Ardavirâfnâme Sasanîler döneminde yaşamış ünlü Zerdüşt din adamı Ardavirâf’ın cenneti de içine alan öteler dünyasına seyahatini, cennet, cehennem, berzah seferini konu alan Pehlevice kaleme alınmış son derece önemli bir eserdir. Ardavirâf, Pehlevî rivayetlerinden anlaşıldığı kadarıyla bilge mubedler ve sufî din adamları arasında yer almaktadır. Farsça kaynaklarda onun peygamber olduğundan da söz edilmiştir. Miracnâme-yi Ardaviraf adıyla da anılan orijinal metni Pehlevî dilinde kaleme alınmış olan eser, İslam inanışındaki birtakım değerlerle benzerlik göstermesi açısından oldukça dikkat çekicidir. Dil özelliklerinin yanı sıra dini ve tarihi önemi de oldukça büyüktür. Bu yüzden ünlü batılı araştırmacılar tarafından üzerinde çalışmalar yapılmıştır.
İskender Avesta ve Zend’i yakınca temel dini kaynaklarını kaybeden İrânşehr halkı dini gerçekleri yeniden öğrenmek amacıyla Ardavirâf’ı ruhlar alemine gönderir. Ruhu Çinvâd Köprüsü’nden geçtikten sonra Surûş ve Tanrı Azer onu ellerinden tutup “Arâf”tan geçirir. Önce cennetin tabakalarını tek tek gezip Hürmüz’ün makamına varan Ardavirâf daha sonra cehennemi ve cehennemliklerin durumunu görür. Günahkârların, yaptıkları karşılığında verilen cezaları nasıl çektiklerini izler. Yedi gün yedi gece boyunca süren bütün bu geziden sonra Surûş ve Tanrı Azer onu yine Hürmüz’ün huzuruna getirir. Hürmüz ona “Cehenneme düşmemek için doğruluk ve dinin yolundan gitmelerini” emreder. Ardavirâf, insanların dünyasına döndüğünde bu gördüklerini anlatır ve bilge bir katip de bütün anlatılanları yazıya geçirir.
Ardavirâfnâme, 101 bölümden oluşur. 1-3. bölümler Ardavirâf’ın sefer hazırlıklarını, 4-15. bölümler Ardavirâf’ın seyahat süresince gözlemleri, cennet ve berzah tasvirlerini, 16-101. bölümler cehennem ve günahkarların tasvirlerini anlatmaktadır. III/IX. yüzyılın ortalarında yazılmış olan bu eserin en eski yazma nüshası IV/X. yüzyıla aittir. VII/XIII. yüzyıl şairlerinden Zerdüşt BehrâmPejdû Ardavirâfnâme’yi Farsça’ya manzum olarak çevirmiştir. J. A. Pope tarafından The Arda VirafNameh/The Revelation of Arda Viraf adıyla 1816 yılında Londra’da yayınlanan ilk İngilizce çevirisiyle Ardavirâfnâme batı dünyasında da edebiyat çevrelerine ulaşmış, ardından İngilizce ve Fransızca diğer çevirileri yapılmıştır.
Ardavirâf, cennet-cehennem seyahatine çıkan ilk gezgin, Ardavirâfnâme ise, ahiret alemine seyahati, ölümden önce rüyada iken ya da ruhi bir seyahatle cennet ve cehennemi gezme konusunda yazılmış en eski kaynaktır.
Ardavirâfnâme Sasanîler döneminde yaşamış ünlü Zerdüşt din adamı Ardavirâf’ın cenneti de içine alan öteler dünyasına seyahatini, cennet, cehennem, berzah seferini konu alan Pehlevice kaleme alınmış son derece önemli bir eserdir. Ardavirâf, Pehlevî rivayetlerinden anlaşıldığı kadarıyla bilge mubedler ve sufî din adamları arasında yer almaktadır. Farsça kaynaklarda onun peygamber olduğundan da söz edilmiştir. Miracnâme-yi Ardaviraf adıyla da anılan orijinal metni Pehlevî dilinde kaleme alınmış olan eser, İslam inanışındaki birtakım değerlerle benzerlik göstermesi açısından oldukça dikkat çekicidir. Dil özelliklerinin yanı sıra dini ve tarihi önemi de oldukça büyüktür. Bu yüzden ünlü batılı araştırmacılar tarafından üzerinde çalışmalar yapılmıştır.
İskender Avesta ve Zend’i yakınca temel dini kaynaklarını kaybeden İrânşehr halkı dini gerçekleri yeniden öğrenmek amacıyla Ardavirâf’ı ruhlar alemine gönderir. Ruhu Çinvâd Köprüsü’nden geçtikten sonra Surûş ve Tanrı Azer onu ellerinden tutup “Arâf”tan geçirir. Önce cennetin tabakalarını tek tek gezip Hürmüz’ün makamına varan Ardavirâf daha sonra cehennemi ve cehennemliklerin durumunu görür. Günahkârların, yaptıkları karşılığında verilen cezaları nasıl çektiklerini izler. Yedi gün yedi gece boyunca süren bütün bu geziden sonra Surûş ve Tanrı Azer onu yine Hürmüz’ün huzuruna getirir. Hürmüz ona “Cehenneme düşmemek için doğruluk ve dinin yolundan gitmelerini” emreder. Ardavirâf, insanların dünyasına döndüğünde bu gördüklerini anlatır ... tümünü göster
Karton Cilt, 200 sayfa
2010 tarihinde, Pinhan tarafından yayınlandı