Sana hiçbir şey olmayacak, göreceksin bak. Elini kolunu sallayarak dışarı çıkacaksın. Uçak havaalanına yaklaşırken Müjdat (Gezen) beni yatıştırmaya çalışıyordu. Onu duymuyor gibiydim. Tutuklanacak olursam onun neler yapması gerektiğini düşünmeye çalıştım; tanıdık birkaç kişinin adını saydım. Onları hemen ara, avukatını devreye sok, dedim; bir de bütün gazeteleri aramasını tembihledim. Durduk. Herkes hareketlendi, ben bir türlü yerimden kalkmak istemiyordum. Gönülsüz, ağır hareket ediyordum. Müjdata döndüm: Beni götürürlerse bavulumu sen al, dedim. Bavulla şubeye gitmek istemiyorum. Yan ceplerinden birinde telefon defterim var, onu yok et... Sinema sanatçısı Tarık Akan, 80 askeri darbesinin hemen ardından, 1981 başlarında Almanyada yaptığı bir konuşma yüzünden yurda dönüşünde tutuklanır. Bu tutuklanmanın nedeni, sağcı bir gazetenin manşete çıkardığı yanlı ve yalan haberdir. Böylece, uzun bir yargılanma süreci başlar. Siyasi Şube, sorgulanmalar, itilip kakılmalar, aşağılanmalar, soğuk hüçreler, bitli-fareli koğuşlar, sağcılar, solcular, devrimciler, TKPliler, idamlıklar... Ününün doruğundaki Tarık Akanın aylar boyu içinde bulunacağı ortam budur. Uzun zaman sonra aklanıp özgür kalan Tarık Akan, aradan yıllar geçse de o günlerin baskılarını, acılarını unutamaz; tek çıkış yolu, yaşadıklarını yazıya dökmektedir. Anne Kafamda Bit Var, o karanlık dönemin bir tutanağı gibi. Son yirmi yıldır toplumsal içerikli filmlere yönelen ünlü sinema adamının az bilinen bir yönünü ortaya çıkaran anılarda ayrıca Şerif Görenden Atıf Yılmazda, Orhan Apaydından Barış Derneği Davasına kadar pek çok tanınmış ada ve önemli olaya yer verilirken, Yılmaz Güney cezaevindeyken gizli saklı çekilen Yol filminin bütün serüveni de dile getiriliyor.
Sana hiçbir şey olmayacak, göreceksin bak. Elini kolunu sallayarak dışarı çıkacaksın. Uçak havaalanına yaklaşırken Müjdat (Gezen) beni yatıştırmaya çalışıyordu. Onu duymuyor gibiydim. Tutuklanacak olursam onun neler yapması gerektiğini düşünmeye çalıştım; tanıdık birkaç kişinin adını saydım. Onları hemen ara, avukatını devreye sok, dedim; bir de bütün gazeteleri aramasını tembihledim. Durduk. Herkes hareketlendi, ben bir türlü yerimden kalkmak istemiyordum. Gönülsüz, ağır hareket ediyordum. Müjdata döndüm: Beni götürürlerse bavulumu sen al, dedim. Bavulla şubeye gitmek istemiyorum. Yan ceplerinden birinde telefon defterim var, onu yok et... Sinema sanatçısı Tarık Akan, 80 askeri darbesinin hemen ardından, 1981 başlarında Almanyada yaptığı bir konuşma yüzünden yurda dönüşünde tutuklanır. Bu tutuklanmanın nedeni, sağcı bir gazetenin manşete çıkardığı yanlı ve yalan haberdir. Böylece, uzun bir yargılanma süreci başlar. Siyasi Şube, sorgulanmalar, itilip kakılmalar, aşağılanmalar, soğuk hüçreler, bitli-fareli koğuşlar, sağcılar, solcular, devrimciler, TKPliler, idamlıklar... Ününün doruğundaki Tarık Akanın aylar boyu içinde bulunacağı ortam budur. Uzun zaman sonra aklanıp özgür kalan Tarık Akan, aradan yıllar geçse de o günlerin baskılarını, acılarını unutamaz; tek çıkış yolu, yaşadıklarını yazıya dökmektedir. Anne Kafamda Bit Var, o karanlık dönemin bir tutanağı gibi. Son yirmi yıldır toplumsal içerikli filmlere yönelen ünlü sinema adamının az bilinen bir yönünü ortaya çıkaran a... tümünü göster
Her şey, Tarık AKAN' ın yurt dışından dönüşünde, hava alanında tutuklanması ile başladı. 80 darbesinin hemen ardından (1981 yılında) Almanya da belki de yurt dışında olmasının verdiği cesaret ile, ülkedeki sorunlar hakkında yaptığı bir konuşma tutuklanma sebebini teşkil etti. Bir süre Gayrettepe de, daha sonra,şimdiki 1. Ordu komutanlığının bulunduğu Selimiye de tutuldu.
Yazar, kendi hissettiklerinin yanında, Türkiye'de tutuklanmanın, özellikle darbe gibi olağanüstü hallerde tutuklanmanın ne demek olduğunu da gözler önüne seriyor. Kapalı kapılar ardında, yaşamayanın bilemeyeceği olayları açığa vuruyor. Darbe yıllarında sağcı ya da solcu, taraf tutanların ne tür bir muamele ile karşı karşıya kaldığını gösteriyor.
Bir çırpıda okudum... Ama olaylar Tarık Akan'dan çok yanındakilerin başına gelenlerle gelişiyor... Okunmalı...
darbe dönemi yaşadıklarını unutan ender insanlardan biridir tarık akan.ordu göreve pankartı altında yürüyüşe destek veren bir adamın böyle bir kitap yazması da ilginç.daha doğrusu bu kitabı yazan bir adamın ordu göreve pankartı altında yürümesi.
tarık akan'ın 12 eylül'ün acılarını kendi gözüyle anlattığı okunması gereken bir kitap
Tarık Akan hakkında bilinmeyenler.. Tarih, sinema, siyaset hepsi bir arada.. 12 Eylül'ün bilinenlerine bir de Tarık Akan gözünden bakış, bazen de yok artık diyiş... Kitabın sonunda güzel bir de Tarık Akan albümü var.
Bazı yerleri pek içten değil gibi geldi bana. Yazılmak için yazılmış gibiydi. Tutarlı değildi sanki. Tarık Akan'dan çok diğerlerine üzüldüm. Çünkü o hapse de girse hala Tarık Akan olmaya devam etmiş.
Bazı düşünceleri bana ters geldi.
Yine de o dönemde yaşananların birazını görmüş biri olarak böyle bir kitap yazmasını takdir ettim.
Şimdilerde oyuncu/sanatçı diye gezenlerin örnek alması gereken güzel bir adamın yaşantısı,toplum için birşeyler yapan yapmaya çalışan adamın hayatından kesitler,çok güzel olmuş eline yüreğine sağlık güzel adam Tarık AKAN
Türk sinemasının en ünlü ve en yetenekli jönlerinden Tarık Akan..1980'de sıkıyönetimin olduğu,karışık ülke ortamımızda Almanya'da yaptığı bir konuşma yüzünden Tercüman gazetesinin de yalan ve yanlı haberinin etkisiyle,asılsız ihbarlarla Türkiye'ye dönüşte havaalanında tutuklanmıştır..Hücrelerde yaşadıklarını,dönemin siyasi yüzünü anlatan bir kitap...Ayrıca Cannes film festivalinde ödül alan Yılmaz Güney'in senaryosunu yazdığı YOL filminin de nasıl çekildiğini de kitapta anlatıyor..
Karton Cilt, 198 sayfa
2002 tarihinde, CAN YAYINLARI tarafından yayınlandı