Bir zamanlar, babası tarafından eli hiç tutulmamış, sırtı hiç sıvazlanmamış, sadece karanlığa hapsedilmiş bir evlattı o; fakat bugün, gölgesiyle bile her an, her saniye oğlunu korumaya çalışan muazzam bir babaydı…
Bundan seneler evvel, sürüklenerek götürüldüğü ve Derim'in yanında katıldığı bir başka partide yine birçok göz, merakla onun üzerine dikilmişti ve Anka, o bakışlarının nedenini öğrendiğinde yaşadığı sarsıntıyı, bugün gibi hatırlıyordu. Hayatı boyunca o kadar aşağılanmamıştı.
Derim'in acı geçmişi telafi edebilmek için gösterdiği çaba, elbette takdire şayandı ve Anka onun samimi çabasının, kalbindeki kırıkları onardığını da kabulleniyordu. Fakat biraz evvel yaptığı şey; kimseye boyun eğmeyen adamın cesaret ettiği jest, bir başka kadının göğsünü kabartabilecek olsa da Anka bunu hissetmiyordu. Aksine, yüreğinde geçmişte yaşadığı aşağılanmanın sızısı ve Derim'in bu kadar gözü kara olmasının yaşattığı tedirginlik vardı.
Bu adeta Derim'in kendi kendine verdiği cezanın sınırsızlığını kanıtlıyordu. Öylesi düşünmeksizin, öylesi fütursuz ve öylesi boyun eğilmiş bir teslimiyetti yaptığı.
Bir zamanlar, babası tarafından eli hiç tutulmamış, sırtı hiç sıvazlanmamış, sadece karanlığa hapsedilmiş bir evlattı o; fakat bugün, gölgesiyle bile her an, her saniye oğlunu korumaya çalışan muazzam bir babaydı…
Bundan seneler evvel, sürüklenerek götürüldüğü ve Derim'in yanında katıldığı bir başka partide yine birçok göz, merakla onun üzerine dikilmişti ve Anka, o bakışlarının nedenini öğrendiğinde yaşadığı sarsıntıyı, bugün gibi hatırlıyordu. Hayatı boyunca o kadar aşağılanmamıştı.
Derim'in acı geçmişi telafi edebilmek için gösterdiği çaba, elbette takdire şayandı ve Anka onun samimi çabasının, kalbindeki kırıkları onardığını da kabulleniyordu. Fakat biraz evvel yaptığı şey; kimseye boyun eğmeyen adamın cesaret ettiği jest, bir başka kadının göğsünü kabartabilecek olsa da Anka bunu hissetmiyordu. Aksine, yüreğinde geçmişte yaşadığı aşağılanmanın sızısı ve Derim'in bu kadar gözü kara olmasının yaşattığı tedirginlik vardı.
Bu adeta Derim'in kendi kendine verdiği cezanın sınırsızlığını kanıtlıyordu. Öylesi düşünmeksizin, öylesi fütursuz ve öylesi boyun eğilmiş bir teslimiyetti yaptığı.
Uzun zamandır beklenen serinin dördüncü kitabı çıktığı gibi siparişimi verdim hem de imzalısından.
Sırf Derim ile Aşil’i biraz daha fazla okumak için kitabı elimden bir hafta boyunca bırakmadım. Normalde bir günde okuyup bitireceğim kitabı, yavaş yavaş okumaya çalışmak yorucuydu. Ama değdi, şimdiden beşinci kitabı beklemeye başladım bile.
Kitabın hissettirdiği o kadar çok duygu var ki ama klasikleşen o meşhur cümleyi “anlatılmaz, yaşanır” derler ya şuan o durumdayım. Okurken hissettirdiği o harika duyguları aktaracak kelime bulamıyorum.
Yazarın her serisi ayrı bir olay, her karakteri ayrı bir derinliğe sahip..
Şu an ekranla bakışıyorum ne yazsam okurken hissettirdiklerini aktarırım, hangi kelime hissettiklerimi yansıtır diye..
Tek diyeceğim hala yazarın kitaplarını okumayı düşünen ama eyleme geçmeyen varsa; vakit kaybetmeden okumalarını kesinlikle tavsiye ederim.
-------------
“Ulan, tek bir hamle yaptın, kaç kişinin hayatına dokundun.” Bakışları hızla Avcı’yı buldu. Eliyle onu işaret ederken yeniden Derim’e baktı. “Adamın dediği gibi; nereden nereye… Altı sene önce hepimiz seni eline geçirdiğinde, parçalayacak kadar öfke duyarken, şimdi aynı masada kadeh tokuşturuyoruz.” Başını kaldırıp karanlığın içinde gözlerini dolaştırdı. Adeta sesli düşünüyormuş gibi gözleri havada “Bir yerde kader bizi seyrediyorsa kesin götüyle gülüyordur ha…” dedi.
*****
Derim dürüst, açık gözlerle baktı karşısındaki anlayışla kendisini dinleyen adama. “Ben vatansızım amca. Benim ülkem Anka. Bayrağım Aşil… Sen nasıl ki ülkeni ve bayrağını korumak için hayatını adadın, ben de kendi ülkemi ve bayrağımı korumak için çabalıyorum.” Sesi yumuşarken yüzünde minicik bir tebessüm belirerek devam etti. “Onlar burayı seviyorlar. Onların sevdiğini ben de seviyorum. Bana onları veren burası.”
678 sayfa
1Aralık2021 tarihinde, Theseus Yayınevi tarafından yayınlandı