Bir mumun aydınlattığı mutmain bir çehreyle usul usul yazmak demek olan bilgelik, felaket ertelerinde tabutlar geçip gittikten sonra höykürmemektir, saadetlerin aydınlattığı günler ve gecelerde vakarını kaybetmemektir. Bacaları tüter amma ocakta tutuşan gayrının hakkı değildir. Yetim toruna şefik, fesat nefse şedid olurlar. Atlar içinde üç sekili olanları, onlar içinde doruları, onlar içinde de alnı akıtmalı olanları makbul tutarlar. Ekmeği aziz tutarlar, kılıcı kavi tutarlar. Gerek damda yatarlar, gerek yerde yatarlar. Hiçbir vakit tam olarak uyumazlar, fakat çoktan ölmüşlerdir. Ağustos başağını avuçlarında ovarlar, çer çöpünü üfürüverir, böylece şu yalan dünyayı berhava etmiş olurlar. Atın üzengilemeden yürüyenine, evladın buyurmadan işleyenine, kadının kaş gözden anlayanına efdaldir derler. Kadınları üçe ayırırlar: hem eti hem sütü haram, sütü helal etti haram, eti helal sütü haram. Böylece her şeyi ayırırlar; üçe ayırırlar, yediye ayırırlar, kırka ayırırlar. Furkandan okur, öyle ayırırlar.
Bir mumun aydınlattığı mutmain bir çehreyle usul usul yazmak demek olan bilgelik, felaket ertelerinde tabutlar geçip gittikten sonra höykürmemektir, saadetlerin aydınlattığı günler ve gecelerde vakarını kaybetmemektir. Bacaları tüter amma ocakta tutuşan gayrının hakkı değildir. Yetim toruna şefik, fesat nefse şedid olurlar. Atlar içinde üç sekili olanları, onlar içinde doruları, onlar içinde de alnı akıtmalı olanları makbul tutarlar. Ekmeği aziz tutarlar, kılıcı kavi tutarlar. Gerek damda yatarlar, gerek yerde yatarlar. Hiçbir vakit tam olarak uyumazlar, fakat çoktan ölmüşlerdir. Ağustos başağını avuçlarında ovarlar, çer çöpünü üfürüverir, böylece şu yalan dünyayı berhava etmiş olurlar. Atın üzengilemeden yürüyenine, evladın buyurmadan işleyenine, kadının kaş gözden anlayanına efdaldir derler. Kadınları üçe ayırırlar: hem eti hem sütü haram, sütü helal etti haram, eti helal sütü haram. Böylece her şeyi ayırırlar; üçe ayırırlar, yediye ayırırlar, kırka ayırırlar. Furkandan okur, öyle ayırırlar.