Hakkında ne kadar kitap yazılırsa yazılsın, ne kadar araştırma yapılırsa yapılsın, yakın tarihimiz her zaman bilinmeyen yönlere sahip.Özellikle 27 Mayıs İhtilali ve Yassıada Mahkemeleri, Türkiyenin en fazla merak edilen dönemlerinden biri. O dönemde kurulan Soruşturma Kurullarında Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanı olarak aktif görev alan Nejat Gülen, o günlerin canlı tanığı. Yassıadada bir çok olayın içyüzünü görmüş, sanıkların ve mahkeme heyetinin davranışlarını yakından izlemiş.Sadece bu kısa zaman dilimini değil, 1950-1960 yılları arasında görev nedeniyle gerek yurtiçinde gerek yurtdışında gittiği pek çok yerde yaşadığı birbirinden ilginç anılarını bu kitapta bir araya getirmiş Nejat Gülen.O dönemin Türkiyesini, 6-7 Eylül, 28 Nisan olaylarını, yolu ve içme suyu olmayan Bodrumu, oteli ve lokantası olmayan Marmarisi, tuvaletlerinin kapısında bile Sadece beyazlar girebilir yazan Amerikayı çok farklı ve bilgilendirici bulacaksı-nız...
Hakkında ne kadar kitap yazılırsa yazılsın, ne kadar araştırma yapılırsa yapılsın, yakın tarihimiz her zaman bilinmeyen yönlere sahip.Özellikle 27 Mayıs İhtilali ve Yassıada Mahkemeleri, Türkiyenin en fazla merak edilen dönemlerinden biri. O dönemde kurulan Soruşturma Kurullarında Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanı olarak aktif görev alan Nejat Gülen, o günlerin canlı tanığı. Yassıadada bir çok olayın içyüzünü görmüş, sanıkların ve mahkeme heyetinin davranışlarını yakından izlemiş.Sadece bu kısa zaman dilimini değil, 1950-1960 yılları arasında görev nedeniyle gerek yurtiçinde gerek yurtdışında gittiği pek çok yerde yaşadığı birbirinden ilginç anılarını bu kitapta bir araya getirmiş Nejat Gülen.O dönemin Türkiyesini, 6-7 Eylül, 28 Nisan olaylarını, yolu ve içme suyu olmayan Bodrumu, oteli ve lokantası olmayan Marmarisi, tuvaletlerinin kapısında bile Sadece beyazlar girebilir yazan Amerikayı çok farklı ve bilgilendirici bulacaksı-nız...
Kitabın önsözü ve ismi ile içeriğinin çok uyuşmadığını söyleyebilirim. Kitaba "27 Mayıs ve Yassıada'ya başka bir gözle bakarım belki" diye başlamıştım ama kitap siyasi olaylara ancak 112. sayfadan itibaren yer vermeye çalışmış. Ondan öncesi çoğunlukla yazarın biyografisi diyebilirim. Yazar 1950'li yıllarda (okul yıllarını da katarsak 1940'lı yıllarda diyebiliriz) yediklerini,içtiklerini,gezdiği yerleri ve başından geçen olayları anlatmış. Açık konuşmak gerekirse kitabın oldukça sıkıcı kısmı buralardı. Bu kısımlarda hiç siyasi olaylardan bahsedildi mi? Evet edildi ama bu sadece yüzeysel olarak anlattı. 112.sayfadan sonra öğrenci olayları ile yazar yaşadıklarını kaleme almış. Hiçbir bir belge ve bilgi dayanmadan sadece mahalle dedikodularını gerçekmiş gibi kitabında anlatması beni kitaptan daha da uzaklaştırdı. Yazara göre neredeyse Yassıada bir tatil köyü, mahkeme ise Kübra-i Mahkeme'den daha adilane. Hayatımda ilk defa bir kitap için "okumayın" tavsiyesi vermek istiyorum.1 yıldız bile benim için çok bonkörce oldu.