Üstad Adil Yakubovun Uluğbeyin Hazinesinden sonra en büyük eserim dediği bu kitap, 90lı yıllara doğru, dünya tarihinde ilk defa bir ülke ve halkın top yekün hırsızlıkla suçlandığı bir olayın hikayesini konu edinmektedir. Dünya basınına Uzbek affair (Özbek davası) adıyla geçen bu suçlama sırasında Moskovadan gönderilen Ermeni müfettiş Gdilyanın orada haksız yere yok ettiği bir ailenin dramının, yakılıp yıkılan ocakların küllerinin izlerini göreceksiniz. Özbekistanda bağımsızlıktan sonra yazılan ve hemen filmi de yapılan bu eserde anlatılan olaylar gerçekten aynıyla vuku bulmuş hadiselerdir.
Üstad Adil Yakubovun Uluğbeyin Hazinesinden sonra en büyük eserim dediği bu kitap, 90lı yıllara doğru, dünya tarihinde ilk defa bir ülke ve halkın top yekün hırsızlıkla suçlandığı bir olayın hikayesini konu edinmektedir. Dünya basınına Uzbek affair (Özbek davası) adıyla geçen bu suçlama sırasında Moskovadan gönderilen Ermeni müfettiş Gdilyanın orada haksız yere yok ettiği bir ailenin dramının, yakılıp yıkılan ocakların küllerinin izlerini göreceksiniz. Özbekistanda bağımsızlıktan sonra yazılan ve hemen filmi de yapılan bu eserde anlatılan olaylar gerçekten aynıyla vuku bulmuş hadiselerdir.