Genç bir Hafız kendisini yetiştiren vakıf adına kurban derisi almak üzere Hacı Cevher Hanımın çağrısı ile Boğaziçindeki bir yalıya gider. Bir Anadolu delikanlısının sosyetik bir ailenin eşiğinden birkaç saniyeliğine geçip gitmesinden ibaret görünen bu ziyaret, bir aksilik yüzünden uzayıverir. Böylece bir köylü çocuğunun seçkinler arasındaki karmaşık ve derin macerası başlar. Hafız çok güzel sesli ve yakışıklı bir Anadolu delikanlısıdır. Cevher Hanım ise güngörmüş bir babaanne... Hacca gidip eldikten sonra hayli dindarca bir yaşantıya yönelmiş bulunan Cevher Hanım, sosyete içinde doğup büyümüş oğulları, gelinleri ve torunlarının kendisine benzemesini arzu ve hayal edip durmaktadır. Bu belli belirsiz bir çatışmadır. Zira Cevher Hanım yeni duygu ve düşünceleri içinde ailesi için çok geç kaldığına hükmetmektedir.Hafızın olağanüstü güzel sesi ile aile bireylerinin saygısını ve özellikle Cevher Hanımın hayranlık derecesindeki sevgisini kazanması, bu bayramlık ziyarete süreklilik kazandırır. Zaman içinde yalının güzel kızı Cemreye Mecnunsu (=platonik) bir aşkı ile bağlanan Hafız değişim geçirmeye başlar. Kendi dünyası ile yalı arasındaki uçurumun ezikliği içinde kendini geliştirmek için türlü yollar deneyen Hafız, yetiştiği vakıf çevresindeki saygın ağabeylerinin kınamalarına rağmen bir tür şarkıcı kimliği edinme yoluna girer. Sanki sevdiği kızın kalbinin kapısını şarkılarla arayabileceğini ummaktadır. Saçından giyimine kadar pek çok konuda modern görünüm kazanabilme çabaları aslında Hafızın kompleks bir açmaza sürüklenmesini tetikleyecektir.Arabadaki bütün dostlarının öldüğü bir trafik kazasından birkaç kırıkla kurtulan Cemre ise, başlangıçta bir arkadaş olarak dahi aklının köşesinden geçmeyen Hafız ile -biraz da babaannesinin çöpçatanlığı sayesinde- yakınlaşmaya başlar. Cemre, Telli Baba türbesinin civarında meydana gelen o kazadan bir tek kendisinin sağ kurtuluşuna mistik bir anlam vermeye eğilimli olduğu için Hafız ile aralarındaki yakınlık güçlü bir bağa dönüşebilecek gibi görünmektedir. Ne var kısa bir süre sonra Hafız ile Cemre arasına aile içinden beklenmedik şekilde, umulmadık bir engel girecektir. Hafızın ortalardan kaybolmasına yol açacak kadar ağır bir engel teşkil eden bu kördüğümün aşılması için derin çileler ve uzun ayrılıklar gerekecektir.Farklı kurgusu ve içeriği ile Türk edebiyatında özgün bir yer edinmeye aday bir roman. Yazar bir aşk öyküsünü merkeze alarak edebiyatımızda ilk defa dindar insanların ruh dünyalarında yolculuğa çıkıyor. Askerlikten din eğitimine, sosyeteden yatır kültürüne kadar pek çok boyuttan Türkiye insanına renkli bir bakış. Sayfadan sayfaya şaşırtıcı sahnelerle süren roman bir solukta okunacak sarsıcı bir eser.
Genç bir Hafız kendisini yetiştiren vakıf adına kurban derisi almak üzere Hacı Cevher Hanımın çağrısı ile Boğaziçindeki bir yalıya gider. Bir Anadolu delikanlısının sosyetik bir ailenin eşiğinden birkaç saniyeliğine geçip gitmesinden ibaret görünen bu ziyaret, bir aksilik yüzünden uzayıverir. Böylece bir köylü çocuğunun seçkinler arasındaki karmaşık ve derin macerası başlar. Hafız çok güzel sesli ve yakışıklı bir Anadolu delikanlısıdır. Cevher Hanım ise güngörmüş bir babaanne... Hacca gidip eldikten sonra hayli dindarca bir yaşantıya yönelmiş bulunan Cevher Hanım, sosyete içinde doğup büyümüş oğulları, gelinleri ve torunlarının kendisine benzemesini arzu ve hayal edip durmaktadır. Bu belli belirsiz bir çatışmadır. Zira Cevher Hanım yeni duygu ve düşünceleri içinde ailesi için çok geç kaldığına hükmetmektedir.Hafızın olağanüstü güzel sesi ile aile bireylerinin saygısını ve özellikle Cevher Hanımın hayranlık derecesindeki sevgisini kazanması, bu bayramlık ziyarete süreklilik kazandırır. Zaman içinde yalının güzel kızı Cemreye Mecnunsu (=platonik) bir aşkı ile bağlanan Hafız değişim geçirmeye başlar. Kendi dünyası ile yalı arasındaki uçurumun ezikliği içinde kendini geliştirmek için türlü yollar deneyen Hafız, yetiştiği vakıf çevresindeki saygın ağabeylerinin kınamalarına rağmen bir tür şarkıcı kimliği edinme yoluna girer. Sanki sevdiği kızın kalbinin kapısını şarkılarla arayabileceğini ummaktadır. Saçından giyimine kadar pek çok konuda modern görünüm kazanabilme çabaları aslı... tümünü göster
Yazarın aşk kitabı muhafazakar insanların aşk hayatını anlatıyor alışılmışın dışında aşk romanı tasavvufta bulunuyor içinde biraz.
Aşk kitabı olarak da okuyabilirsiniz, dönemini aşk gibi bir olgu üzerinden anlatan bir kitap olarak da. Ömer Lütfi Mete'nin kalemini sevdim.