1996 yılında Amerikalı yazar Richard Ford'a, Amerika'nın en saygın edebiyat ödülü Pulitzer'i kazandıran Bağımsızlık Günü, Amerikan yaşamının ve insanının bilinmedik yönlerine açılan, ayrımcılığın ve önyargıların hala hüküm sürdüğü, çelişkiler içinde yaşayan bir toplumu ince değinmelerle eleştiren bir pencere. Eski bir spor yazarı olan Frank Bascombe, geçimini emlakçılık yaparak sağlamaktadır. Boşandığı karısı, iki çocuklarını da alarak bir başka eyalete gitmiş ve orada evlenmiştir. Frank Bascombe kendi kapalı yaşamı, onu yeni acılara ve pişmanlıklara karşı koruyan kozası içinde mutludur. Bağımsızlık Günü'nün kutlanacağı 4 Temmuz'da tatile çıkmayı, karısının yanında kalan ve ruhsal sorunları olan oğlunu yanına alarak iki gün boyunca onunla spor yarışmalarını izlemeyi de planlamaktadır. Ancak bu tatil istediği gibi gelişmez. İki gün gibi kısa bir sürede Frank Bascombe kozasından çıkmak zorunda kalır, bunun sonunda da, bireysel ve toplumsal ilişkilerinde tıkanmış, önyargıya dayalı inançlarını, geçmişle körü kurarak birer birer çözüp bağımsızlığına kavuşmayı arzular. Onun bu inancı ve çabası kendini ve oğlu Paul'ü kurtarabilecek midir? Richard Ford, kahramanının bu zorlu çabasında, hayatın gizini bütün görkemiyle yakalar ve bunu ince bir mizah gücüyle, kusursuz bir duyarlılık ve derin bir sevecenlikle verir.
1996 yılında Amerikalı yazar Richard Ford'a, Amerika'nın en saygın edebiyat ödülü Pulitzer'i kazandıran Bağımsızlık Günü, Amerikan yaşamının ve insanının bilinmedik yönlerine açılan, ayrımcılığın ve önyargıların hala hüküm sürdüğü, çelişkiler içinde yaşayan bir toplumu ince değinmelerle eleştiren bir pencere. Eski bir spor yazarı olan Frank Bascombe, geçimini emlakçılık yaparak sağlamaktadır. Boşandığı karısı, iki çocuklarını da alarak bir başka eyalete gitmiş ve orada evlenmiştir. Frank Bascombe kendi kapalı yaşamı, onu yeni acılara ve pişmanlıklara karşı koruyan kozası içinde mutludur. Bağımsızlık Günü'nün kutlanacağı 4 Temmuz'da tatile çıkmayı, karısının yanında kalan ve ruhsal sorunları olan oğlunu yanına alarak iki gün boyunca onunla spor yarışmalarını izlemeyi de planlamaktadır. Ancak bu tatil istediği gibi gelişmez. İki gün gibi kısa bir sürede Frank Bascombe kozasından çıkmak zorunda kalır, bunun sonunda da, bireysel ve toplumsal ilişkilerinde tıkanmış, önyargıya dayalı inançlarını, geçmişle körü kurarak birer birer çözüp bağımsızlığına kavuşmayı arzular. Onun bu inancı ve çabası kendini ve oğlu Paul'ü kurtarabilecek midir? Richard Ford, kahramanının bu zorlu çabasında, hayatın gizini bütün görkemiyle yakalar ve bunu ince bir mizah gücüyle, kusursuz bir duyarlılık ve derin bir sevecenlikle verir.