vs bir değeri olmayan kitaplar bunlar. İnsanlara aşılanması gereken şey öncelikle okuma sevgisi, sonrasında da okuma değeri olan kitapları ayırt edecek bilgi ve kendini geliştirmek... Bunu yapabilmek de oldukça zor :) Kolay gelsin, zor bir iş seçmişsin kendine.
Ben ülkemizdeki kitap okuma azlığı konusunda iki ana neden bulabiliyorum: ilki maddiyat ikincisiyse aşağılama. Tabi ki başka etmenler de var ama hepsi bu iki ana başlıkta toplanıyor.
Maddiyat konusu şöyle ki bir kitap popülerse fiyat açısından da yüksek oluyor. Klasiklerse neredeyse her yayınevinden çıkıyor günümüzde ama onlarda kalınlığına göre kitaba fiyat biçmek gibi bir cahillik yapıyorlar. Ayrıca kaliteli bir çeviriyi her yayınevinde bulacağını zannetmek de biraz saflık olur desem yanılmam sanırım. Bunlar tabi ki hatırı sayılır bir etki yaratıyor okuma oranına. Ama sadece fiyat yükseklği bir etmen değil. Okuma konusunda bilinç yok. Çocuklara küçüklükten beri aşılama yapılmıyor bu konuda. Satın almak haricinde yönelebilecekleri yerler gösterilmiyor. Kütüphane alışkanlığı kitap okumaya büyük etkisi olan ve maddi açıdan da insanı sıkıntıya sokmayacak bir alışkanlık. Ama ne yazık ki ciddi bir şekilde okuyorum diyen insanlar bile kütüphaneyi yetersiz bulmakla öyle meşguller ki yeni başlayan birisinin oraya yönlendirilmesi imkansız hale geliyor. Kendi açımdan konuşursam küçük bir ilde yaşıyorum ve burda kütüphane sayısı oldukça az ama son 4-5 yılda gittiğim kütüphane inanılmaz bir gelişme gösterdi gerek popüler gerekse de diğer kitaplar açısından eksiklerini hızla kapatıyor. Oraya kitaplar gökten zembille inmedi, kütüphanenin önemini kavrayabilen, kütüphanemizin bu konuda eksik olduğunu fark eden ve durumu olan kişiler sayesinde; kütüphane yönetiminin eksikliklerini fark etmesi ve bu konuda çalışması sayesinde oldu hepsi. Hepimiz maddiyattan yakınıyoruz ama bu konuda ne yazık ki yakınmaktan başka bir şey yapmıyoruz yapabileceğimiz halde.
Aşağılama dediğim an çoğu kişi anlamıştır sanırım ne demek istediğimi. Popüler olan kitapları okuyan kişilere karşı çoğu kişi ne yazık ki; 'Onlar okuyor sayılmazkiii,' ya da 'Püfff, yine mi popüler zırvalardan okuyp okuduğu sanan biri,' şeklinde bir tutum sergiliyorlar. Ben kendi açımdan bunu çok yanlış buluyorum çünkü bu karşıdaki insanın okuma şevkini kırar, kendini geliştirmesi engeller. Bir kitabın popüler olup okumaya ilgisi olmayan kişilere bile kendini okutabilmesi çok büyük bir getiridir arkadaşlar. Kaliteli-kalitesiz ya da değerli-değersiz tartışmasını yapmak bu konuda önemsizdir. Çünkü bir kitap okuyan insana hiçbir kazandırmasa bile okunulan süre bounca ona farklı bir şeyler düşündürtür. Sanatlı, derin anlamlar içeren cümleleri olmasa bile kendi kelimelerinden sıyrılmasını sağlar. Ki popüler kitapların -genel olarak- sizi etkileyen büyük bir derinliği ya da etkisi olmasa da küçük olaylara karşı bakış açısına etki eder, duygu açısından sizi zenginleştirir. Ben gerçekten kitap okuyan insanlardan şu cümleyi duyunca çok üzülüyorum: 'Popüler kitabın bana hiçbir etkisi yok.' Hayır arkadaşım var sen bunun farkındasın ama yadsıyorsun bunu malesef. O kitap belki seni sıkıntılı dünyandan uzaklaştırdı belki o kadar kötüydü ki aynı türde daha kaliteli kitaplara yöneltti seni. Her şey olabilir ama etkisiz olamaz. Popüler kitabın faydasına dair bir örnek daha: Bir süre belirli bir seviyeye geldiğinde okuyan kişi daha iyisine daha kalitelisine karşı açlık duymaya başlar. Gittikçe yükselen bir okuma profili çizer bir süre sonra iyi ve kötüyü ayırmaya başlar bilinçli okur olur. Zaten herkes böyle başlamaz mı okumaya? Lütfen bana ilk günden itibaren yüksek düşünce gerektiren inanılmaz felsefik kitaplarla başladığınız palavrasını sıkmayın. Çünkü hiçbirimiz öyle başlamadık. Herkesin çantasında Cin Ali ve Ayşecik vardı benim okulumda.
İnanılmaz çok konuştum okuyan varsa eğer başını ağrıttığım için özür dileyemem çünkü bilerek yazdım ve bilerek okudunuz. Daha çok yazmak isterdim ama konu derin ve benim de içimde tuttuğum çok şey var. Eğer katılmadığınız ya da merak ettiğiniz bir yer varsa lütfen yazmaktan çekinmeyin.
Kitapların ve kitap okumanın farkında değil genel kesim evet, popüler kültür kitaplıklarda da yerini aldı ama herkese görev düşüyor bu konuda. Yazar çizer takımı genç okurları yönlendirmeli, sanal alem ve tv. kitaplarda bile magazinel tutum sergilerken insanların iyiyi kötüyü ayırıp edebi hazzın tadına varması zor. Bu tip siteler ön planda olsa, televizyon programları edebiyat,sanat üzerine olsa daha güzel olmaz mıydı?
selamlar arkadaşlar başlıkta olduğu gibi ''Türkiye, kitap ve kitap okumanın farkında değil'' bende 6 aydır işlettiğim bir blogla kitap okuma oranın ve kitaba verilen önemi arttırmak için çabalıyorum bir göz atmanızı öneririm devamında takip gelir...
http://otuzuncuharff.blogspot.com/
Tamam bu modern edebiyat konusun da haklı olduğunuzu düşünüyorum.Ama millettimiz kitap okumuyor deyip de kendimizi kötüleyeceğimize yazılan eserlere ve yazarlara bakmamız gerek.Okur yazar da kendinden bir şeyler bulur bu duygu nefrette olsa romantiklikte olsa eğer bir şey bulduysa onu okur beğenir ve över.