Anka / 3. Kitap

Derim, şiddetle şekil bulmuş bir adamdı. Ona vurulan her darbe, tıpkı keskin bir kılıca şekil veren demirci ustasının çekicinden inen o ağır, hiddetli vuruştu ve bugün keskin bir kılıca dönüşmüş olan adam, bunun dışında bir şey görmemişti. Her defasında kora dönüşen bedeni o darbelerle sarsılmış sonra buz gibi suya sokularak katılaştırılmış ve ardından yeniden ateşle buluşarak kora dönüşmüş ve yine yeniden bu döngü aynı hiddetli vuruşlarla devam ederek bugünkü şeklini almıştı.

Şimdi bu keskin kılıç artık iki kişi için kınından çıkıyordu. Sevdiği kadın, Anka ve hayatının merkezine oturttuğu oğlu, Aşil.

“Bizim pusulamaz oğlumuz. Ne sen ne de ben yolumuzu kaybetmeyiz. Bizim Kuzeyimiz oğlumuz. Tek yapmamız gereken yüzümüzü hep ona dönmek olacak.”

“Benim yüzüm hep size dönük mon Phénix. Yoksa çoktan yolumu kaybederdim ben.”

Hayatlarına giren küçük Aşil ile Derim, Anka'ya kendini affettirmek için elinden gelen tüm çabayla savaşıyor, Anka da Derim'in çocukluğunun derin sırlarına ulaşıp gerçekleri öğrenmeye çalışıyordu. Birbirlerini daha yakından tanımaya çalışan ikili, Aşil'in de katkısıyla paylaştıkları anları çoğaltıyorlardı. Tüm bunlar yaşanırken çevrelerindeki kötü güçler de boş durmayacaktı. Derim ve Anka'ya zarar vermek isteyenlerin ibresi yeniden Aşil'e dönecekti.

“Hedef Aşil!” diye bağırdı Ozan.

“Oğlumu koruyun!” diye bağırdı Derim haykırır gibi. “Aşil'i koruyun!”

Derim, şiddetle şekil bulmuş bir adamdı. Ona vurulan her darbe, tıpkı keskin bir kılıca şekil veren demirci ustasının çekicinden inen o ağır, hiddetli vuruştu ve bugün keskin bir kılıca dönüşmüş olan adam, bunun dışında bir şey görmemişti. Her defasında kora dönüşen bedeni o darbelerle sarsılmış sonra buz gibi suya sokularak katılaştırılmış ve ardından yeniden ateşle buluşarak kora dönüşmüş ve yine yeniden bu döngü aynı hiddetli vuruşlarla devam ederek bugünkü şeklini almıştı.

Şimdi bu keskin kılıç artık iki kişi için kınından çıkıyordu. Sevdiği kadın, Anka ve hayatının merkezine oturttuğu oğlu, Aşil.

“Bizim pusulamaz oğlumuz. Ne sen ne de ben yolumuzu kaybetmeyiz. Bizim Kuzeyimiz oğlumuz. Tek yapmamız gereken yüzümüzü hep ona dönmek olacak.”

“Benim yüzüm hep size dönük mon Phénix. Yoksa çoktan yolumu kaybederdim ben.”

Hayatlarına giren küçük Aşil ile Derim, Anka'ya kendini affettirmek için elinden gelen tüm çabayla savaşıyor, Anka da Derim'in çocukluğunun derin sırlarına ulaşıp gerçekleri öğrenmeye çalışıyordu. Birbirlerini daha yakından tanımaya çalışan ikili, Aşil'in de katkısıyla paylaştıkları anları çoğaltıyorlardı. Tüm bunlar yaşanırken çevrelerindeki kötü güçler de boş durmayacaktı. Derim ve Anka'ya zarar vermek isteyenlerin ibresi yeniden Aşil'e dönecekti.

“Hedef Aşil!” diye bağırdı Ozan.

“Oğlumu koruyun!” diye bağırdı Derim haykırır gibi. “Aşil'i koruyun!”


Değerlendirmeler

değerlendirme
10 puan

Yine harika bir kitaptı. Derim benim için bambaşka..
Çocukken yaşadıklarına rağmen, sevdi mi o kadar güzel seviyor, duygularının sınırı yok. Her ne kadar Anka, Derim’in bu huyundan şikayetçi olsa da bence içten içe seviyor ama kabul etmiyor. Kıskandığını da kabul etmediği gibi 
Flört eden Derim çok tatlıydı. Tabii Jan ile Alin’in cilveleşmelerine takması ise ayrı tatlı.. Aslında kitapla ilgili söylenecek çok söz var. Derimin yanında çalışan adamları ile olan bağı, Anka’nın çevresine kendini kabul ettirmesi, Aşil ile Ozan’ın masumiyeti, Selin ile Derim’in kankalığı , Derim içini kemiren suçluluk hissi, pişmanlığı…
Okurken hissettirdiklerini anlatmak istesem kelimelerim yetersiz kalır; o sebeple bence vakit kaybetmeden alıp okuyun ve hissedin.

Spoiler içerir!!!!

Kısaca konusundan bahsedeyim: İlk kitaptan Banu’yu tanıyorduk. Derim, Banu’ya ikinci şans vermişti. Her ne kadar ekibine alsa da Banu’ya güvenmese de annesine verdiği söz ve kendisinin affedilmeye olan ihtiyacı nedeniyle ikinci bir şans tanıdı. Ve bu kitapta da Banu’dan beklenilen oldu. Banu’nun ihanetinden dolayı Aşil ateşin ortasında kaldı. Öyle bir yerde bitti ki devam kitabının çıkmasını sabırsızlıkla bekliyorum.


------------


“Annemle babam çok güzeller değil mi prensesim?” dedi mest olmuş bir tonda.
“Jan amcanla ben de fena değiliz prensim. Hakkımızı yeme şimdi.”
“Bence dünyanın en güzel anne babası benimkiler.”
Alin gözlerini devirdi. “Biliyor musun? Annene kesinlikle katılıyorum. Senin şu rekabetçi yanını az biraz törpülememiz gerekiyor.”


*******


“Benim adım Aşil. Senin adın ne?”
Ozan öylece ona bakmaya devam edince Aşil belli belirsiz kaşlarını çatıp başını hafifçe ileri uzattı ve adeta bilge bir yetişkin edasıyla devam etti.
“İnsanlar ilk kez karşılaştıklarında tanışırlar…Annem öyle söyledi. Yoksa çok ayıp olurmuş. Ben adımı söyledim. Şimdi senin söylemen gerekiyor.”
Öne uzattığı elini göstererek başını salladı hadi der gibi. Ozan ne yaptığını bile bilmeden elini uzatarak Aşil’in parmaklarının ucunu tuttu ve yalnızca “Ozan” dedi kuru bir tonla ve hızla elini geri çekti.


Baskı Bilgileri

754 sayfa
2021 tarihinde, Theseus Yayınevi tarafından yayınlandı



Etiketler: roman

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

mucdem
1 kişi

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski