Abdullah Ayatanın Son Ermeni adını taşıyan romanı Türkiyenin yakın tarihine farklı bir açıdan yaklaşıyor; dilleri ve dinleri ayrı olan iki milleti sevgi-saygı çemberinde buluşturan Ayatanın romanı, anı kurgusundan dolayı Kurtuluş Savaşının tanığı olma özelliğine de sahip. Son Ermeni; Gazer Efendi, İbiş Hoca ve köy halkının dramatik yaşamlarını konu alır. Dönem, Osmanlının son yıllarıdır. Roman, dinleri ayrı olan iki insanın birbirlerine duydukları aşkın öyküsü ile başlar. İbiş Hocanın köylüsü olan genç Veli ile Hristiyan olan güzel Horimsi, dinlerin ayrıcalığını dinlemezler. İki gencin aşkı, bir zamanlar aralarından su sızmayan iki halkı -Ermeniler ile Türkleri- karşı karşıya getirse de İbiş Hocanın tutumu ve davranışları, her iki tarafı da rahatlatacak, olay iki gencin evlenmesi ile yatışacaktır.Romanın asıl örgüsü ise Gazer Efendi üzerine kuruludur; yıkılmakta olan Osmanlı, uzun yıllar birlikte yaşadığı ayrı tebaalardan halkları kendi can güvenlikleri için uzak diyarlara göndermektedir. Gazer Efendi ve köylüsü de kendi köylerini boşaltmak zorunda kalır. Toplanır ve Beyrut trenini yetişmek için yollara düşerler. Kafilenin yolu İbiş Hocanın köyünden de geçer. İki halk, tıpkı eski günlerde olduğu gibi kucaklaşır. Türkler, son Ermenileri ellerinden geldiğince ağırlamaya, gönüllerini hoş tutmaya, onları dostlukla uğurlamaya çalışırlar. Bu arada Gazer Efendi rahatsızlanır. Kafile hastanın iyileşmesini bekler. Ancak Gazer Efendi, bu uzun yolculuğa çıkabilecek durumda değildir. Beyrut trenini yetişmek zorunda olan Ermeni kafilesi, Gazer Efendiyi göz yaşları içinde İbiş Hocanın güvenli ellerine teslim eder. Roman, dinleri, dilleri ve dünya görüşleri ayrı bu iki insanın dostluğu üzerine gelişir.Gazer Efendi, Kurutuluş Savaşı yıllarının Son Ermenisidir. Bir kış boyunca kendi halkı kadar çok sevdiği İbiş Hoca ve köylüleri ile yaşar. Abdullah Ayata, Son Ermenide, geçmişten günümüze milletimizin sahip olduğu değerleri anlatırken yaşadığımız birtakım sorunları da hoşgörü ile nasıl çözebileceğimizin ip uçlarını veriyor.
Abdullah Ayatanın Son Ermeni adını taşıyan romanı Türkiyenin yakın tarihine farklı bir açıdan yaklaşıyor; dilleri ve dinleri ayrı olan iki milleti sevgi-saygı çemberinde buluşturan Ayatanın romanı, anı kurgusundan dolayı Kurtuluş Savaşının tanığı olma özelliğine de sahip. Son Ermeni; Gazer Efendi, İbiş Hoca ve köy halkının dramatik yaşamlarını konu alır. Dönem, Osmanlının son yıllarıdır. Roman, dinleri ayrı olan iki insanın birbirlerine duydukları aşkın öyküsü ile başlar. İbiş Hocanın köylüsü olan genç Veli ile Hristiyan olan güzel Horimsi, dinlerin ayrıcalığını dinlemezler. İki gencin aşkı, bir zamanlar aralarından su sızmayan iki halkı -Ermeniler ile Türkleri- karşı karşıya getirse de İbiş Hocanın tutumu ve davranışları, her iki tarafı da rahatlatacak, olay iki gencin evlenmesi ile yatışacaktır.Romanın asıl örgüsü ise Gazer Efendi üzerine kuruludur; yıkılmakta olan Osmanlı, uzun yıllar birlikte yaşadığı ayrı tebaalardan halkları kendi can güvenlikleri için uzak diyarlara göndermektedir. Gazer Efendi ve köylüsü de kendi köylerini boşaltmak zorunda kalır. Toplanır ve Beyrut trenini yetişmek için yollara düşerler. Kafilenin yolu İbiş Hocanın köyünden de geçer. İki halk, tıpkı eski günlerde olduğu gibi kucaklaşır. Türkler, son Ermenileri ellerinden geldiğince ağırlamaya, gönüllerini hoş tutmaya, onları dostlukla uğurlamaya çalışırlar. Bu arada Gazer Efendi rahatsızlanır. Kafile hastanın iyileşmesini bekler. Ancak Gazer Efendi, bu uzun yolculuğa çıkabilecek durumda değildir. ... tümünü göster
Karton Cilt, 320 sayfa
2006 tarihinde, Altın Kitaplar tarafından yayınlandı