A priori, Absürd, Agnostik, Analitik, Anarşizm, Anima mundi, Arkhe, Ateizm, Cogito Ergo Sum, Deizm, Determinizm, Dogma, Düalizm, Etik, Ezoterizm, Fenomen, Hedonizm, Hümanizm, İdealizm, Materyalizm, Metafizik, Monoteizm, Nihilizm, Ontoloji, Paradigma, Paradoks, Postmodernizm, Pozitivizm, Pragmatizm, Rasyonalizm, Romantizm, Sentez, Sosyal Darwinizm, Spekülatif, Spiritüel, Tabula Rasa, Teoloji, Totoloji, Ütopya........
Felsefe yoksa sadece bir yabancı dil mi?
Dışarıdan bakılınca öyle. Ne var ki içeriden baktığımızda sadece içimizi görebildiğimiz sihirli bir penceredir Felsefe. Anlam, kavram ve soruların hayat ile dünya karşısındaki sonsuz karşılaşmasınıa düşünce diyorsak eğer, Felsefe de bu karşılaşmanın en iyi tabirle tutanakçısı olmalıdır.
İnsanız. Sormadan, cevaplamadan, bilmeden, düşünmeden, istemeden, hissetmeden, yanılmadan yaşayamayız. Öyleyse düşüncenin en iyi ifade dili olarak da “düşünebileceğimiz” Felsefe’yi bu kitaptaki, çoğu artık birer kavram ve terim olmayı aşmış, günlük hayatımızda hep karşılaştığımız, içine düştüğümüz ve çıkamadığımız soru haritalarında arayıp hep bir uzanma mesafesi kadar yakınımızda duran mutluluğa ulaşabiliriz.
Her şeyimizi "geliştirdik"...
Peki felsefi gelişimin artık zamanı gelmedi mi!
A priori, Absürd, Agnostik, Analitik, Anarşizm, Anima mundi, Arkhe, Ateizm, Cogito Ergo Sum, Deizm, Determinizm, Dogma, Düalizm, Etik, Ezoterizm, Fenomen, Hedonizm, Hümanizm, İdealizm, Materyalizm, Metafizik, Monoteizm, Nihilizm, Ontoloji, Paradigma, Paradoks, Postmodernizm, Pozitivizm, Pragmatizm, Rasyonalizm, Romantizm, Sentez, Sosyal Darwinizm, Spekülatif, Spiritüel, Tabula Rasa, Teoloji, Totoloji, Ütopya........
Felsefe yoksa sadece bir yabancı dil mi?
Dışarıdan bakılınca öyle. Ne var ki içeriden baktığımızda sadece içimizi görebildiğimiz sihirli bir penceredir Felsefe. Anlam, kavram ve soruların hayat ile dünya karşısındaki sonsuz karşılaşmasınıa düşünce diyorsak eğer, Felsefe de bu karşılaşmanın en iyi tabirle tutanakçısı olmalıdır.
İnsanız. Sormadan, cevaplamadan, bilmeden, düşünmeden, istemeden, hissetmeden, yanılmadan yaşayamayız. Öyleyse düşüncenin en iyi ifade dili olarak da “düşünebileceğimiz” Felsefe’yi bu kitaptaki, çoğu artık birer kavram ve terim olmayı aşmış, günlük hayatımızda hep karşılaştığımız, içine düştüğümüz ve çıkamadığımız soru haritalarında arayıp hep bir uzanma mesafesi kadar yakınımızda duran mutluluğa ulaşabiliriz.
Her şeyimizi "geliştirdik"...
Peki felsefi gelişimin artık zamanı gelmedi mi!
Ciltsiz, 1, 220 sayfa
6Mayıs2013 tarihinde, Kafekültür tarafından yayınlandı