Cesaretin varsa aç kalbini!
Düzenli olarak kocasının mezarını ziyaret eden Desirée her seferinde yan mezarı ziyarete gelen, bazı parmakları eklem yerlerinden kesik ve mezarlığı çiçeklendirmekle uğraşan bir adama rastlar. Annesinin ölümünden beri aile çiftliğinde yirmi dört inekle birlikte tek başına yaşayan Benny ise her mezarlık ziyaretinde gördüğü, yan mezardaki şapka takan ve şiir kitabı okuyan kadının kim olduğunu merak etmektedir.
Bir gün, ikisinin de dudaklarında kendiliğinden, karşılıklı bir gülümseme belirir..
Otuzlarında ve uyumsuz iki insanın bir ilişki yürütmesi neden bu kadar imkânsız, sorusunun yanıtını arayan sürükleyici bir aşk hikâyesi. Cevap, genç yaşta dul kalmış, evindeki reçel kavanozlarını alfabetik sıraya sokan, entelektüel ve son derece titiz kütüphaneci Desirée ile nazik, çok fazla çalışan ve kasabanın "müzmin bekârı" olmaktan ölesiye korkan süt üreticisi Benny`nin, aslında göründüğü kadar imkânsız olmayan aşkında gizli.
Cesaretin varsa aç kalbini!
Düzenli olarak kocasının mezarını ziyaret eden Desirée her seferinde yan mezarı ziyarete gelen, bazı parmakları eklem yerlerinden kesik ve mezarlığı çiçeklendirmekle uğraşan bir adama rastlar. Annesinin ölümünden beri aile çiftliğinde yirmi dört inekle birlikte tek başına yaşayan Benny ise her mezarlık ziyaretinde gördüğü, yan mezardaki şapka takan ve şiir kitabı okuyan kadının kim olduğunu merak etmektedir.
Bir gün, ikisinin de dudaklarında kendiliğinden, karşılıklı bir gülümseme belirir..
Otuzlarında ve uyumsuz iki insanın bir ilişki yürütmesi neden bu kadar imkânsız, sorusunun yanıtını arayan sürükleyici bir aşk hikâyesi. Cevap, genç yaşta dul kalmış, evindeki reçel kavanozlarını alfabetik sıraya sokan, entelektüel ve son derece titiz kütüphaneci Desirée ile nazik, çok fazla çalışan ve kasabanın "müzmin bekârı" olmaktan ölesiye korkan süt üreticisi Benny`nin, aslında göründüğü kadar imkânsız olmayan aşkında gizli.
Kitabin puanlamasina baktigimda aslinda beklentilerim epey dusuktu ama bu kitap sasirtti beni. Acikcasi daha once kuzey avrupa edebiyatina dair bisi okumamistim ve kitabin ortasina gelene kadar hikayenin Isvecte gectigini bilmiyordum. Yazarin adi yuzunden kitabin Italyada falan gececegini dusundum hep. Ama cok baska bisey cikti.
Ilk sayfalardaki eglencenin laf sokmalarin yerini kitabin ikinci yarisinda tipik kadin-erkek iliskisine donmesiyle biraz hayal kirikligina ugramadim degil. Yazarin merak duygusunu canli tutmasiyla aradaki kultur farkini asabilecekler mi diye diye sona kadar geldim. Gerci ucu acik bir son birakilmisti ve ben boyle sonlardan cok hoslanmasam da yinede okurken keyifli zaman gecirdim diyebilirim.. Aaa birde yayinevi keske yoresel kelimelerin anlamlarini dipnot olarak dusseydi. Ingilizce kelimelerin tercume edilip isvec dilindekilerin oylece birakilmasi biraz sacma olmus cunku.
232 sayfa
Şubat2013 tarihinde, Pegasus Yayıncılık tarafından yayınlandı