Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
@Şahin Bey benim Dedem (Annemin babası)I. ve II. İnönü Savaşlarında ve Sakarya Savaşında savaşmış bir Gaziydi. Bu vatanın savunmasında çarpışmış bir insandı. Hayvanların pislikleri içinden arpa taneleri toplayıp yemişler. Babam, Halam ve amcalarım tam Atatürk gençliği idi. O nedenle şeref konusunda kimseler benim ailemi sorgulayamaz. Dönüp kendi ailesi bu ülkenin kuruluşunda ne fayda sağlamış onu sorgulayın derim.
Benim Turan ya da Türkistan gibi bir rüyam yok. Herkes olduğu yerde sağ olsun. Ama Osmanlı Osmanlı diye ölen Ah Osmanlı diye yerlerde yuvarlananların Osmanlı'yı arkasından hançerleyenlere ağlayın.
Allah (c.c.), Hz. İbrahim ile başlayan bütün Büyük Peygamberleri İsrailoğullarına göndermiş. Ben hem Amentü'yü hem dinimi biliyorum. Sen esas Peygamberler Tarihini oku. Allah'u Teala her kavime ayrıca birer peygamber göndermiş. Bunların sayısı 128 bin. İmanın şartlarını da İslamın şartlarını da iyi biliyorum.
Bu arda ben herif değil Bayan'ım o.. diye başlayabilirsin. Hiç önemli değil.
İT'liğe gelince. Köpekleri aşağılamak için İt denir. Halbuki köpekler Kurtlardan evrimleşmiş, dünyanın en sadık ve vefalı hayvanlarıdır. Kurt ne sırtlan gibi başka hayvanların avlarını elinden alır ne çakal gibi leş yer. Kurtlar avladıklarını yerler.
Sahibinin yanında bir oda da kapalı kalsa bir köpek ve sahibi ölse, it dediğin hayvan acından ölse cesede dişini değidirmez. Ama kedi kendini besleyen sahibini yer. Köpek sahibi dövse bile ısırmaz, onun evini, malını, eşyasını, canını korur. Köpek yemek yerken gözü açık yer. Kedi gibi yemek yerken gözünü kapamaz. İnsanların bazıları işlerine gelmeyince kedi gibi dönüp ekmek yedikleri eli tırmalamasalar çok iyi olur. BU DURUMDA BENİM İÇİN İT OLMAK ŞEREFTİR. KEŞKE BAZI İNSANLAR KÖPEKLER KADAR EKMEK YEDİĞİ ELE SADIK OLSALAR.
Her şeyden önce gazze'de bir insanlık dramı var. Bunu bir dini düşünceye ya da siyasi düşünceye dayandırılarak desteklemeye ya da desteklememeye gereek yok. Öncelikle insani olarak İsrail'in bu zülmuna karşı çıkmak lazım. Zülum kime yapılıyorsa zülumdür.
Atasözümüz der ki "Olmayacak duaya Amin denilmez."
Bu gün Gazze'nin durumu üzücüdür. Ama insanlar ektiklerini biçer. Allah Gazze'dekiler dahil kimseyi düşman eline bırakmasın.
Bir çok kişi bu gün Türkiye Cumhuriyeti keşke kurulmasaydı diyor. Osmanlı'yı red ettiler, yok ettiler diyor. Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e sarhoş diyorlar. Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü'ye iki sarhoş diyorlar. Atatürk ve İnönü olmasa bu gün halimizin Gazze'den bin beter olacağını kimse düşünmüyor. Bir Müslüman çıkıp da ruhlarına bir Fatiha veya bir Yasin-i Şerif okuyup bağışlamıyor. Atatürk'ün ölümü olan 10 Kasım'da, İnönü'nün ölümü olan 25 Aralık'ta bir hatim indirip ruhlarına bağışlamıyor, Onun yerine küfrediyorlar.
Bu gün Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları olarak can, mal ve ırz güvenliği içinde rahatça yaşıyorsak; Türkiye'nin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, veya bir bakanı gittiği ülkelerde saygı ve hürmet görüyorsa, birileri çıkıp Türkiye Dünya'nın en büyük 20 ekonomisinden biri diye övünüyorsa hiç unutmasınlar ki Mustafa Kemal Atatürk'ün kurup bıraktığı Türkiye Cumhuriyeti sayesindedir bütün bu güzellikler. Atatürk'e sövenler yatıp kalkıp ona dua etsinler.
Bir İngiliz Atasözü der ki "Günahlarınızın bedelini torunlarınızın torunları çekecek."
İngilizlerle bir olan Araplar Osmanlı subaylarının ve askerlerinin kafalarını Akabe'de keserken; Daha sonra İngiliz mandası altında 100 liralık topraklarını 2.000 liraya Yahudilere satarken bu günü hiç düşünmemişlerdi. Vatan toprağını satan gün gelir onu arar. İnşallah biz de bir gün Filistin'in durumuna düşmeyiz.
Arabistanlı Lawrence'ın kışkırtmasıyla ayaklanan Arap göçebelerinin lideri ve Mekke Emiri Şerif Hüseyin'in yıllar sonra sürgün yaşadığı Ürdün'de Türkiye Cumhuriyeti diplomatlarına ağlayarak şöyle demiş : "En iyi günümüz Osmanlı zamanındaydı!"
14 Mayıs 1948'de Birleşmiş Milletlerin paylaşım planı uyarınca David Ben-Gurion tarafından İsrail Devleti’nin kuruluşu ilan edildi. 24 saat sonra, Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak orduları saldırıya geçerek İsrail topraklarına girdiler. Ama 1 gün önce kurulan İsrail onları hezimete uğrattı. Her Arap İsrail Savaşı ile İsrail daha da büyüdü. İsrail'in arkasında ABD ve Avrupa var. Onun için ne bu kan ne de göz yaşı akması durur.
Söz konusu Gazze olunca Türk milliyetçilerin Doğu Türkistan’ı hatırlatmaları, Kürt milliyetçilerin Kürtlere yapılanları hatırlatmaları klasik bir durum oldu. Zulüm kime yapılıyorsa zülümdür. Ama zulmün şiddeti her yerde aynı değildir. Can kaybının olmadığı ama maddi hasarın olduğu bir deprem ile can kaybı ve hasarın çok olduğu bir depreme karşı insanların hassasiyeti elbette farklı olur. Onun için bu olay için niye ses çıkartmadınız, şu olay için niye meydanlarda değildiniz diyerek Gazze konusunda hassas olan insanları bu basit bahanelerle samimiyetsiz göstermek büyük bir haksızlıktır.
Benim kimseyi hiçbir şekilde hiçbir şeyle suçlamak gibi bir niyetim yok olmadı da. uzatan sizsiniz. susun ve amin diyim sadece. bizim burada bunu tartışmamız dahi saçma.
max weber , insan eylemlerini duygusal - geleneksel - rasyonel olarak ayırıyor . rasyonel düşünen insanların karşısında duygusal ve geleneksel eylemlerimizden kurtulamadık . bu yaşananlar bize bir şeyleri düşündürtmesi gerekir sadece . " hareketin en basit biçimi yer değiştirme ; en yüksek biçimi ise düşüncedir " olan bitenin farkına varmak , bilinçlenmek belki bir eyleme katılıp naralar atmaktan , birilerinin kapısını penceresini kırmaktan , yeni bir zalimlik yapmaktan daha anlamlı olabilir diye düşünüyorum . (( kitap önerisi : dinle küçük adam - wilhelm reich )) şu an karısını döven adam da israil'e lanet okuyor (!) , çalan çırpan da , hak yiyen de israil'e lanet okuyor ! o kadar çok zulüm var ki ... ama sadece bazılarını görebiliyoruz , sadece bazıları bize gösteriliyor ! ( kitap önerisi : medya gerçeği - noam chomsky )
(( aç'ı doyurduğumda , hakareti affetiğimde , düşmanımı sevdiğimde ... bunlar güzel erdemler fakat ya dilencinin en fakirinin ve suçluların en gaddarının kendi içimde olduğunu görürsem ... ya şefkatime en muhtaç kişinin ve en azılı düşmanımın kendim olduğumu farkedersem o zaman ne olacak ?
carl gustav jung ))
demem o ki zalim biziz aslında , zalimlik biz mazlumların içinde ! işe kendimizden başlamalıyız .
" zulüm kimse zalimlik yapmayınca biter ; mazlumlar dahil ! "
@hanzala_ arkadaşım neden "Olmayacak duaya Amin denilmez." dedim. Onu sana açıklayayım. Bu dünyada 15 milyon civarında Yahudi yaşıyor. Ama bilimsel araştırma ve teknoloji geliştirme konusunda çalışan 10.000 bilim adamları var. Müslümanlığın tüm mezheplerini toplarsak biz Müslümanların nüfusu 1 milyar. Buna karşın bilimsel araştırma ve teknoloji geliştirme konusunda çalışan 500 bilim adamımız bile yok. Tüm teknolojik gelişmelerin ve icatların bir çoğunu Yahudiler yapmış. Her türlü teknolojiyi ve silahı onlar geliştiriyor, dünyanın en büyük ve zengin şirketleri Yahudilerin kontrolü altında. Bu durumda biz ne yapabiliriz ki? Tabii Yahudiler gibi teknoloji geliştirme, araştırma yapmaya başlamadığımız sürece onlar bizden hep önde olacaklar.
İslamiyet ilk geldiğinde insanlar taasuba ve günah korkularına saplanıp kalmış değillerdi. Abbasi ve Endülüs zamanındaki İslam bilim adamları Antik Yunandan sonra tutucu Katolik Hristiyan Ortaçağında günah sayıldığı için hiç uğraşılmayan ve gelişme kaydedilmeyen felsefe, tıp, matematik, geometri, fizik, astronomi, botanik, siyaset ,astronomi gibi bilimlerde araştırmalar yapmış, bu bilimleri geliştirmişlerdir. Arap Bilim adamlarının yaptığı araştırmaları devam ettiren ve geliştiren Yahudi ve Hristiyan bilim adamları robotların yapımından, uçağın yapımına, fotoğrafa kadar bir çok icat yaptılar.
İnsanlar, kadınlar ve çocuklar dünyanın her yerinde savaşlarla, açlıkla ölüyorlar. Acı ama gerçek. Daha yeni Eski Fransa sömürgesi Orta Afrika Cumhuriyeti'nde Müslümanlar katledildi.
Ben ne yazdıysam şimdiye kadar hep bilgi ile konuştum, hiç bir konuda atmadım. Gerçekler her zaman duygulardan güçlüdür.
@Fırat arkadaşım kimse Gazze'de olanlar zulüm değildir demiyor. Ölenler Türk ise bunu belirten Milliyetçi yaftası yiyor. Arap ise vah Zavallı oluyor. IŞİD kesince iyi, Yahudi öldürünce kötü. Tüm dinleri, tüm peygamberleri Allah gönderdi. Tüm insanların Allah'ın kulları. Kime zafer kime yenilgi vereceği Allah'ın taktiri. Ben 6-7 yaşındayken insanlar Filistin için insanlar İsrail'i beddua ederdi. 40 geçti İsrail daha da güçlendi zulümünü daha arttırdı. Edilen beddualar adamlara dua yerine geçiyor.
hanzala_ bana laf yetiştiremediği için Allah'a havale etmiş ben de diyorum ki bu iş artık Kıyamette Hak'kın divanına kaldı.
Zaten Mustafa Kemal Atatürk'e sarhoş diyen, onun kurduğu Cumhuriyet'te yaşayıp tüm nimetlerinden yararlanıp ona sövenlerden Kıyamet Günü Hak'kın divanında Atatürk adına ben davacı olacağım. Yedikleri ekmeğin, içtikleri suyun, canlarının, namuslarının güvencesinin bedelini ödesinler bakalım. Atatürk mavi gözlerin parmakları ile oymaya kalkanlar Peygamber Efendimiz Kıyamet günü Mustafa Kemal Atatürk'e şefaat ederken, Allah'ın gazabı ile helak olurlar inşallah !!!
@hanzala_, @betülislamoğlu, @fırat
Ben yanlış düşünüyorum size göre, masum çocuklar ölüdürülüyor Gazze'de.
Ben size Müslümanlara yapılan en büyük mezalimi örnek vereyim. Hamile kadınların karnı kasatura (Süngü gibi tüfeğin namlusu ucuna takılan veya bel kayışına asılı olarak taşınan bir çeşit bıçak) ile yarılıp içerideki ceninleri çıkarıp zeytin ağaçlarının dallarına asmak. Hamile kadınların karnına süngü sokup karındaki bebeği çıkarıp parçalamak. Beşikteki bebeklere süngü sokmak. Kız ve erkek çocuklarına tecavüz etmek, sonra öldürmek. Genç kız ve kadınlara tecavüz etmek. Yaşlı erkekleri parçalama, organlarını kesme, kafalarını koparma. İnsanları diri diri ateşe atmak, halkı topluca veya teker teker sopa veya telefon telinden yapılmış kayışlarla dövmek, insanları baş aşağı asarak, ağzından kan gelinceye kadar dövmek veya baş aşağı asarak altında ateş yakarak dumanla boğmak, ellerini kollarını bağladıkları kadınların, kilotlarının içine kedi koyarak işkence yapmak,
Bunlar nerede ne zaman mı oldu?
16 Mayıs 1919 ile 9 Eylül 1922 tarihleri arasında Ege ve Batı İç Anadolu Bölgesi'nde oldu. Atatürk olmasaydı, Cumhuriyet kurulmasaydı, Atatürk Sarhoş diyenler önce bu mezalimi görsünler de; Sonra konuşsunlar diyorum ben.
Ey büyük Allah'ım, bizi ve hiç bir kulunu düşmanın ve zalimlerin eline koyma. Zulum edenlerin mezaliminden sen esirge, sen kurtar Ya Rab. Sen her şeye izin verensin, her şeyi sebep ile var eder, sebep ile yok edersin, insanların zulümden kurtuluşu için sebepler yarat Yarabbi. Yüce Allah'ım sen merhameti seversin, Peygamber efendimiz iki cihan iki cihan Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimiz yüzsuyu hürmetine kullarına her iki cihanda da merhamet et.
AMİN.