Dünyada mevcut vahye dayanan yahut dayanmayan bütün dinlerin, ana esaslarını belirten, sübût ve delâleti kesin olan metin ve ifadeleri yanında, değişik sebeplerle üzerinde fikir yürütme ve yorumlamaya müsait metin ve delilleri bulunduğu daima görülegelmiştir.
Kesin delillere dayanan konular, dinin aslî bünyesini teşkil eden, inanılıp kabul edilmesi gerekli, aksi halde kişinin din dışına çıkmasına sebep olacak ana esaslardır.
Tâlî veya zannî kabul edilen, farklı anlayış ve yoruma müsait olan metin ve delillerden elde edilen sonuçlar ise, mezhebin konusunu teşkil eder. Dinin temel esasları terkedilmediği sürece, bu tür delillerin neticesi olarak ortaya konulan farklı anlayış, uygulama ve yorumlar, dinden uzaklaşma ve küfre sebep teşkil etmeyip, dinin kurallarına göre, isabet yahut isabetsizlik çerçevesinde değerlendirilmiştir.
Dinin muhatabının insanlar olması, insanların da farklı yapı ve düşünceye sahip bulunması, din bünyesinde değişik düşünce kuruluşları demek olan mezheplerin ortaya çıkmasının en önemli sebeplerinden biridir. Mezhep gerçeği sadece İslâmla ilgili olmayıp, bütün dinlerde görülen tabii bir sonuçtur. Bu sebeple ilgili olduğu konularda fikir ve düşünce geliştirme ekolü durumunda olan mezhepler, kasıt ve cehalet olmadığı sürece, din mensupları arasında hiçbir şekilde ayrılık, kavga ve mücadeleye taraf olmamıştır.
Dünyada mevcut vahye dayanan yahut dayanmayan bütün dinlerin, ana esaslarını belirten, sübût ve delâleti kesin olan metin ve ifadeleri yanında, değişik sebeplerle üzerinde fikir yürütme ve yorumlamaya müsait metin ve delilleri bulunduğu daima görülegelmiştir.
Kesin delillere dayanan konular, dinin aslî bünyesini teşkil eden, inanılıp kabul edilmesi gerekli, aksi halde kişinin din dışına çıkmasına sebep olacak ana esaslardır.
Tâlî veya zannî kabul edilen, farklı anlayış ve yoruma müsait olan metin ve delillerden elde edilen sonuçlar ise, mezhebin konusunu teşkil eder. Dinin temel esasları terkedilmediği sürece, bu tür delillerin neticesi olarak ortaya konulan farklı anlayış, uygulama ve yorumlar, dinden uzaklaşma ve küfre sebep teşkil etmeyip, dinin kurallarına göre, isabet yahut isabetsizlik çerçevesinde değerlendirilmiştir.
Dinin muhatabının insanlar olması, insanların da farklı yapı ve düşünceye sahip bulunması, din bünyesinde değişik düşünce kuruluşları demek olan mezheplerin ortaya çıkmasının en önemli sebeplerinden biridir. Mezhep gerçeği sadece İslâmla ilgili olmayıp, bütün dinlerde görülen tabii bir sonuçtur. Bu sebeple ilgili olduğu konularda fikir ve düşünce geliştirme ekolü durumunda olan mezhepler, kasıt ve cehalet olmadığı sürece, din mensupları arasında hiçbir şekilde ayrılık, kavga ve mücadeleye taraf olmamıştır.
Ciltsiz, 875 sayfa
Mart2011 tarihinde, Ensar Neşriyat tarafından yayınlandı