Üniversite ve Konservatuvarlarda tiyatro ve sanat üzerine kuramsal dersler veren Ahmet Cemal, çok başarılı Almanca çevirileriyle beraber yazarlığını da sürdüren bir sanat adamımız; bu kitabında, sanat ve tiyatro ile düşünce arasındaki ilişkisinin boyutlarını araştırıyor. Yazar, Sanat eseri, duyguların bir içgüdünün kendiliğindenliği ile aktarması mıdır, yoksa duyguların belli bir düşünce süzgecinden geçirilerek imgeye dönüştürülmesi midir, diyerek bu ilişkinin analizine giriyor ve sanatsal yaratının ancak bilgi edinilerek ortaya çıkabileceğini vurguluyor. Yazarın tiyatro sanatı üzerine düşüncelerini içeren yazıları, ülkemizde aradığımız çağdaş tiyatroya ulaşma yollarını gösteriyor; bu yazılar onun uzun hocalık döneminden kişisel tanıklıklarına dayanıyor. Yarının tiyatrosunu yaratmak için bütün sanat dallarıyla tiyatro arasındaki organik ilişkinin ne kadar gerekli olduğunu açıklayan bu yazılar, sanatçı olabilmenin koşullarına da açıklık getiriyor.
Üniversite ve Konservatuvarlarda tiyatro ve sanat üzerine kuramsal dersler veren Ahmet Cemal, çok başarılı Almanca çevirileriyle beraber yazarlığını da sürdüren bir sanat adamımız; bu kitabında, sanat ve tiyatro ile düşünce arasındaki ilişkisinin boyutlarını araştırıyor. Yazar, Sanat eseri, duyguların bir içgüdünün kendiliğindenliği ile aktarması mıdır, yoksa duyguların belli bir düşünce süzgecinden geçirilerek imgeye dönüştürülmesi midir, diyerek bu ilişkinin analizine giriyor ve sanatsal yaratının ancak bilgi edinilerek ortaya çıkabileceğini vurguluyor. Yazarın tiyatro sanatı üzerine düşüncelerini içeren yazıları, ülkemizde aradığımız çağdaş tiyatroya ulaşma yollarını gösteriyor; bu yazılar onun uzun hocalık döneminden kişisel tanıklıklarına dayanıyor. Yarının tiyatrosunu yaratmak için bütün sanat dallarıyla tiyatro arasındaki organik ilişkinin ne kadar gerekli olduğunu açıklayan bu yazılar, sanatçı olabilmenin koşullarına da açıklık getiriyor.