Lozanda iki sene üniversite tahsili sonrası Balkan Savaşında yaralanıp, tekrar Avrupaya giderek Pariste Talebe-yi Osmaniyye müfettişliği vazifesinde bulunduğu anda I. Cihan Harbi dolayısiyle memlekete çağrılan İhtiyât Zâbit namzedi İlyas Ragıb Nureddin, 2 Ağustos 1330 (1914)da talimgâha duhul etmiş ve 12 Ocak 1915te günlüğüne başladığı zaman henüz 27 yaşını doldurmamıştı.(...)Tarihimizde 1915-1919 seneleri arasında cereyan edenlerin ufak bir misalini önümüze seren sahifeler içinde, sizlerle beraber Anadolunun pek çok köşesine uğradıkça daha kimlerle tanıştık, nelere şahit olduk... Belki ismi geçenlerin çocukları, torunları, yeğenleri; babalarını, dedelerini, amca ve dayılarını bu sahifelerin içinde bulurlar, geçmişin karanlıkları kendileri için aydınlanmış olur. (...)Babamın, içinde bulunduğu hadiselerin tarihi önemini takdir edip, gençliğinin enerjisi ile günü gününe kaydettiği bu hatıraları, sakladığı evrakı bir gün sizlerle de paylaşmayı tahayyül ettiğini düşünerek yola çıktım. Kendisi bu kitabı hazırlamış olsaydı şüphesiz bizzat yaşadıklarını etraflı ve kendi uslübuyla, daha renkli bir şekilde nakleder, tarhimiz cihetinden de çok daha zengin bir eser takdim etmiş olurdu.
Lozanda iki sene üniversite tahsili sonrası Balkan Savaşında yaralanıp, tekrar Avrupaya giderek Pariste Talebe-yi Osmaniyye müfettişliği vazifesinde bulunduğu anda I. Cihan Harbi dolayısiyle memlekete çağrılan İhtiyât Zâbit namzedi İlyas Ragıb Nureddin, 2 Ağustos 1330 (1914)da talimgâha duhul etmiş ve 12 Ocak 1915te günlüğüne başladığı zaman henüz 27 yaşını doldurmamıştı.(...)Tarihimizde 1915-1919 seneleri arasında cereyan edenlerin ufak bir misalini önümüze seren sahifeler içinde, sizlerle beraber Anadolunun pek çok köşesine uğradıkça daha kimlerle tanıştık, nelere şahit olduk... Belki ismi geçenlerin çocukları, torunları, yeğenleri; babalarını, dedelerini, amca ve dayılarını bu sahifelerin içinde bulurlar, geçmişin karanlıkları kendileri için aydınlanmış olur. (...)Babamın, içinde bulunduğu hadiselerin tarihi önemini takdir edip, gençliğinin enerjisi ile günü gününe kaydettiği bu hatıraları, sakladığı evrakı bir gün sizlerle de paylaşmayı tahayyül ettiğini düşünerek yola çıktım. Kendisi bu kitabı hazırlamış olsaydı şüphesiz bizzat yaşadıklarını etraflı ve kendi uslübuyla, daha renkli bir şekilde nakleder, tarhimiz cihetinden de çok daha zengin bir eser takdim etmiş olurdu.