Meteorolog Paul Klein sekiz ay önce, yirmi yıldır görmediği, hayatı boyunca nefret ettiği, ikiz kardeşi Simonla buluşmak üzere İsraile gelir. Cehenneme yolculuğu böylece başlamış olur, kendini bir psikiyatri kliniğine kapatılmış olarak bulur. Ailesinin kurduğu bir komplo yüzünden klinikte olduğunu düşünmektedir. Gerçeği bulmak için çocukluğundan başlayarak tüm ayrıntılarıyla yaşamını anımsamaya ve yazmaya başlar. Orada olmasının nedeni, bir türlü yakasını bırakmayan kardeşi midir gerçekten? Kendisi, kayınpederi, karısı, sevgilisi ve çocuklarıyla ilgili yazdığı itiraflar bir yandan gerçeği bulmasında ona yardımcı olurken, diğer yandan bir aile sırrını açığa çıkaracaktır. 2004 yılında Fransanın en saygın edebiyat ödüllerinden Prix Feminayı alan Jean-Paul Dubois, bu romanında da son derece karmaşık bir konuyu ustaca kullandığı dille yalın bir biçimde anlatmayı başarıyor.
Meteorolog Paul Klein sekiz ay önce, yirmi yıldır görmediği, hayatı boyunca nefret ettiği, ikiz kardeşi Simonla buluşmak üzere İsraile gelir. Cehenneme yolculuğu böylece başlamış olur, kendini bir psikiyatri kliniğine kapatılmış olarak bulur. Ailesinin kurduğu bir komplo yüzünden klinikte olduğunu düşünmektedir. Gerçeği bulmak için çocukluğundan başlayarak tüm ayrıntılarıyla yaşamını anımsamaya ve yazmaya başlar. Orada olmasının nedeni, bir türlü yakasını bırakmayan kardeşi midir gerçekten? Kendisi, kayınpederi, karısı, sevgilisi ve çocuklarıyla ilgili yazdığı itiraflar bir yandan gerçeği bulmasında ona yardımcı olurken, diğer yandan bir aile sırrını açığa çıkaracaktır. 2004 yılında Fransanın en saygın edebiyat ödüllerinden Prix Feminayı alan Jean-Paul Dubois, bu romanında da son derece karmaşık bir konuyu ustaca kullandığı dille yalın bir biçimde anlatmayı başarıyor.
Arka kapağındaki açıklamasıyla ilgimi çeken, akıcı ve merak uyandırıcı bir anlatıma sahip, yeni tanıştığım bir yazarın zihin yolculuğuna çıktığım bir kitap.
Olay, ailesi tarafından kliniğe kapatıldığını düşünen Paul'un klinikteki yaşamı üzerine geçmişini sorgulamasıyla başlıyor. 20 yıl öncesinden yavaş yavaş o kliniğe adım attığı ana kadar zihninin köşelerinde kalmış ufak anıları birleştirmesiyle neden burada olduğunu çözmeye çalışıyor. Bu çözüme bizi de katarak hem kendi iç dünyasını hem de çevresiyle ilişkisini bize sunuyor. Kimi zaman klinikteki doktoru, hemşireler ve diğer hastalarla olan diyaloglara da yer veriyor.
Psikolojik yönü oldukça ağır basan bir kitap olduğunu düşünüyorum, çünkü Paul hayatını yeni baştan yazarken kendisinin de belirttiği gibi içe bakış yöntemini kullanıyor.
Ve şu cümlesiyle de özetleyebiliriz bunu: ''Ben artık, kendi iç çölünde kavrulan kupkuru biriyim.''
207 sayfa
Can Yayınları tarafından yayınlandı