Akıntıya Kürek Çekmek

Akıntıya Kürek Çekmek, 11 farklı hikâyeden oluşuyor. Kitabın en önemli ve en uzun hikâyesi ise; Umut Yanılgıları. Yazar bu hikâyede bir dönemin trajedisine, başörtüsü sorununa kayıt düşüyor. İçerden bir bakışla bu sorunun, mağdurların iç dünyalarında nasıl bir akis yaptığını anlatmaya çalışıyor. Hikayede, başörtülü öğrencilerin adım adım ötekileştirilmesi, yabancılaştırılması çabalarına yer veriliyor. Yazar diğer hikayelerinde ise sufice bir arayış izleğini kullanıyor. Modern dünyada inançlı insanların erdemleriyle birlikte nasıl ayakta kalabileceği sorusunun cevabını arıyor. İnsanın doğayla, insanın çevreyle ilişkilerini sufice bir yaklaşımla irdeliyor. Yazar, taşra insanının kent yaşamındaki izlerini de sürüyor. Okur bir anda kentin boğucu ve tüketici havasından köyün, taşranın samimi ve sıcak havasına geçiyor. Bu geçişler, insanın iç dünyasındaki acıları ve yalnızlığı karşısında daha derinde olan bir tutamak arayışını hissettiriyor okura. Öte yandan da taşra insanının büyük kentlerdeki yalnızlığını, hayal kırıklıklarını, içe çekilmesini anlatıyor. Tüm hikâyelerinde yazar, iyilik, adalet, samimiyet, dostluk, aşk, heyecan ve bilinç kuşanmasını işliyor. Hikayelerde yer yer, yazarın da tanık olduğu, belki bizzat yaşadığı hissedilen tasvirler dikkat çekiyor...

Akıntıya Kürek Çekmek, 11 farklı hikâyeden oluşuyor. Kitabın en önemli ve en uzun hikâyesi ise; Umut Yanılgıları. Yazar bu hikâyede bir dönemin trajedisine, başörtüsü sorununa kayıt düşüyor. İçerden bir bakışla bu sorunun, mağdurların iç dünyalarında nasıl bir akis yaptığını anlatmaya çalışıyor. Hikayede, başörtülü öğrencilerin adım adım ötekileştirilmesi, yabancılaştırılması çabalarına yer veriliyor. Yazar diğer hikayelerinde ise sufice bir arayış izleğini kullanıyor. Modern dünyada inançlı insanların erdemleriyle birlikte nasıl ayakta kalabileceği sorusunun cevabını arıyor. İnsanın doğayla, insanın çevreyle ilişkilerini sufice bir yaklaşımla irdeliyor. Yazar, taşra insanının kent yaşamındaki izlerini de sürüyor. Okur bir anda kentin boğucu ve tüketici havasından köyün, taşranın samimi ve sıcak havasına geçiyor. Bu geçişler, insanın iç dünyasındaki acıları ve yalnızlığı karşısında daha derinde olan bir tutamak arayışını hissettiriyor okura. Öte yandan da taşra insanının büyük kentlerdeki yalnızlığını, hayal kırıklıklarını, içe çekilmesini anlatıyor. Tüm hikâyelerinde yazar, iyilik, adalet, samimiyet, dostluk, aşk, heyecan ve bilinç kuşanmasını işliyor. Hikayelerde yer yer, yazarın da tanık olduğu, belki bizzat yaşadığı hissedilen tasvirler dikkat çekiyor...


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
9759241420

Etiketler: öykü

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski