Bir evin bir kızı değilim ama bir evin üç kızının en küçükleriyim. Bu sebeple küçük numara olmanın avantajını sonuna kadar kullanmaktan geri durmadım. Hep masallarla uyutulacağımı, sivri topuklu ayakkabılarım ve bir hukuk bürosunda pembe renkli tatlı dosyalarımla bir hayat süreceğimi düşündüm. Atlı arabam balkabağına da dönüşecekti, dönüşmüştü de.
Fakat damarlarımda akan asil kanın ışıl ışıl bir soya dayandığına dair olan inancım beni yıldırmayacaktı. Güzel arkadaşlarım, size üzerimdeki prenses elbisesine nasıl çamur bulaştırmadan yürümeye çalıştığımı, birçok kere tökezlediğimi, binbir özenle yaptığım saçlarımın nasıl dağıldığını bile anlatacağım.
Bir şairle adaş olan, kendisi başlı başına mısraları andıran adamdan da söz edeceğim. Nasıl zehirli ama en parlak ve en görkemli okla vurulduğumdan Nasıl ağlanacak hâlime güldüğümden, Kraliyet kurallarını içimden tekrar ettiğimden, giyim kuşam zevkinden, adab-ı muaşeretten ve kas-yağ oranından Sahi, ayakkabımın tekini düşürerek masal kahramanına dönüşmüş sayılır mıyım?
Bir evin bir kızı değilim ama bir evin üç kızının en küçükleriyim. Bu sebeple küçük numara olmanın avantajını sonuna kadar kullanmaktan geri durmadım. Hep masallarla uyutulacağımı, sivri topuklu ayakkabılarım ve bir hukuk bürosunda pembe renkli tatlı dosyalarımla bir hayat süreceğimi düşündüm. Atlı arabam balkabağına da dönüşecekti, dönüşmüştü de.
Fakat damarlarımda akan asil kanın ışıl ışıl bir soya dayandığına dair olan inancım beni yıldırmayacaktı. Güzel arkadaşlarım, size üzerimdeki prenses elbisesine nasıl çamur bulaştırmadan yürümeye çalıştığımı, birçok kere tökezlediğimi, binbir özenle yaptığım saçlarımın nasıl dağıldığını bile anlatacağım.
Bir şairle adaş olan, kendisi başlı başına mısraları andıran adamdan da söz edeceğim. Nasıl zehirli ama en parlak ve en görkemli okla vurulduğumdan Nasıl ağlanacak hâlime güldüğümden, Kraliyet kurallarını içimden tekrar ettiğimden, giyim kuşam zevkinden, adab-ı muaşeretten ve kas-yağ oranından Sahi, ayakkabımın tekini düşürerek masal kahramanına dönüşmüş sayılır mıyım?
Bir haftadır yoğunluğumdan dolayı elime hiç kitap alamadım o yüzden şubat ayının ilk kitabını romantik komedi türünden seçtim. Şirin Elem, stajyerlik hayatına sürprizlerle başlıyor. Stilettoları ve süslü giyiminden vazgeçemeyen Şirin avukat Melih Cevdet Karaca’nın yanında stajyerliğe başlayarak vazgeçemediği kıyafetlerine veda etmek zorunda kalıyor. Şirin’in sakarlıklarını, gerginken lüzumsuz yere çok konuşmasını, ikizlerle diyaloglarını, vazgeçemediği topuklularla işi için yol çamur demeden koşturmasını, bitter gözlü kraliçe torununa hissettiği duygularını ve Melih Cevdet’in sevimli kıskançlıklarını okurken çok eğlendim.
----------------------
“Israrla neden oraya uzandığını öğrenebilir miyim Şirin?”
Sesinin sert ve keskin oluşu disiplinli halini anımsatıyor. Çekinerek saçlarımı yüzümden çekip ona bakıyorum. Ama bu cidden adaletsizlik! Bu kadar yakından yüzüne bakıyor olmam kalbimi nasıl zor durumda bırakıyor biliyor musun? Sanmıyorum.
“Çünkü rafları düzeltiyorum ve o kitabı bıraksaydım içim rahat etmezdi.” Takıntılı bir insan olmanın nelere sebep olduğuna şahit oldunuz mu?
“Bana söylemek çok zor olurdu, haklısın.” Diyor hafif bir imayla.
---------------------
“Bizi kandırmaya çalışma teyze,” araya giren Öykü oluyor tüm cadılığıyla. “Sizin sevgili olduğunuzu biliyoruz.”
“Size her şeyi bilmeyi yasaklıyorum ama artık.” Sahte bir serzenişle her ikisine sırayla gözlerimi kısarak bakıyorum.
“Üzgünüm teyze,” diyor yaramazca sırıtan Öykü. “Bunu bilerek yapmıyoruz.”
345 sayfa
2018 tarihinde, Mendirek tarafından yayınlandı