Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Ben de ikinci bölümündeyim ve Ayşe'ye noldu, sevgililer miydi, neydiler hala anlayabilmiş değilim :)
İkinci bölümüne geçtim ve kaçırmaya başladım.Bilmiyorum benim mi kafam dağınık da anlamıyorum.
Neyse devam edelim bakalım
Aylak Adam'ı okurken değil de, bitirdikten sonra sevdiğimi farketmiştim. Şimdi en sevdiğim kitaplardan. Biraz zorlandıysanız bilinçakışı tekniğiyle yazılmış olmasından kaynaklanıyor olabilir.
Merhaba arkadaşlar, resmen sinirimden oturup ağladım. nedeni ise kitabı anlamıyorum. 2 gün boyunca en az 5 kere baştan başladım. ama bu cümleyi kim diyor, şuan kimden bahsediyor anlamıyorum. ilk sayfalarda birinci tekil kişi olarak anlatılırken, diğer sayfalarda gözlemci bakış açısıyla anlatılıyor. kafam karışıyor. bir cümle okuyup 5 dakika düşünüyorum. bu sorunu gerçekten sadece ben mi yaşadım kafayi yemek üzereyim.
Mükemmel diyenleri aldırma yusuf atılganın üslubu,yazım tarzı,veye yazamama tarzı diyelim abartıdan ibaret.. Aylak adamı okumadım ama Anayurt otelini okudum ordan tahmin edebiliyorum bu kitabıda Anayurt otelide okuyucuya eziyet eden bir kitabı yusuf atılganın.
Okurken bazı yerlerde bende aynı duyguları yaşadım. Sanki kitap okumuyor da dayak yiyormuşum gibi oluyordum. Bazen de okurken en ufak bir şey düşününce kitap kopup gidiyordu tekrar dikkatimi verince tamamen kitaptan kopmuş olaylardan hiçbir şey anlamaz hale geliyordum. Ayrıca yolda okuduğum zamanlarda da bazen isyan edip kapatıyor evde tekrar baştan sarıyordum bölümleri.
Neden bilmiyorum ama beni de çok yordu aylak adam (~.~)"
Bu konuda yalnız olmadığını bilmeni isterim. Aylak Adam sindirilmesi zor bir kitaptır. Öyle ha deyince okunmuyor. Çoğu okur da bundan şikayetçi aslında. Okuyor ama kitabın ne anlattığını anlayamıyor. Ben de okurken zorlanmıştım biraz. Beklediğim gibi bir kitap çıkmadı.
Gerçekten şuan içim çok rahatladı ama diyorum ya ciddi anlamda üzülüyorum ve sinirleniyorum. Çünkü ben bir kitabı derinlemesine anlamak isterim eğer genel olarak ne anlattığına bakacaksak gideyim konusunu ya da özetini okuyayım. Bence diğer okurlar da böyle düşünmeli ve akışına bırakıp yarım yamalak anlayıp okumamalılar. Nüşünceler güzel onda bir sorun yok ama olay örgüsünde sürekli bir kayıplık var. evde mi dışarda mı, aa şuan ayşe'yi anlatıyormuş diyorsun başa dönüyorsun. ne yapsam bilemedim sanırım yazarın üslubunu sevmedim. Herkes mükemmel mükemmel diyor başka bir şey demiyor. Son bir şans daha vericem, başımı ağrıtmaz umarım bir kez daha.
Anayurt Oteli ve Aylak Adam kesinlikle karıştırılmamalı bence. Aylak Adam'a bayılmama rağmen Anayurt Oteli onun kadar güzel olamayan bir öykü bence. kaldı ki Yusuf Atılgan'ın kendine çeken yanı da budur. kendi içinde yaşadıklarını kendiyle konuşurmuşçasına aktarır. kendinizle bağdaştırmanızı kolaylaştırır bu da (bence tabi.)
Yusuf Atılgan yine az ve öz yazar, Oğuz Atay bu konuda gerçekten acayip. Ben bilinç akışı tekniğini sevdiğim halde okurken yoruluyorum iki yazarda da. Sevmeyen veya alışık olmayan için gerçekten fena olsa gerek.
Yine de ilerleyen yıllarda tekrar şans vermeyi deneyin bence. 'Falanca kişi ya da onun gibi biri günlük hayatta kafasından neler geçiriyordur acaba' sorusuna çok güzel birer cevap olarak düşünebilirsiniz bu yazarların kitaplarını.