Mutlu olmak için yanmayı göze alabilir misiniz? Yanmayı seçerseniz alevleriniz tükendiğinde bir rüzgâr eser. Ya küllerinizi dört bir yana savurur ya da sizi bir araya getirir. Ben hepsini göze aldım ve yandım. Bir erkek, nasıl adam olur öğrendim. Kendimi bulmayı umduğum yolculuğumda onunla karşılaştım. Güçlüydü. Fiziksel olarak bir erkekle başa çıkabilecek durumdaydı. Sertti. Yemek yaptığından ciddi anlamda şüphe duyabileceğim biriydi. Kırılgan durmuyordu. Onu kollarıma alsam güvende hissedeceğini hiç sanmıyorum. Hatta bunu yaptığım için beni öldürebilirdi. Tek söyleyebileceğim fazlasıyla güzel olduğuydu.
Yanlış kişiyi takip etmiştim. Kesinlikle bana ihtiyacı yoktu. Peki, neden her hücrem onu korumam gerektiğini haykırıyordu? Merakla başlayan yolculuğum, arzuyla kesintiye uğramış aşkla sona ermişti. Kapıların ne zaman açıldığını fark etmeden arafa düşmüştüm. Cennetim de oydu cehennemim de ve ben ona gidecek yolu bulamıyordum. Acıma ortak olamayacaksanız kelimelerimden (bu kitaptan) uzak durun!
Mutlu olmak için yanmayı göze alabilir misiniz? Yanmayı seçerseniz alevleriniz tükendiğinde bir rüzgâr eser. Ya küllerinizi dört bir yana savurur ya da sizi bir araya getirir. Ben hepsini göze aldım ve yandım. Bir erkek, nasıl adam olur öğrendim. Kendimi bulmayı umduğum yolculuğumda onunla karşılaştım. Güçlüydü. Fiziksel olarak bir erkekle başa çıkabilecek durumdaydı. Sertti. Yemek yaptığından ciddi anlamda şüphe duyabileceğim biriydi. Kırılgan durmuyordu. Onu kollarıma alsam güvende hissedeceğini hiç sanmıyorum. Hatta bunu yaptığım için beni öldürebilirdi. Tek söyleyebileceğim fazlasıyla güzel olduğuydu.
Yanlış kişiyi takip etmiştim. Kesinlikle bana ihtiyacı yoktu. Peki, neden her hücrem onu korumam gerektiğini haykırıyordu? Merakla başlayan yolculuğum, arzuyla kesintiye uğramış aşkla sona ermişti. Kapıların ne zaman açıldığını fark etmeden arafa düşmüştüm. Cennetim de oydu cehennemim de ve ben ona gidecek yolu bulamıyordum. Acıma ortak olamayacaksanız kelimelerimden (bu kitaptan) uzak durun!
Öncelikle Ankara Kitap Fuarı’nda Ateş’i öve öve bitiremeyip ölümcül bir merakla almama vesile olan Agapi stant görevlilerine teşekkürü bir borç biliyorum. Kitabı o kadar çok övdüler ve beğenileceğine o kadar çok güveniyorlardı ki almaktan başka çarem kalmamıştı. Hatta eğer beğenmezsem para iadesi bile yapabileceklerini söylediler. Kitabı okuduktan sonra tüm bu güvenin nereden geldiğini anladım. Ve bir kez daha beni böyle bir kitapla ve yepyeni bir yazarla tanıştırdıkları için kendilerine teşekkür ediyorum. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim kitabı imzalı okuma şerefine eriştim.
Kitaba geçecek olursak eğer… Aslında söylenecek çok fazla şey var ama ne söyleyeceğimi ya da nasıl söyleyeceğimi tam olarak bilemiyorum. Kitabı bir erkeğin gözünden okuma imkânı sunmuş bize yazar. Çok fazla alışık olmadığımız bir şey bu ama baştan sona Nick’in değişimini kendi gözünden okumak çok güzeldi bence. Resmen çocuksu bir erkeğin acılarla yoğrularak gerçek bir erkek oluşunu okuttu bize. İlk başlarda erkek karakterin beni şok ettiğini itiraf etmem gerekiyor çünkü baskın erkek karakterler okumaya o kadar alışkınız ki rollerin değişmesi biraz bocalamanıza neden oluyor. Ama güçsüz bir Pi, öyle bir hayatta ayakta kalmayı başaramazdı biliyoruz. Ve güçlü bir kadın karakter okumak çok cesaret vericiydi.
Bir diğer konu; birçok kitap bize her sayfasında farklı bir duygu yaşama imkânını sunuyor ama Ateş bir sayfasında birden fazla duygu yaşama imkanı sunuyordu. Her cümlede bambaşka bir duyguya bürünüyorsunuz. Sanırım Pi’nin değişken ruh halinden kaynaklanıyordu bu da.
Kitapta öyle bir ters köşe var ki… Yani ters köşe birçok kitapta yapılmaya çalışılır ama çok az kitapta gerçekten okuyucu etkilenir bundan. Ateş beni çok pis tongaya düşürdü. Karakterler üzerinden yapılan en güzel ters köşelerden biriydi bence.
Öztuna kardeşlerin isimlerine takıldım ben. Bilinçli olarak mı yapıldı bilmiyorum ama –ki büyük ihtimalle öyle- isim uyumlarına bayıldım!
Kesinlikle çok etkileyici ve güzel bir kitaptı. Ellerinize sağlık. Daha çok kitabınızı okumak dileğiyle.
Belki başka bir ruh haliyle okusaydım bu kitabı bu kadar depresif bulmazdım. Özellikle ilk yarısı beni acayip gerdi. Son yarısında olaylar hızlanıp ,taşlar yerli yerine oturunca biraz daha iyi oldu derken yine hüsran. Açıkçası bu kadar karanlık ruh halinin içinde kitabı mutlu sona bağlamasını beklemiyorum..İyi mi oldu kötü mü oldu tam kara vermiyorum..Hele kitabın arka kapak yazısında aba altından sopa göstermesi benim açımdan hiçte hoş karşılanmadı. Belki de kitaba önyargı ile yaklaşmamın sebebi bu ...
Karton Cilt, 496 sayfa
2015 tarihinde, Agapi Yayınları tarafından yayınlandı