Magnus MacKay gerçek bir İskoçyalıdır; mağrur, güçlü ve düşmanlarına korku salacak derecede dayanıklı bir İskoçyalı… Kadınlara ve aşka karşı mesafeli duruşu yüzünden ona takılan Aziz lakabına rağmen, kalbinin derinliklerinde acı bir gerçeği saklamaktadır. Sır olarak sakladığı bu gerçek, onu reddederek en yakın arkadaşlarından biriyle nişanlanan kadının, Helen’in açtığı aşk yarasıdır.
Vahşi ve masum güzelliğiyle Helen ise, Magnus’a karşı duyduğu aşka rağmen ailesinin ona biçtiği rolü oynamak zorunda kalmıştır. Ve bunu yaptığı için hissettiği pişmanlık kendini, gözlerinden yansıyan öfke alevleriyle göstermektedir. Aradan yıllar geçtikten sonra, genç bir kızken yaptığı bu hatayı düzeltmeye yemin eder. Magnus ise hâlâ aldığı yaranın acısından kurtulamamıştır. Ancak onları bekleyen büyük tehlike, geçmişin sıkı sıkı kapanmış kapılarını
yeniden açmak zorunda kalmalarına neden olur.
Magnus MacKay gerçek bir İskoçyalıdır; mağrur, güçlü ve düşmanlarına korku salacak derecede dayanıklı bir İskoçyalı… Kadınlara ve aşka karşı mesafeli duruşu yüzünden ona takılan Aziz lakabına rağmen, kalbinin derinliklerinde acı bir gerçeği saklamaktadır. Sır olarak sakladığı bu gerçek, onu reddederek en yakın arkadaşlarından biriyle nişanlanan kadının, Helen’in açtığı aşk yarasıdır.
Vahşi ve masum güzelliğiyle Helen ise, Magnus’a karşı duyduğu aşka rağmen ailesinin ona biçtiği rolü oynamak zorunda kalmıştır. Ve bunu yaptığı için hissettiği pişmanlık kendini, gözlerinden yansıyan öfke alevleriyle göstermektedir. Aradan yıllar geçtikten sonra, genç bir kızken yaptığı bu hatayı düzeltmeye yemin eder. Magnus ise hâlâ aldığı yaranın acısından kurtulamamıştır. Ancak onları bekleyen büyük tehlike, geçmişin sıkı sıkı kapanmış kapılarını
yeniden açmak zorunda kalmalarına neden olur.
http://birumuthayal.blogspot.com/2018/08/monica-mccarty-aziz.html#more
Sonunda, en çok beklediğim ve merak ettiğim serinin devamının çevrilmeye başlamasına çok sevindim. Çıktığı gibi de beklemeden alıp okumam bir oldu.
http://oldgirlsontheblog.blogspot.com/2018/10/toplu-historical.html
Aslında konu işleniş ve aksiyon olarak dolu dolu olmasına rağmen birşey beni kitaptan yeterli zevki alamama neden oldu. Helen karakterini sevdim Magnus'a gıcık oldum. Kitapta en sevdğim ise Muriel oldu.
Magnus MacKay güçlü bir savaşçıdır. Evlenmek istediği, sevdiği kadın Helen en büyük düşmanları Sutherland Kontu'nun kızıdır. İki aile birbirinden nefret etse de Magnus Helen'i çok ister. Artık nefes bile alamaz, ona göre Helen'den daha nefes kesici biri daha yoktur. Artık gizli buluşmalardan bıkmışlardır. Helen on sekiz yaşına girmiştir ve babası ona bir eş bulmadan Magnus kendisi ile kaçmasını ister. Helen hasta babasına bakıyordur. Kaçarsa babasına kimin bakacağını düşünür. Magnus'u seviyordur fakat ailesini de seviyordur. Bunları konuşurken abisine yakalanırlar. Abisi ailesine sırt çevirmemesini, babasının ona ihtiyacı olduğunu söyleyince Helen yapamaz ve ayrılırlar.
Ayrılıktan sonra Magnus Bruce tarafından kurulan gizli seçkin savaşçılar grubuna katılır. Highland'li savaşçılar ya başarılı olur ya da bu uğurda ölürlerdi. Onlar için savaş meydanında ölmekten daha büyük bir zafer yoktu. Magnus dağlarda yolunu herkesten daha iyi bulur. Savaş meydanında tek eliyle bile galip gelebilirdi. Highland Muhafızları arasında savaştan kılıca, baltadan çekice, mızraktan birebir mücadeleye kadar en iyi olduğu düşünülen savaşçıdır. Diğer savaşçılar gibi zamanını kadınlardan bahsederek geçirmediği için eğitim sırasında Erik ona Aziz demiş ve aziz savaş ismi olmuştur. Üç yıl önce anılarından kaçmak için Bruce'un gizli ordusuna katılmıştır ama kısa bir süre sonra ortağının Helen ile nişanlandığını öğrenmiştir. Bunu atlamamışken en iyi arkadaşı ve ortağı William Gordon ile Helen'in düğün günü gelir. Helen'i unuttuğunu söyleyip durmuştur fakat onu görür görmez kendini kandırdığını anlar.
Helen kendi kendini evliliğe ikna edip, onu bir daha görebileceğine dair tüm ümitleri tükendiği sırada Magnus ortaya çıkar. Ayrıldıkları gün kafası karışmış, kardeşinin ailesine olan sorumluluğu konusunda kendisini ikna etmesine izin vermiştir. Magnus'un kendisine olan duygularından da emin olmadığından bir hata yapmıştır. Ailesine yalvarmasına rağmen anlaşmayı düşünmemişlerdir ve onu William ile nişanlamışlardır. Magnus'un kendisi için geri döneceğini sanmış ama dönmemiştir. Magnus'u görünce hata yaptığını, babasının kendisine ihtiyacı olduğunu, korktuğunu söyler. O zamanlar duygularına güvenememiştir ne istediğini bilmiyordur ama artık Magnus'un kendisi için tek erkek olduğunu bilir.
Magnus her şey için çok geç olduğunu bilir. Helen kardeşi gibi olan bir adamla evlenmek üzeredir bu yüzden hiçbir şey hissetmediğini söyler ve böylece Helen evlenir. Düğünden hemen sonra kocası Helen'in kimi sevdiğini anlar ve bir karar vermesini ister. Cevabını alamadan grup görev için gider. Helen evliliğinin başlamadan bitmesi gerektiğini bilir bunu söylemesine gerek kalmadan kocası ölür. Evliliğin aksine ölüm aralarında asla aşılamayacak büyük bir güç olur. Magnus'un arkadaşına olan sadakati unutmasına izin vermez. Böylece ikili yeniden ayrılır. Kral Helen'in evine ziyarete giderken Magnus'da yanında gitmek zorunda kalır. Helen Magnus'un dahil olmadığı bir gelecek hayal edemez. Daha önce yapamadığı her şeyi yapmaya hazırdır. Magnus için savaşır. Ne yaparsa yapsın Magnus inadından vazgeçmez. Gitme vakti geldiğinde Helen onları hasta kralın yanında şifacı olarak seyahat etmeye ikna eder. Magnus önce istemez ama Bruce'un hayalet muhafızlarının kimliğini ortaya çıkarmak isteyen birileri vardır. Helen'in ölen kocasından dolayı bir şeyler bildiğini düşünürlerse tehlikede olacaktır. Helen'in güvenliği için kabul eder ve ikili ayrılmamış olur. Saldırılar, kaçma, Magnus'un inadı geçmişi arkasında bırakamaması, suçluluk duygusu derken kitap biter. Magnus zorda olsa önce kendini affeder ve her şey yoluna girer. Helen gizli ordunun şifacısı olur ve her zaman peşinde olduğu daha fazlasını bulur.
İkinci bir aşk daha vardı. Helen'in kont abisi William ve şifacı Muriel ikilisi. Evlenmeleri imkansız olan ikili sonunda William'ın Muriel'in başına gelen en iyi şey olduğunu, dünyada kendisi için en önemli insan olduğunu, onu kaybedemeyeceğini anlaması ile bir araya gelir.
Magnus'un inadının fazla uzaması bir süre sonra sıktı. Yine hareketli bir kitaptı ama diğer kitaplar kadar iyi değildi.
~~~*~~~
Magnus'u görmenin kendisini bu kadar mutlu etmemesi gerekiyordu; ama ediyordu. Bu gülümseme Magnus'un içine işlemişti. Sanki güneş ışığını için çekmiş gibi hissetmişti.
~~~*~~~
~~~*~~~
"Kimsenin seni istemediğin bir yola göndermesine izin verme. Eğer mutluluk konusunda bir şans bulursan, o şansı kullan. Başkaları ne derse desin."
~~~*~~~
~~~*~~~
Muriel'i istiyordu. Ona bakarken, gözlerinde sevgi olan kızı. Dünyadaki en önemli kişinin kendisi olduğunu hissetmesine neden olan kızı. Kalbini ve bir daha kimsenin dokunmasını istemediği bedenini ona teslim edecek kadar güvenini kazanan kızı.
Ve artık onu seviyormuş gibi davranması lazımdı.
~~~*~~~
yorum için: https://illekitap.blogspot.com/2020/12/monica-mccarty-aziz-highland-guard-5.html
464 sayfa
9Ağustos2018 tarihinde, Nemesis Kitap tarafından yayınlandı