Çağdaş Türk mizah edebiyatının kurucusu, öykücü, romancı, şair, gazeteci, köşe yazarı, oyun yazarı, yayımcı, senarist Aziz Nesinin kimliğini belirleyen en önemli yanı ise, hiç kuşku yok ki aydın kişiliğidir. Aziz Nesin yazı yaşamına daha ilk günden mizahla başlamıştır ve mizahında öncelikle amaç güldürmekten çok düşündürmektir. Bu nedenle, hiç kuşku yok ki, yazılı çağdaş edebiyatımızın kurucusudur Aziz Nesin. Aziz Nesin, yalnız mizah öykücüsü de değildir kuşkusuz. Zaten yazarlığa da daha 1945 yılında Tan gazetesinde köşe yazıları yazarak başlamıştır. Ancak, yalnız köşe yazarı da değildir Tan gazetesinde. Aynı zamanda muhabirlik yapmakta, geceleri matbaada kalıp gazetenin ilk baskılarını kontrol etmektedir. Köşe yazarlığını daha sonraki yıllarda da çeşitli gazetelerde sürdürmüştür. 1958 yılında, Akşam, Ulus, Yeni Gazete ve Demokrat İzmir olmak üzere, aynı anda tam dört gazetede birden yazmıştır. Marko Paşanın dışında, değişik zamanlarda Cumartesi, Baştan, Zübük adlarında dergiler de çıkarmıştır. Bütün yaşamı adeta yazı masası ile matbaalar arasında geçen bu bilge insanı, oğlu Ali Nesin, yine babasının sözleriyle anlatıyor bize...
Çağdaş Türk mizah edebiyatının kurucusu, öykücü, romancı, şair, gazeteci, köşe yazarı, oyun yazarı, yayımcı, senarist Aziz Nesinin kimliğini belirleyen en önemli yanı ise, hiç kuşku yok ki aydın kişiliğidir. Aziz Nesin yazı yaşamına daha ilk günden mizahla başlamıştır ve mizahında öncelikle amaç güldürmekten çok düşündürmektir. Bu nedenle, hiç kuşku yok ki, yazılı çağdaş edebiyatımızın kurucusudur Aziz Nesin. Aziz Nesin, yalnız mizah öykücüsü de değildir kuşkusuz. Zaten yazarlığa da daha 1945 yılında Tan gazetesinde köşe yazıları yazarak başlamıştır. Ancak, yalnız köşe yazarı da değildir Tan gazetesinde. Aynı zamanda muhabirlik yapmakta, geceleri matbaada kalıp gazetenin ilk baskılarını kontrol etmektedir. Köşe yazarlığını daha sonraki yıllarda da çeşitli gazetelerde sürdürmüştür. 1958 yılında, Akşam, Ulus, Yeni Gazete ve Demokrat İzmir olmak üzere, aynı anda tam dört gazetede birden yazmıştır. Marko Paşanın dışında, değişik zamanlarda Cumartesi, Baştan, Zübük adlarında dergiler de çıkarmıştır. Bütün yaşamı adeta yazı masası ile matbaalar arasında geçen bu bilge insanı, oğlu Ali Nesin, yine babasının sözleriyle anlatıyor bize...
174 sayfalık fotoğraflarla dolu kendi kaleminden bir yaşamöyküsü.
Evet Ali Nesin değil Aziz Nesin anlatıyor aslında yaşamını, Ali Nesin babasının kitaplarında anlattığı yaşamına dair kesitleri bize çok güzel derleyip fotoğraflarla süsleyerek bu güzel kitapla sunuyor. Ben çok keyif alarak okudum, bazı yerlerde de çok duygulandım. Daha da uzun olmasını isterdim aslında çünkü anlatımı o kadar yalındı ki su gibi akıp geçti tabiri çok güzel yerini bulur.
"Aşk (sevi) her güzelde sevdiğini ve sevdiğinde her güzeli bulmaktır ve buna inanmaktır. Sevi, gönlümüzün gerçeği dilediği gerçekliğe çevirmesidir. Bize göre güzel olması koşuluyla, güzeli gönlümüzün dilediği renge boyamak, biçime sokmaktır sevi. Gördüğümü değil, görmek istediğimi seviyorum ve görmek istediğimi görüyordum. Yaşamım boyunca bu, hep böyle sürüp gitti."
174 sayfa