Amerika Birleşik Devletleri bugün, yani Soğuk Savaşın bitiminden bu yana, yeryüzünün ilk, tek ve muhtemelen son süper gücü... Amerika, kurulduğu günden beri kendini hep özel bir devlet olarak tanıtmış ve bütün dış politikasını, beşeriyetin mutlu olması uğruna, yani diğer milletlerin iyiliği için yürüttüğü propagandasını yapmışdır. Oysa aslında bütün dış politikası, öbür devletleri sömürüp kendi egemenliğini pekiştirmek temeli üzerine oturtulmuştur. Gerçi bu eğilim bütün büyük devletlerin eğiliminden farklı değildir. Farklı olan, Amerikanın bu konudaki riyakarlığıdır. İşte Amerikanın Afganistanları bu riyakarlığın hikayesidir
Amerika Birleşik Devletleri bugün, yani Soğuk Savaşın bitiminden bu yana, yeryüzünün ilk, tek ve muhtemelen son süper gücü... Amerika, kurulduğu günden beri kendini hep özel bir devlet olarak tanıtmış ve bütün dış politikasını, beşeriyetin mutlu olması uğruna, yani diğer milletlerin iyiliği için yürüttüğü propagandasını yapmışdır. Oysa aslında bütün dış politikası, öbür devletleri sömürüp kendi egemenliğini pekiştirmek temeli üzerine oturtulmuştur. Gerçi bu eğilim bütün büyük devletlerin eğiliminden farklı değildir. Farklı olan, Amerikanın bu konudaki riyakarlığıdır. İşte Amerikanın Afganistanları bu riyakarlığın hikayesidir