Yüz binlerce okuyucu tarafından büyük bir beğeniyle karşılanan Safiye Sultan romanlarının yazarı Ann Chamberlin bu defa çok çarpıcı bir araştırmayla karşımızda. Aynadaki Peçe, Ortadoğuda kadının örtünmesinin, kapanmasının kökenlerini çok geniş bir zaman diliminde, çok geniş bir yelpazede, tarafsız bir gözle inceliyor. Araştırması çok şaşırtıcı ve farklı bir feminist yorum getiriyor. Chamberlin, Modern Batının tartışılmaz, sorgulanamaz seküler-rasyonalist idealini baş tacı etmeyip bunun yerine daha esnek ve fenomenolojik bir alan sunuyor. Bu alanda okuyucu, farklılığın özgürlük ve namus anlamına gelebileceğini de görüyor ve bu farklılığın içinde cinsellik, mistisizm ve hatta ekonominin de var olduğunu öğreniyor. Bir başka deyişle, örtünmenin hiç de aleyhinde olmayan bu çok özgün çalışma, bütün klişeleri yerle bir ediyor. Ann Chamberlin kitabını kısaca şöyle özetliyor; Okuyucular binlerce yıllık bir geleneği olan örtünmeyi kötüleyen, üstüne bir çarpı çizen pek çok kitap bulabilir, benim niyetim bu değil. Ben, bu kitapta İslam öncesi ve hatta tarih öncesinden yola çıkarak kadının Ortadoğuda seçmiş olduğu yaşam biçimini incelemeye çalıştım. Ortadoğu ya da bir başka deyişle Mezopotamya hepimizin uygarlık beşiği değil midir? Bugün Amerikalı kadınlar ve onların çocukları çoklukla sistem tarafından istismara uğruyor, oysa Ortadoğuda kadınlar buna binlerce yıl önce örtünüp, çevrelerini onur surlarıyla kuşatıp Hayır, dediler, bugüne kadar istismar ettiniz, ama bundan sonra asla...
Yüz binlerce okuyucu tarafından büyük bir beğeniyle karşılanan Safiye Sultan romanlarının yazarı Ann Chamberlin bu defa çok çarpıcı bir araştırmayla karşımızda. Aynadaki Peçe, Ortadoğuda kadının örtünmesinin, kapanmasının kökenlerini çok geniş bir zaman diliminde, çok geniş bir yelpazede, tarafsız bir gözle inceliyor. Araştırması çok şaşırtıcı ve farklı bir feminist yorum getiriyor. Chamberlin, Modern Batının tartışılmaz, sorgulanamaz seküler-rasyonalist idealini baş tacı etmeyip bunun yerine daha esnek ve fenomenolojik bir alan sunuyor. Bu alanda okuyucu, farklılığın özgürlük ve namus anlamına gelebileceğini de görüyor ve bu farklılığın içinde cinsellik, mistisizm ve hatta ekonominin de var olduğunu öğreniyor. Bir başka deyişle, örtünmenin hiç de aleyhinde olmayan bu çok özgün çalışma, bütün klişeleri yerle bir ediyor. Ann Chamberlin kitabını kısaca şöyle özetliyor; Okuyucular binlerce yıllık bir geleneği olan örtünmeyi kötüleyen, üstüne bir çarpı çizen pek çok kitap bulabilir, benim niyetim bu değil. Ben, bu kitapta İslam öncesi ve hatta tarih öncesinden yola çıkarak kadının Ortadoğuda seçmiş olduğu yaşam biçimini incelemeye çalıştım. Ortadoğu ya da bir başka deyişle Mezopotamya hepimizin uygarlık beşiği değil midir? Bugün Amerikalı kadınlar ve onların çocukları çoklukla sistem tarafından istismara uğruyor, oysa Ortadoğuda kadınlar buna binlerce yıl önce örtünüp, çevrelerini onur surlarıyla kuşatıp Hayır, dediler, bugüne kadar istismar ettiniz, ama bundan sonra asla...