Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerini kavramak, ilişkilerin Türkiyeye vermekte olduğu ve gelecekte vereceği biçimi görmek için olay ve olguların, geçmişten gelen ve bugünü içine alan tarihsel bir bütünlük içinde ele alınması gerekir. 19.yüzyıl sömürgeciliğini, Osmanlı Devletinin çöküşünü, Batının bu çöküşteki rolünü, Anadolu işgalini, Türk Devrimini, 20.yüzyıl emperyalizmini ve yarım yüzyıllık Yeni Dünya Düzenini kavramadan; AByi anlamak, ilişkilere Türkiye yararına yön veren politikalar üretmek olası değildir. Türk halkı sürekli yoksullaşırken, bağımsızlığı ayakta tutan ulusal direnç noktaları yok edilirken ve yoğun bir kültürel yozlaşma yaşanırken; ulusal çözülmeyi hedef alan uygulamaların batılılaşma ya da çağdaşlaşma adına ileri sürülebilmesi ve bu tutumun devlet politikalarına dönüşmesi, Türk ulusunun yaşamakta olduğu gerçek bir acıklı durumdur. Tarih ve ulus bilinci yoksunluğundan kaynaklanan bu durum; ulusal varlığın korunmasında sonsuza dek sürmesi mümkün olmayan, tehlikelerle dolu, olumsuz bir süreç oluşturmaktadır. Türkiyenin, Avrupa Birliği oluşumu açısından ne ifade ettiğini anlamak için; Baltalimanı Anlaşmasından Tanzimat ve Islahat Fermanlarına, Türk Devriminden günümüzdeki geri dönüş uygulamalarına dek gelen bir incelemenin yapılması, olayların bu bütünlük içinde ele alınması gerekir. Avrupa Birliğinin Neresindeyiz bunu yapıyor. Okura, 1839 Baltalimanı Anlaşmasından başlayarak bugüne dek süren dikkatli bir inceleme sunuyor. Geçmişi incelemekle yetinmiyor, geleceğe yönelik önermelerde bulunuyor. Öngörülenlerin her geçen gün, teker teker gerçekleşmesi ve olumsuzlukların, yaşanan gerçekler haline gelmesi kitabın değer ve önemini arttırıyor.
Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerini kavramak, ilişkilerin Türkiyeye vermekte olduğu ve gelecekte vereceği biçimi görmek için olay ve olguların, geçmişten gelen ve bugünü içine alan tarihsel bir bütünlük içinde ele alınması gerekir. 19.yüzyıl sömürgeciliğini, Osmanlı Devletinin çöküşünü, Batının bu çöküşteki rolünü, Anadolu işgalini, Türk Devrimini, 20.yüzyıl emperyalizmini ve yarım yüzyıllık Yeni Dünya Düzenini kavramadan; AByi anlamak, ilişkilere Türkiye yararına yön veren politikalar üretmek olası değildir. Türk halkı sürekli yoksullaşırken, bağımsızlığı ayakta tutan ulusal direnç noktaları yok edilirken ve yoğun bir kültürel yozlaşma yaşanırken; ulusal çözülmeyi hedef alan uygulamaların batılılaşma ya da çağdaşlaşma adına ileri sürülebilmesi ve bu tutumun devlet politikalarına dönüşmesi, Türk ulusunun yaşamakta olduğu gerçek bir acıklı durumdur. Tarih ve ulus bilinci yoksunluğundan kaynaklanan bu durum; ulusal varlığın korunmasında sonsuza dek sürmesi mümkün olmayan, tehlikelerle dolu, olumsuz bir süreç oluşturmaktadır. Türkiyenin, Avrupa Birliği oluşumu açısından ne ifade ettiğini anlamak için; Baltalimanı Anlaşmasından Tanzimat ve Islahat Fermanlarına, Türk Devriminden günümüzdeki geri dönüş uygulamalarına dek gelen bir incelemenin yapılması, olayların bu bütünlük içinde ele alınması gerekir. Avrupa Birliğinin Neresindeyiz bunu yapıyor. Okura, 1839 Baltalimanı Anlaşmasından başlayarak bugüne dek süren dikkatli bir inceleme sunuyor. Geçmişi incelemekle yetinmiyo... tümünü göster