Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri, Kânûnî Sultan Süleyman döneminde dünyaya gelmiş ve IV. Murad zamanında vefât etmiştir. Bir asra yakın ömrünü ilme ve irfâna tahsis etmiş, sekiz padişah dönemini görmüş ve bunlardan üçü ile yakın ilişkiler kurmuştur. Sofralarına oturmuş, onlara nasîhatler etmiş, mektuplar yazmış, yol göstermiş bir mürşiddir. Kendisi Ankara sınırları içerisinde bulunan Şereflikoçhisar da doğmuş, çocukluğu Sivrihisar’da geçmiş ve daha sonra tahsil için İstanbul’da Küçük Ayasofya medresesine gelmiştir. Buradan da Edirne-Selimiye, Mısır ve Şam’a hocası Nâzırzâde ile gitmişti. Otuzlu yaşlarda hocası ile Bursa’ya gelmiştir. Hocası Nâzırzade Bursa’ya mevla/başkadı olmuş, Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri de ona nâib ve mülâzimdir. Bursa’da bu görevle birkaç yıl kaldıktan sonra hocası Ramazan Efendi’nin ölümüyle tasavvuf yoluna intisabp etmiş ve ondan sonra Üftâde Hazretlerinin mürîdi olarak yetişmiştir.
Şeyhinin vefâtından sonra Balkanlar’a doğru seyahate çıkmış, onun akabinde İstanbul’a dönerek, önce Küçük Ayasofya civârına yerleşmiş, oradan da Üsküdar’daki Câmii’nin bulunduğu yeri satın alarak Anadolu yakasına gelmiş ve câmi, dergâh ve külliyesini burada tesis etmiştir.
30 kadar eseri bulunmaktadır. Bunlardan Divanı, hem besteleriyle hem güfteleriyle gerçekten halk tarafından çok sevilmiş ve insanların ilgisini çekmiştir. Yûnus Emre gibi didaktik mahiyetindeki şiirleriyle halkın sevdiği bir mutasavvıf, bir Allah dostu olarak meşhur olmuştur. Sultanların sofralarına davet edilmiş, onlara duâ etmiş, rüyâlarını yorumlamıştır. Eserleri ve tesirleri ile günümüze kadar ulaşmış bir güzel insandır.
Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri, Kânûnî Sultan Süleyman döneminde dünyaya gelmiş ve IV. Murad zamanında vefât etmiştir. Bir asra yakın ömrünü ilme ve irfâna tahsis etmiş, sekiz padişah dönemini görmüş ve bunlardan üçü ile yakın ilişkiler kurmuştur. Sofralarına oturmuş, onlara nasîhatler etmiş, mektuplar yazmış, yol göstermiş bir mürşiddir. Kendisi Ankara sınırları içerisinde bulunan Şereflikoçhisar da doğmuş, çocukluğu Sivrihisar’da geçmiş ve daha sonra tahsil için İstanbul’da Küçük Ayasofya medresesine gelmiştir. Buradan da Edirne-Selimiye, Mısır ve Şam’a hocası Nâzırzâde ile gitmişti. Otuzlu yaşlarda hocası ile Bursa’ya gelmiştir. Hocası Nâzırzade Bursa’ya mevla/başkadı olmuş, Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri de ona nâib ve mülâzimdir. Bursa’da bu görevle birkaç yıl kaldıktan sonra hocası Ramazan Efendi’nin ölümüyle tasavvuf yoluna intisabp etmiş ve ondan sonra Üftâde Hazretlerinin mürîdi olarak yetişmiştir.
Şeyhinin vefâtından sonra Balkanlar’a doğru seyahate çıkmış, onun akabinde İstanbul’a dönerek, önce Küçük Ayasofya civârına yerleşmiş, oradan da Üsküdar’daki Câmii’nin bulunduğu yeri satın alarak Anadolu yakasına gelmiş ve câmi, dergâh ve külliyesini burada tesis etmiştir.
30 kadar eseri bulunmaktadır. Bunlardan Divanı, hem besteleriyle hem güfteleriyle gerçekten halk tarafından çok sevilmiş ve insanların ilgisini çekmiştir. Yûnus Emre gibi didaktik mahiyetindeki şiirleriyle halkın sevdiği bir mutasavvıf, bir Allah dostu olarak meşhur olmuştur. Sultanların sofralarına d... tümünü göster
Karton Cilt, 333 sayfa
2011 tarihinde, Erkam Yayınları tarafından yayınlandı