Milattan sonra 200lü yıllarda Orta Asyadan Kuzeye doğru göç eden Juan Juanlar, Kırgız savaşçılarını köle yapmak için mankurtlaştırma yöntemi kullanırlardı. Korkunç bir işkencenin ardından sağ kalmayı başaran esirler, hafızalarını, kimliklerini kaybeder, kim olduğunu, hangi soydan, hangi kabileden geldiğini, anasını, babasını, çocukluğunu unutur; efendisine köpek gibi sadık, onun sözünden asla çıkmayan, başkalarını dinlemeyen, karnını doyurmaktan başka bir şey düşünmeyen bir yaratık haline dönüşürdü. Efendisinin emriyle öz annesini bile öldürecek kadar kimliğinden ve kişiliğinden uzaklaşan bu köle yaratıklara mankurt adı verilirdi. İşte bu kitap, emperyalizmin Türkiyeyi mankurtlaştırma sürecini anlatıyor.
Milattan sonra 200lü yıllarda Orta Asyadan Kuzeye doğru göç eden Juan Juanlar, Kırgız savaşçılarını köle yapmak için mankurtlaştırma yöntemi kullanırlardı. Korkunç bir işkencenin ardından sağ kalmayı başaran esirler, hafızalarını, kimliklerini kaybeder, kim olduğunu, hangi soydan, hangi kabileden geldiğini, anasını, babasını, çocukluğunu unutur; efendisine köpek gibi sadık, onun sözünden asla çıkmayan, başkalarını dinlemeyen, karnını doyurmaktan başka bir şey düşünmeyen bir yaratık haline dönüşürdü. Efendisinin emriyle öz annesini bile öldürecek kadar kimliğinden ve kişiliğinden uzaklaşan bu köle yaratıklara mankurt adı verilirdi. İşte bu kitap, emperyalizmin Türkiyeyi mankurtlaştırma sürecini anlatıyor.
240 sayfa