Türkçülük hareketi içinde yer alan Aka Gündüz şiir, tiyatro, hikâye türlerini de denemiş olmakla birlikte, geçimini kalemiyle temin ettiği için zamanla popüler romanlara ağırlık vermiştir. Onun kitaplarını yazdığı tarihler Osmanlı Devletinin yıkılışı ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunu içine alır. Savaşların cephede ve cephe gerisinde yarattığı sarsıntıların mağdurları arasında kadınların tuttuğu yer, yazarın pek çok eserinde vurgulanmıştır. Dönemin başka yazarlarının da işledikleri bu konuya Aka Gündüz, sadece bakıp teşhirle yetinmez, sosyal dertlerin bütün toplum fertlerinin katılımıyla çözülmesi tekliflerini de getirir. Sonraki nesillere kalabilecek kadar iyi işlenmemiş de olsa, sosyal araştırmaların yetersiz kaldığı o günler için Aka Gündüz, adeta romanlarında sosyal taramalar yapmış ve belge niteliğinde eserler bırakmıştır. Bu eserlerin daima gazetelerde tefrikadan sonra kitap olarak basılmaları, onların geniş bir kitleye ulaşmasını da sağlamıştır.Erkek egemen bir toplum düzenine karşı çıkan, kadın ile erkeğin her alanda eşitliğini savunan ve mağdur kadınların yeniden topluma kazandırılmalarını savunan Aka Gündüzün sadece yirmi üç romanı bu çalışmada incelenmiştir. Aka Gündüzün kadınlığın sorunlarını ele alırken savunduğu görüşlerle, günümüzdeki kadın araştırmalarında ortaya konan görüşler arasında paralellik de dikkat çekicidir.
Türkçülük hareketi içinde yer alan Aka Gündüz şiir, tiyatro, hikâye türlerini de denemiş olmakla birlikte, geçimini kalemiyle temin ettiği için zamanla popüler romanlara ağırlık vermiştir. Onun kitaplarını yazdığı tarihler Osmanlı Devletinin yıkılışı ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunu içine alır. Savaşların cephede ve cephe gerisinde yarattığı sarsıntıların mağdurları arasında kadınların tuttuğu yer, yazarın pek çok eserinde vurgulanmıştır. Dönemin başka yazarlarının da işledikleri bu konuya Aka Gündüz, sadece bakıp teşhirle yetinmez, sosyal dertlerin bütün toplum fertlerinin katılımıyla çözülmesi tekliflerini de getirir. Sonraki nesillere kalabilecek kadar iyi işlenmemiş de olsa, sosyal araştırmaların yetersiz kaldığı o günler için Aka Gündüz, adeta romanlarında sosyal taramalar yapmış ve belge niteliğinde eserler bırakmıştır. Bu eserlerin daima gazetelerde tefrikadan sonra kitap olarak basılmaları, onların geniş bir kitleye ulaşmasını da sağlamıştır.Erkek egemen bir toplum düzenine karşı çıkan, kadın ile erkeğin her alanda eşitliğini savunan ve mağdur kadınların yeniden topluma kazandırılmalarını savunan Aka Gündüzün sadece yirmi üç romanı bu çalışmada incelenmiştir. Aka Gündüzün kadınlığın sorunlarını ele alırken savunduğu görüşlerle, günümüzdeki kadın araştırmalarında ortaya konan görüşler arasında paralellik de dikkat çekicidir.