"İnsanoğlunun bireysel yaşamdan toplumsal yaşama geçtiği günden itibaren doğayı etkileyen ve kendisine yararı, zararı olan nesneleri ayrı ayrı değerlendirmeye yönelmişlerdir. Gökte güneşin, ay ve yıldızların; yeryüzünde suyun, dağların, ağaçların yararını görmüşler. Bu nesnleri Tanrı olarak kabul etmişler. Adlarına tapınaklar yapmışlar; uğurlarına insanları ve hayvanları kurban etmişler. Bunları "İyiliktanrı'sı" görmüş, saygı ve tapınmanın kurallarını oluşturmuşlar. Hükümdarlarını, Tanrı'nın yeryüzü gölgesi, (temsilcisi) olarak kabullenmişler.
Kendilerine zararı dokunan nesneleri "Kötülük Tanrı'sı" olarak adlandırmışlar. Kötülükleri, Cin, Peri, Şeytan ve benzerlerine malederek önlemler düşünmüşler, çözüm oluşturmaya çalışmışlar.
Günümüzün tek Tanrı'lı inançlarında bile, çok tanrılı inançların, töre ve geleneklerin kalıntılarını görmekteyiz. Geçmişteki inançlararası ayrışım, bugün akıl ve bilim ile doğmalar arasında yaşanmaktadır. Çok tanrılı inanç motifleri aklın ve bilimin öncülüğünde değerlendirildiğinde kültürümüzün zenginliğini oluşturur. Dogma ve şablonculuğun yönlendirilmesiyle değerlendirildiğinde ise, bilimin ve çağdaşlığın önünde engel oluşturur.
Kültürel, inançlar ve etnik zenginliklerimizi, aklın ve bilimin öncülüğünde evrensel verilerle zenginleştirerek yaşatmalıyız. Dogma ve şablonculuğu değil; akıl ve bilimi öne çıkarmalıyız."
"İnsanoğlunun bireysel yaşamdan toplumsal yaşama geçtiği günden itibaren doğayı etkileyen ve kendisine yararı, zararı olan nesneleri ayrı ayrı değerlendirmeye yönelmişlerdir. Gökte güneşin, ay ve yıldızların; yeryüzünde suyun, dağların, ağaçların yararını görmüşler. Bu nesnleri Tanrı olarak kabul etmişler. Adlarına tapınaklar yapmışlar; uğurlarına insanları ve hayvanları kurban etmişler. Bunları "İyiliktanrı'sı" görmüş, saygı ve tapınmanın kurallarını oluşturmuşlar. Hükümdarlarını, Tanrı'nın yeryüzü gölgesi, (temsilcisi) olarak kabullenmişler.
Kendilerine zararı dokunan nesneleri "Kötülük Tanrı'sı" olarak adlandırmışlar. Kötülükleri, Cin, Peri, Şeytan ve benzerlerine malederek önlemler düşünmüşler, çözüm oluşturmaya çalışmışlar.
Günümüzün tek Tanrı'lı inançlarında bile, çok tanrılı inançların, töre ve geleneklerin kalıntılarını görmekteyiz. Geçmişteki inançlararası ayrışım, bugün akıl ve bilim ile doğmalar arasında yaşanmaktadır. Çok tanrılı inanç motifleri aklın ve bilimin öncülüğünde değerlendirildiğinde kültürümüzün zenginliğini oluşturur. Dogma ve şablonculuğun yönlendirilmesiyle değerlendirildiğinde ise, bilimin ve çağdaşlığın önünde engel oluşturur.
Kültürel, inançlar ve etnik zenginliklerimizi, aklın ve bilimin öncülüğünde evrensel verilerle zenginleştirerek yaşatmalıyız. Dogma ve şablonculuğu değil; akıl ve bilimi öne çıkarmalıyız."
Karton Cilt, 142 sayfa
2000 tarihinde, İtalik Yay. tarafından yayınlandı