Çok genç yaşında kocasını kaybetmiş olan Alicia Russel, tek başına iki küçük oğluna bakmak için hayat mücadelesi vermektedir. Bir daha başkasına bağımlı olmama konusunda kesin karar almıştır. Kamp yapmak için gittikleri yerde, ani bir fırtına bütün programlarını alt üst edince, bir yabancının kendisiyle çocuklarını evine davet etmesini kabul etmek zorunda kalır. Yakışıklı, çekici ve hafifçe gizemli Pierce Reynolds, Alicianın çocuklarını, çok ihtiyaç duydukları bir ilgi yağmuruna tutar. Bu ilgiyi şaşkınlıkla izleyen genç kadına da bir erkek tarafından istenmenin nasıl bir şey olduğunu hatırlatır. Ancak kendisini, nasıl olduğunu anlayamadan, Piercein kollarında bulan Alicia, yakınlaşmak istediği anda bir dirençle karşılaşır. Genç adamın çocuklarının ihtiyaç duyduğu duygusal desteği sağlayamayacağı korkusuna kapılan genç kadın apar topar evine döner, ama aşkın yakıcı tuzağına düşmüştür. Beklenmeyen bir olay Piercei yeniden hayatına sokunca, hiç mücadele etmeden ondan vazgeçemeyeceğini anlar. Yaşadıkları, hayatta hiçbir şeyin garanti altında olmadığını öğretmiştir ona.
Çok genç yaşında kocasını kaybetmiş olan Alicia Russel, tek başına iki küçük oğluna bakmak için hayat mücadelesi vermektedir. Bir daha başkasına bağımlı olmama konusunda kesin karar almıştır. Kamp yapmak için gittikleri yerde, ani bir fırtına bütün programlarını alt üst edince, bir yabancının kendisiyle çocuklarını evine davet etmesini kabul etmek zorunda kalır. Yakışıklı, çekici ve hafifçe gizemli Pierce Reynolds, Alicianın çocuklarını, çok ihtiyaç duydukları bir ilgi yağmuruna tutar. Bu ilgiyi şaşkınlıkla izleyen genç kadına da bir erkek tarafından istenmenin nasıl bir şey olduğunu hatırlatır. Ancak kendisini, nasıl olduğunu anlayamadan, Piercein kollarında bulan Alicia, yakınlaşmak istediği anda bir dirençle karşılaşır. Genç adamın çocuklarının ihtiyaç duyduğu duygusal desteği sağlayamayacağı korkusuna kapılan genç kadın apar topar evine döner, ama aşkın yakıcı tuzağına düşmüştür. Beklenmeyen bir olay Piercei yeniden hayatına sokunca, hiç mücadele etmeden ondan vazgeçemeyeceğini anlar. Yaşadıkları, hayatta hiçbir şeyin garanti altında olmadığını öğretmiştir ona.
Çok müthiş bir öykü idi. İnanın elime aldım ve bırakamadım. Hayatta her şeyin ne kadarda pamuk ipliğine bağlı olduğunu sahip olduklarınıza cesaret ile sarılırsanız her şeyin mümkün olduğu mesajını veriyor yazar.Eskiden okuduğumuz Beyaz Dizi Tadındaydı..Sandra Brown yanılmıyorsan Beyaz Dizi tarzı da yazmıştı..Bulursanız okuyun derim pişman olmazsınız..
Yazarın en sevdiğim kitabı diyebilirim.Tek kelimeyle harika.
Denk gelirseniz mutlaka okuyunuz.
Bana Çiçek Gönderme, ülkemizde 1999 yılında yayınlanmış olan bir kitap. Sahafta bir köşede görür görmez dikkatimi çekti, özellikle dış baskısını çok beğendiğim bir kitap oldu. Keşke Epsilon bu tarz basımlarını günümüzde de sürdürseydi.
Konusuna gelecek olursak, çocuklarıyla birlikte bir dağ evine tatile gelen Alicia, şiddetli bir fırtına yüzünden komşularının yardımını kabul etmek zorunda kalırlar ve o günlerini onun evinde geçirirler. Pierce, Alicia’yı ve çocuklarını uzun zamandır görmediği bir ilgi ile sarmalar. Neredeyse kocası öldüğünden beri rastlamadığı. Pierce ise kendisi hakkında uzun bir müddet hiçbir şey bilmediğimiz biri oldu. Alicia, önemli bir karar vermek için dağ evine gelmişti fakat Pierce’in düşüneceği, onu bu kadar aksileştiren şey neydi?
Harlequin tarzını hatırlatan bir kitap oldu bana ki zaten yazarın beyaz dizi romanları da varmış. Oldukça akıcı bulduğum, birkaç saatte bitirdiğim bir roman oldu. Çevirisi oldukça güzel bir iki yer dışında çok fazla takıldığım nokta olmadı. Alicia’nın çocukları alışılagelmiş melek tarzının dışında bayağı asilerdi en azından büyük oğlu David, bu güzel bir ayrıntı olmuş.
Daha fazla detaylandırılıp daha uzun bir zaman dilimine yayılsaydı şimdiki halinden çok daha iyi olabilirdi. Yine de artık piyasada bulunmadığından dolayı ucuza bulursanız alabileceğiniz kitaplardan biri kendisi bence.