Amerikan edebiyatı, diğer ülke edebiyatlarından birtakım temel özellikleriyle ayrılır ve özgünleşir. Yepyeni bir dünyada yeşermesi, uçsuz bucaksız bir mekân üzerine yayılması, Eski Dünyanın yabancı olduğu deneyimlerin bolluğu, ülkenin kolonileşme döneminden geçerek değişik bir siyasal ve toplumsal örgütlenme deneyimi yaşaması, Protestan ve Kalvinci göçmenlerin damgasını vurduğu dünya görüşü, düşünce adamlarının yanı sıra öncülerin örneğinde somutlaşan eylem adamlarının yarattığı ikilik ve bu ayrımın sonucunda ortaya çıkan kültür parçalanması, pragmatik, ütopik ve deneyci düşüncenin birbirine paralel gelişmesi, Amerikan edebiyatının benzersiz niteliklerini belirleyen ögelerdir. Sorbonne Üniversitesi profesörlerinden Daniel Royot, 1620 yılında Mayflower gemisiyle başlayan, beyaz adam, kızılderili ve siyah adam üçgeninde gelişen Yeni Dünyanın yazın serüvenini önemli dönemler ve akımlar eşliğinde inceleyerek benzersiz referans bir eser sunuyor.
Amerikan edebiyatı, diğer ülke edebiyatlarından birtakım temel özellikleriyle ayrılır ve özgünleşir. Yepyeni bir dünyada yeşermesi, uçsuz bucaksız bir mekân üzerine yayılması, Eski Dünyanın yabancı olduğu deneyimlerin bolluğu, ülkenin kolonileşme döneminden geçerek değişik bir siyasal ve toplumsal örgütlenme deneyimi yaşaması, Protestan ve Kalvinci göçmenlerin damgasını vurduğu dünya görüşü, düşünce adamlarının yanı sıra öncülerin örneğinde somutlaşan eylem adamlarının yarattığı ikilik ve bu ayrımın sonucunda ortaya çıkan kültür parçalanması, pragmatik, ütopik ve deneyci düşüncenin birbirine paralel gelişmesi, Amerikan edebiyatının benzersiz niteliklerini belirleyen ögelerdir. Sorbonne Üniversitesi profesörlerinden Daniel Royot, 1620 yılında Mayflower gemisiyle başlayan, beyaz adam, kızılderili ve siyah adam üçgeninde gelişen Yeni Dünyanın yazın serüvenini önemli dönemler ve akımlar eşliğinde inceleyerek benzersiz referans bir eser sunuyor.