Arat insani olana itiraz etmiyor, ama sorun insani olanda düğümlenmiyor mu? Sorun, çocuğu çocuk, kocayı koca, tehlikeyi tehlike, aklı akıl, utançı utanç, vicdanı vicdan olmaktan çıkaran dürtünün ta kendisinde. Diyarbakır Amida gibi bir kadını çıkarıyor, Arat da gelip kadının kalbini çalıyor... Tuhaf bir durum, diye düşünüyor, şu anda Cenevrede Leman Gölünün çevresindeki parklardan birinde ya da Pragda, Karel Köprüsünde olmalıydım. Neresi olursa olsun, ama Diyarbakırda ve Amidayla değil. Deli cesaretine sahip olacak kadar genç değil, cahil cesareti içinse artık çok geç. Usta öykücümüz Özcan Karabuluttan bu kez bir roman. Karabulut, siyasal yaşamını, muhalif kimliğini öykülerine yansıtarak kendine bir politik edebiyat alanı açmıştı. Amida, Eğer Sana Gelemezsem, bu çizgiyi sürdüren bir roman. Romanın kahramanı Arat, çocuk işçilerle ilgili bir çalışma için Diyarbakıra gider. Orada tanıştığı ve etkilendiği bir kadına bir zamanlar kente hükümdarlık etmiş Amidanın adıyla seslenir... Yasak aşk, kimlik ve aidiyet sorunu, kent yaşamının gizemi, siyasal çatışmalar arasında Aratı zor günler beklemektedir. Bugün Türkiyede çatışan her kesime seslenen ve hiçbirini memnun etmeyeceği daha ilk satırlarında ortaya çıkan can yakıcı bir roman bu; tartışma yaratacak bir yapıt.
Arat insani olana itiraz etmiyor, ama sorun insani olanda düğümlenmiyor mu? Sorun, çocuğu çocuk, kocayı koca, tehlikeyi tehlike, aklı akıl, utançı utanç, vicdanı vicdan olmaktan çıkaran dürtünün ta kendisinde. Diyarbakır Amida gibi bir kadını çıkarıyor, Arat da gelip kadının kalbini çalıyor... Tuhaf bir durum, diye düşünüyor, şu anda Cenevrede Leman Gölünün çevresindeki parklardan birinde ya da Pragda, Karel Köprüsünde olmalıydım. Neresi olursa olsun, ama Diyarbakırda ve Amidayla değil. Deli cesaretine sahip olacak kadar genç değil, cahil cesareti içinse artık çok geç. Usta öykücümüz Özcan Karabuluttan bu kez bir roman. Karabulut, siyasal yaşamını, muhalif kimliğini öykülerine yansıtarak kendine bir politik edebiyat alanı açmıştı. Amida, Eğer Sana Gelemezsem, bu çizgiyi sürdüren bir roman. Romanın kahramanı Arat, çocuk işçilerle ilgili bir çalışma için Diyarbakıra gider. Orada tanıştığı ve etkilendiği bir kadına bir zamanlar kente hükümdarlık etmiş Amidanın adıyla seslenir... Yasak aşk, kimlik ve aidiyet sorunu, kent yaşamının gizemi, siyasal çatışmalar arasında Aratı zor günler beklemektedir. Bugün Türkiyede çatışan her kesime seslenen ve hiçbirini memnun etmeyeceği daha ilk satırlarında ortaya çıkan can yakıcı bir roman bu; tartışma yaratacak bir yapıt.