Ato Cumhuriyetin Odası

10 Kasım 1938te yalnızca Mustafa Kemal ölmedi.Onunla birlikte bu ulusun özgürlük ve bağımsızlık meşalesi de söndü. Çağdaş uygarlık koşumuz yanda Kaldı.İşte Türkiyenin hali... Her açıdan perişanlık yaşanıyor.Oysa Mustafa Kemalin işaret ettiği öyle doğru rotalar vardı ki... Yeter ki lanet olası aşağılık komplekslerimizden bir kurtulabitseydik. Kendi değerlerimize, kendi iç dinamiklerimize sarılabilseydik...Onun çizdiği yol haritasını bir türlü doğru okuyamadık. Çağdaşlaşma ile Batılılaşmayı birbirine karıştırınca büyük bir yol kazası da beraberinde geldi. Çağdaşlaşmak yerine bir maymun gibi Batıyı taklit ettik.Atamızın sağlığında kendi öz değer ve imkanlarımız seferber edilerek inanılmaz bir ivme yakalanmıştı. Ancak ölümünden sonra ona ihanet ettik.Sonuçta da kendine tamamen yabancılaşmış, kendi dilinden, tarihinden fersah fersah yabancı kuşaklar yetişti.Atatürke duyduğum hayranlığın ekseninde, Batıya karşı mesafeli tutumu vardır. Çünkü Ö, Fransız İhtilalinden sonra ortaya atılan özgürlük, eşitlik ve kardeşlik kavramlarının yalnızca Hıristiyan, Batılı ve beyazlar için geçerli olduğunu çok iyi biliyordu. O nedenle diplomatik ilişki ile teslimiyetçiliği birbirine hiç karıştırmadı. Biliyordu ki, Batıya bir kez taviz verildi mi sonu gelmezdi.O ve teşhislerindeki doğruluk anlatılmak istense ciltler dolar.Adını Cumhuriyetin Odası diye koyduğum ATOnun Başkanı olarak, onu anlamaya ve anlatmaya yılmadan devam edeceğim. Türkiyenin tek kurtuluş reçetesi budur çünkü...

10 Kasım 1938te yalnızca Mustafa Kemal ölmedi.Onunla birlikte bu ulusun özgürlük ve bağımsızlık meşalesi de söndü. Çağdaş uygarlık koşumuz yanda Kaldı.İşte Türkiyenin hali... Her açıdan perişanlık yaşanıyor.Oysa Mustafa Kemalin işaret ettiği öyle doğru rotalar vardı ki... Yeter ki lanet olası aşağılık komplekslerimizden bir kurtulabitseydik. Kendi değerlerimize, kendi iç dinamiklerimize sarılabilseydik...Onun çizdiği yol haritasını bir türlü doğru okuyamadık. Çağdaşlaşma ile Batılılaşmayı birbirine karıştırınca büyük bir yol kazası da beraberinde geldi. Çağdaşlaşmak yerine bir maymun gibi Batıyı taklit ettik.Atamızın sağlığında kendi öz değer ve imkanlarımız seferber edilerek inanılmaz bir ivme yakalanmıştı. Ancak ölümünden sonra ona ihanet ettik.Sonuçta da kendine tamamen yabancılaşmış, kendi dilinden, tarihinden fersah fersah yabancı kuşaklar yetişti.Atatürke duyduğum hayranlığın ekseninde, Batıya karşı mesafeli tutumu vardır. Çünkü Ö, Fransız İhtilalinden sonra ortaya atılan özgürlük, eşitlik ve kardeşlik kavramlarının yalnızca Hıristiyan, Batılı ve beyazlar için geçerli olduğunu çok iyi biliyordu. O nedenle diplomatik ilişki ile teslimiyetçiliği birbirine hiç karıştırmadı. Biliyordu ki, Batıya bir kez taviz verildi mi sonu gelmezdi.O ve teşhislerindeki doğruluk anlatılmak istense ciltler dolar.Adını Cumhuriyetin Odası diye koyduğum ATOnun Başkanı olarak, onu anlamaya ve anlatmaya yılmadan devam edeceğim. Türkiyenin tek kurtuluş reçetesi budur çünkü...


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
9799759198663

Etiketler: siyaset bilimi

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski