Panait Istrati Baragan'ın Dikenleri'nde bizleri bir kez daha Romanya topraklarına götürür. Istrati, tuzlu balık satmak için yollara düşen baba oğulun başından geçenleri alabildiğine gerçekçi bir üslupla anlatırken, aynı zamanda Baragan halkının sefaletini gözler önüne serer. "Dikenden başka hiçbir şeyin yetişmediği" uçsuz bucaksız Baragan'da, açlıktan kırılan köylerin, toprak ağalarının zulmünün, kuzey rüzgârları esmeye başlayınca köklerinden ayrılıp uzun bir maceraya çıkan dikenlerin ve o dikenlerin peşinden koşturan, yoksul ve masum çocukların hikâyesini yine bir çocuğun gözünden dinleriz.
Panait Istrati Baragan'ın Dikenleri'nde bizleri bir kez daha Romanya topraklarına götürür. Istrati, tuzlu balık satmak için yollara düşen baba oğulun başından geçenleri alabildiğine gerçekçi bir üslupla anlatırken, aynı zamanda Baragan halkının sefaletini gözler önüne serer. "Dikenden başka hiçbir şeyin yetişmediği" uçsuz bucaksız Baragan'da, açlıktan kırılan köylerin, toprak ağalarının zulmünün, kuzey rüzgârları esmeye başlayınca köklerinden ayrılıp uzun bir maceraya çıkan dikenlerin ve o dikenlerin peşinden koşturan, yoksul ve masum çocukların hikâyesini yine bir çocuğun gözünden dinleriz.
Bu yazar enteresan bir yazar. Bence okuyanlar ya çok seviyor yada sevmiyor.
Özellikle basit ama vurgulu anlatım dilini ve kişi analizlerini çok iyi gözlemleyen ve aktaran bir yazarmış. :)
Bu kitabında da yine 1906 yılında geçen yoksulluk, çalışmak ve gçö olaylarınıbir çocuğun gözünden anlatmış yazar.
Ciltsiz, 116 sayfa
2015 tarihinde, Fabula / Edebiyat Dizisi tarafından yayınlandı