Atlantis'in kaderi yaklaşıyor…
Poseidon Savaşçıları, insanlığın karşısında beklenmedik düşmanlar ve ittifaklar oluşturulduğunu öğrenir. Ancak, lanetli bir Atlantis savaşçısı ile yalanları görme yeteneğine sahip bir kadın arasında başlayan aşktan daha beklenmedik bir şey yoktur...
Duygusuz bir savaşçı…
İki bin yıl önce Poseidon tarafından duyguları yok edilerek lanetlenen Atlantisli savaşçı Brennan’ın üzerindeki bu leke, Tiernan’la tanıştığında silinmeye başlar. Bu kadın, Doğrucu adı verilen ve yalanları görebilen bir insandır. Brennan, taparcasına sevdiği kadını kaybetme ihtimaliyle ölümcül korkular yaşar. Tiernan’la dünyayı kurtarma savaşını bir arada yürütmeye çalışan savaşçı amacına ulaşabilecek midir?
Gerçegin gözü kulağı…
Muhabir olan Tiernan'ın işi, yalanı veya sahtekârlığı görme konusundaki eşsiz kabiliyetine oldukça uygundur. Ancak genç kadın, insan ve biçimdeğiştirenlere karşı korkunç deneyler yapan bilimadamlarını fark edince büyük bir tehlikenin içine düşer. Onu bu kötülüğe karşı yalnızca güçlü bir Atlantisli koruyabilir. Dünyanın geleceği tehlikeye girmişken, bu ikili ölümü aşıp insanlığı kurtarabilecek midir?
“Dünyanın ele geçirilme mücadelesi ve romantik maceranın mükemmel karışımı.”
-Jayne Castle-
“Atlantis’in Muhafızları, kötülükle savaşırken sevginin ve aşkın ne derece önemli bir güç olduğunu çok güzel anlatıyor.”
-Kirkus Reviews-
“Oldukça heyecanlı bir seri. Poseidon Savaşçılarının maceralarını okumak büyük keyif. Bu seriyi mutlaka edinin.”
-Amazon-
(Tanıtım Bülteninden)
Atlantis'in kaderi yaklaşıyor…
Poseidon Savaşçıları, insanlığın karşısında beklenmedik düşmanlar ve ittifaklar oluşturulduğunu öğrenir. Ancak, lanetli bir Atlantis savaşçısı ile yalanları görme yeteneğine sahip bir kadın arasında başlayan aşktan daha beklenmedik bir şey yoktur...
Duygusuz bir savaşçı…
İki bin yıl önce Poseidon tarafından duyguları yok edilerek lanetlenen Atlantisli savaşçı Brennan’ın üzerindeki bu leke, Tiernan’la tanıştığında silinmeye başlar. Bu kadın, Doğrucu adı verilen ve yalanları görebilen bir insandır. Brennan, taparcasına sevdiği kadını kaybetme ihtimaliyle ölümcül korkular yaşar. Tiernan’la dünyayı kurtarma savaşını bir arada yürütmeye çalışan savaşçı amacına ulaşabilecek midir?
Gerçegin gözü kulağı…
Muhabir olan Tiernan'ın işi, yalanı veya sahtekârlığı görme konusundaki eşsiz kabiliyetine oldukça uygundur. Ancak genç kadın, insan ve biçimdeğiştirenlere karşı korkunç deneyler yapan bilimadamlarını fark edince büyük bir tehlikenin içine düşer. Onu bu kötülüğe karşı yalnızca güçlü bir Atlantisli koruyabilir. Dünyanın geleceği tehlikeye girmişken, bu ikili ölümü aşıp insanlığı kurtarabilecek midir?
“Dünyanın ele geçirilme mücadelesi ve romantik maceranın mükemmel karışımı.”
-Jayne Castle-
“Atlantis’in Muhafızları, kötülükle savaşırken sevginin ve aşkın ne derece önemli bir güç olduğunu çok güzel anlatıyor.”
-Kirkus Reviews-
“Oldukça heyecanlı bir seri. Poseidon Savaşçıların... tümünü göster
Bu seriyi sonradan keşfettim ve ilk kitabını okuduktan sonra da düzenli takip etmeye başladım.
devamı..
http://birumuthayal.blogspot.com.tr/2017/03/alyssa-day-atlantisin-muhafzlar.html
Türünün tüm özelliklerini barındıran sıkıcı olmayan bir kitaptı .
http://oldgirlsontheblog.blogspot.com.tr/2017/04/alyssa-day-atlantisin-muhafzlar.html#more
Poseidon tarafından duygusuzlukla cezalandırılan Brennan ile eşsiz bir yeteneğe sahip gazeteci Tiernan'ın aksiyon dolu hikayesi bu sefer karşımızda. İnsanların ve şekil değiştirenlerin beyinlerini ele geçirmeye çalışan çılgın bir biliminsanı ile bunu kendi çıkarları için kullanmak isteyen vampirlere karşı amansız bir mücadele. Bir taraftanda Brennan'ın baş etmesi gereken duygu patlamalrı ile üzerinde ki laneti bir yandan da Tiernan'ın yalanları ayırtetmesi birleşince güzel bir fantastik kitap bizi karşılıyor.
https://illekitap.blogspot.com/2020/07/alyssa-day-atlantisin-muhafzlar.html
Poseidon Savaşçıları Serisine bu ayda kaldığım yerden devam ediyorum.Sırada 5. kitabı Savaşçı Brennan'ın hikayesi vardı. Aslında hikayesine diğer iki kitapta hafiften belirtmişti nasıl bir fırtınalı aşk yaşayacağını ama detaylarını bu kitapta okudum ve muhteşemdi.
Alyssa Day'in fantastik, paranormal türde olan 8 kitaptan oluşan serisi Poseidon'un Savaşçıları'nın 5. kitabıydı Atlantis'in Muhafızları. Yine akıcı, merak uyandırıcı, dinmek bilmeyen olayların olduğu, ilk sayfadan son sayfaya kadar nefes kesen, aşk dolu bir kitaptı.
Her ne kadar seri her kitapta başka karakteri anlatıyor olsa da birbiriyle bağımlı olan kitaplar. Mesela Brennan'ın hikayesine 3. kitap Justice'in hikayesinden hafifçe vurgulanmaya başlandı ve 4. kitap Alexios'ta da yine hafiften kendini gösterdi. Bu yüzden seriyi size tavsiyem birden başlayıp sırayla okumanız.
Kitabın kısaca konusundan bahsetmek gerekirse; Poseidon tarafından lanetlenerek duyguları alınan ve hiçbir şey hissetmeyen Brennan, Tiernan'ı gördüğünde içinde canlanan sahiplenme duygusu ile harekete geçen duyguları karşısında afallasa ve kendini kontrol etmekte zorlansa da Tiernan'dan uzaklaştığında ve onu görmediğinde tamamen unutuyordur. Aldıkları yeni görev yüzünden Tiernan ile çalışmak zorunda olan Brennan, duygularını anlamaya ve dahası da bu durumu Tiernan'a anlatmak zorunda kalır. Bir gece aldıkları görev için vampirlerin arasında kalacakları bir otele yerleşen Tiernan ve Brennan bütün gerçeği, kendi ile ilgili lanetle ilgili bütün gerçeği Tiernan'a anlattığında genç kadın bunu anlayışla karşılar ve ona yardımcı olabilmek için Brennan'ın yanında kalır. Onun gözünün önünden sadece tuvalet ihtiyacı için bile ayrıldığında kendisini unutmaya başladığını fark edince hep onun gözü önünde olabilecek şekilde hareket eder. Ancak işler karmaşık hale gelince ve Atlantis'e gitmek zorunda kaldıklarında Brenan ile aralarındaki ruh birleşmesinin farkına varırlar. Aralarında yavaşça da filizlenen aşk ikilinin çok büyük bir sınavdan geçmesine neden olur. Özellikle de vampirlerin beyin kontrolü üzerinde yaptıkları deneyleri yok etme çabası ile çalışırken kendileri denek olduğunda ve birbirlerinden koptuklarında olaylar iyice karmaşıklaşır.
Öncelikle Brennan merak ettiklerimden biriydi çünkü duygusuzluğunun nedeni, sonrasında nasıl hissedecek ve nasıl aşık olacak hep meraklardaydım. Beklentimi bundan daha iyi olamazdı. Çünkü Brennan'ın duygularına o kadar iyi anlatılmıştı ki sanki o çaresizliği, korkuyu, çelişkileri ben yaşıyormuşum gibi hissettim.
Justice haricinde diğer savaşçıların düşüncelerine bu kadar yer verilmemişti Justice'den sonra Brennan'ın duygularına en çok yer veren kitaptı. Yani şunu demek istiyorum ki hep kadın ve erkek karakterin duygularına eşit yer veriliyordu ama Justice'de onun kendi kişilik özelliklerinden dolayı daha fazla yer verilmişti bir de bu kitapta Brennan'ın duygularına yine fazla yer verildi. Hatta belki de en fazla bunda bir savaşçının duygularından bahsedildi. Gerçi bu kitaba da başkası olmazdı çünkü Brennan'ın iç dünyasını daha iyi anlamamıza da yardımcı oldu.
Brennan'ın içinde yaşadıkları, korkuları, çaresizlikleri çok iyi anlatılmıştı. Okurken hep içim acıdı yüreğim burkuldu. Düşünsenize birine aşıksınız, onu hayatınızdan çok seviyorsunuz ama gözünüzün önünden uzaklaşsa, uyusanız onu unutacaksınız ve hatırlamayacaksınız... nasıl da büyük bir acı... Brennan'ın uyumak istememesine ve uyumamak için her şeyi yapmasına neden olacak kadar büyük bir acı...
Bir de tehlikedesiniz, hayatınız söz konusu ve sevdiğiniz insanı unutup onu kurtarma konusunda verdiğiniz sözleri yerine getiremeyebileceğiniz söz konusu iken...
Brennan'ın kitabının bu kadar etkileyici olacağını düşünmemiştim.
Tiernan ise... tam da Brennan'a yakışacak kadındı. Gerçi hepsi kendine yakışan kadını buldu ama hiçbiri bence Tiernan gibi sınanmadı... Quinn hariç diyerek onu ve Alaric'i dışarıda tutuyorum çünkü onlarınki bambaşka bir şey... ama onlardan sonra en zor sınanan kişiydi Tiernan. Çünkü açık olduğunuz adam sizi unutma olasılığına sahip...
Karakterlerden çok bahsettim dimi azıcık olaylara da değinmek istiyorum.
Otelde, Brennan'ın Tiernan ile karşılaşması, orada yaşadığı duygusal krizler ve genç kadının o durumdaki tavırları çok iyiydi. Brennan'a o sahnelerde yüreğim acıdı resmen...
Deneylerin arkasındaki isimlerden biri olan vampir Devon ve Deidre'den bir şey çıkacak diye beklerken öyle bir vurgun yaptılar ki... işte bu dedirtti kitapta. Sevdim o detayları... Ama Deidre'nin kim olduğu ve sonu çok üzücüydü... Devon'ın o zaman yaşadıkları çok fenaydı.
Tiernan ve Brennan'ın laboratuvarda yaşadıkları... hep deney sandalyesine oturmadan önce kurtulabileceklerini ummuştum ama yazar beni resmen damdan düşer gibi yere çarptı ve yok artık dedirtti. Beklemiyordum! Brennan'ın o hallerde olacağını, Tiernan'ın direnebileceğini, sonrasında yaşananlar cidden benim için şaşırtıcı detaylardı. Açıkçası bütün o deneyler sonucunda içten içe Tiernan'ı unutan Brennan'ın beyninin derinlilerinde o tanımışlık hissi falan çok iyi anlatılmıştı.
Ancak..
Kitabın en vurucu detayı bence Tiernan'ın son deneyde yaşadıkları ve Brennan'ın tepkisiydi. Anlatmayacağım çünkü spoilerin dibi olur ama dehşet iyiydi.
Bir de bu serinin en sevdiğim özelliklerinden biri de kitabın sonunda tanrıların yaptıkları o kaprisli gösteriler. :D Bunda da yine Poseidon boy gösterdi ve çok eğlenceliydi o satırlar. Özellikle Tiernan'ın Poseidon'a diklenmesi.. Poseidon'un verdiği tepkiler çok iyiydi.
Poseiodn'un Tiernan'a "Sen de hemcinslerine benziyorsan, yakında sonsuzluğun daha kısa olmasını dilemesine neden olacaksın." demesinde koptum. Cidden güldüm... Tanrı falan ama kadın milletini tanıyor adam dedim :D
Kitabı çok severek okudum. Cidden, bu seriyi çok büyük bir zevkle okuyorum. Fantastik, paranormal, vampirli, biçim değiştirenli, Yunan mitlerine dayanan ve aklınıza gelebilecek her fantastik canlının yer aldığı bir tür, bu tür şeyleri okumayı seviyorsanız mutlaka deneyin. Ahh, bir de aşk okumayı seviyorsanız mutlaka deneyin. Çünkü bu savaşçılar çok güzel seviyor :D
Ciltsiz, 464 sayfa
2017 tarihinde