Cade anayolda kalmayı sürdürerek mezarlığı geçip Marina Bulvarına çıktı. Presidio'nun etrafındaki parklar ve banliyöler de en az Sausalito kadar kötü görünüyordu. Evler harabe halindeydi. Ağaçların ve tarlaların yerinde dumanı tüten kapkara tahta parçaları vardı. Etraf kimsenin kaldırmadığı cesetlerle doluydu. Çoğu hastalıktan ölmüş gibi görünüyordu. Sokakta ya da ön balkonlarında kanamadan ölüp, kuruyup kalmışlardı. Ancak bazı cesetler sanki başka şekillerde ölmüş gibilerdi. Özellikle bir tanesi, üst kısmı bir yangın hortumuna dayanmış bir şekilde, neredeyse çürümüş pantolonundan bir telefon direğine asılmıştı. Sıçanlar ve leşçiler adamı neredeyse tamamen yiyip bitirmişti.
Sokağın karşısında bir tabela daha vardı. Ya da ona benzer bir şey en azından. En azından yüz elli kiloluk, belki de daha şişman, yağ tulumu bir adam, yolun ortasında çırılçıplak duruyordu. Öyle bir yere konmuştu ki Cade ondan kaçınmak için direksiyonu kırmak zorunda kaldı. Kamyoneti yavaşlatıp adama dikkatle baktı. Çırılçıplak olan adam, yola oturtulup, sivriltilip sırtına saplanmış bir kazıkla dik tutulmuştu. Adamın kafası yoktu. Boynuna bakılırsa, çekilip koparılmış gibi duruyordu. Kafasından geri kalanlar adamın kucağına konmuştu. Açık duran ağızda, Cade'in önce parmak sandığı ama biraz yaklaşınca üzerinde sünnet derisi olduğunu fark ettiği bir şey vardı.
Adamın göğsüne bir mesaj kazınmıştı. Cade'in okumak için biraz odaklanması gerekti.
Helter Skelter
Bu hiç de iyiye işaret değildi.
Cade anayolda kalmayı sürdürerek mezarlığı geçip Marina Bulvarına çıktı. Presidio'nun etrafındaki parklar ve banliyöler de en az Sausalito kadar kötü görünüyordu. Evler harabe halindeydi. Ağaçların ve tarlaların yerinde dumanı tüten kapkara tahta parçaları vardı. Etraf kimsenin kaldırmadığı cesetlerle doluydu. Çoğu hastalıktan ölmüş gibi görünüyordu. Sokakta ya da ön balkonlarında kanamadan ölüp, kuruyup kalmışlardı. Ancak bazı cesetler sanki başka şekillerde ölmüş gibilerdi. Özellikle bir tanesi, üst kısmı bir yangın hortumuna dayanmış bir şekilde, neredeyse çürümüş pantolonundan bir telefon direğine asılmıştı. Sıçanlar ve leşçiler adamı neredeyse tamamen yiyip bitirmişti.
Sokağın karşısında bir tabela daha vardı. Ya da ona benzer bir şey en azından. En azından yüz elli kiloluk, belki de daha şişman, yağ tulumu bir adam, yolun ortasında çırılçıplak duruyordu. Öyle bir yere konmuştu ki Cade ondan kaçınmak için direksiyonu kırmak zorunda kaldı. Kamyoneti yavaşlatıp adama dikkatle baktı. Çırılçıplak olan adam, yola oturtulup, sivriltilip sırtına saplanmış bir kazıkla dik tutulmuştu. Adamın kafası yoktu. Boynuna bakılırsa, çekilip koparılmış gibi duruyordu. Kafasından geri kalanlar adamın kucağına konmuştu. Açık duran ağızda, Cade'in önce parmak sandığı ama biraz yaklaşınca üzerinde sünnet derisi olduğunu fark ettiği bir şey vardı.
Adamın göğsüne bir mesaj kazınmıştı. Cade'in okumak için biraz odaklanması gerekti.
Helter Skelter
Bu hiç de iyiye işaret ... tümünü göster
Salgın’dan sonra içinde sadece 3 kişi kalmış küçük bir kasabada rutine bağlanmış bir yaşam sosyopat Cade’yi boğmaktadır. Aşığının insülin ihtiyacını karşılamak için San Fransisco’ya gitme kararı alan Cade, yamyamlarla , püriten fanatik ve kıyamet sonrası hippileriyle dolu ölümcül bir şehirle yüzleşmek zorunda kalacaktır...
Şiddet dolu bir geçmişi olan Cade, kendi bedeni ateşli silahlardan çok güvenen basit aletleri tercih eden izole ve sessiz bir karakter. Cade’nin bilinçaltı analizleri taze ve ilginç görüşler sunuyor. Shakespeare atfı yapan yazar, başarılı tasvirlerle aktarmış San Fransisco’yu. Hiçbir koşulda çocukların ve kadınların canını almayan Cade’in ilk karşılaştığı grup, liberal ve özgürlük yanlılarına kendi haçlı seferini başlatmış olan gözü dönmüş bir papaz ve yanlıları oluyor. Çarmıh motifini ritüel ve kurguda sıklıkla kullanan yazar, Cade’in sınanmasına Viking adetlerine ve Odin’in yggdragsill’e asılmasına gönderme yapıyor. Sosyal evrimde gerilenme kıyametle beraber gelmiş ve kaynakların azalmasıyla yamyamlık geri dönmüş. Ünlü bir yatırım uzmanı olan Strong’un zamanla yamyam dönüşmesi, tebaası sefalet ve pislik içinde yaşarken prensler gibi giyinip gezmesi çarpıcı bir tezat olarak okurun karşısına çıkıyor. Tüm bankacıların yamyam olması gibi motifler çok da gizli olmayan materyalizm ve neoliberalizm eleştirilerinin tezahürü olarak okurun karşısına çıkıyor.
Dunning Kruger sendromu göndermesini Cade’in geçmişi üzerinden yapan yazar Makyavellizm eleştirisini metindeki tüm liderler üzerinden götürmüş. Militarizm eleştirisi için Cade’in komutanı Yüzbaşı Dollings üzerinden götüren Ewing, kara mizah ve ironilerle yüklü metninde okurunu gülümsetmeyi başarıyor. Scoby Doo atfı yapan yazar, hippi karakterleri çizgi filmdeki karakterlerin dış görünüş ve karakteristiklerini yansıtacak şekilde işlemiş. Dr. Clearly’nin topluluğu gerçeklikten kaçmak için spor,seks,tiyatro ve saykodelik ilaçları kullanıyor. Beyaz hapın libidoyu, siyahın ise thanatosu temsil ediyor. Freudyen önermeleri gereğinden fazla kullanan metinde papaz anal sadistik, yamyam lideri oral fiksasyonu olan, Dr. Clearly ise hebefreni özellikleri sergileyen tiplemeler olarak kurgulanmış.
Safkan bir psikopat olan Cade, “ catharsis” için hap aldığında ortaya çıkan sonuç, bir kan deryası oluyor. İç grup – dış grup çatışmaları metinde ciddi yer kaplasa da zayıf işlenmiş. Çiçek çocukların San Fransisco’daki yıkımın neredeyse tamamından sorumlu olması abartılı ve tutarsız bir tezat. Clearly ve Charles manson benzetmesi yerinde kullanılsa da her gece tekrarlanan sadomazoşist ritüel, Manson’un “modus operandi” ( çalışma tarzı) siyle herhangi bir yakınlık taşımıyor. Fuel-Air karakteri, Cade’in sağduyusu, vicdanı ve hayatta kalma içgüdüsünün bir tezahürü olarak kurgulanmış olmakla beraber fazla inandırıcılık taşımıyor. Metindeki ciddi tutarsızlıklar, tatmin edici olmayan son; ortalamanın altında bir deneyim sunmakla beraber kıyamet sonrası romanlardan hoşlananlar tercih edebilir.
Ciltsiz, 270 sayfa
2014 tarihinde, Kassandra Yayınları tarafından yayınlandı