Kimileri tarafından bir ulusal kahraman olarak gösterilmeye çalışılan mandacı Halide Edipin, aslında ömrünü bir Batılı misyoner gibi Amerikan propagandasına adamış olduğunu, Türk ana babadan doğacak çocuklara erkek olursa George Halim, kız olursa Dolly Şadiye isminin konulmasını tavsiye ettiğini ve işgal günlerini anlatan romanında yurtsever kızlarımızı işgalci subaylarla topluca evlendirmeye kalkmış bir uluslararası çöpçatan olduğunu biliyor muydunuz? Ya Halit Ziya romanlarında karakterlerin Türkçe konuşamadığını? Ya da milli şairimiz Yahya Kemalin Kocamustafapaşalı müminlere kuru ekmekle bayat peyniri reva görürken, İspanyalı rakkaseye ole çektiğini... Peyami Safayı milliyetçi-mukaddesatçı tanırsınız değil mi? Peki ulusal kurtuluş savaşının en kritik günlerinde, vatan sorunlarına hiç değinmeyip erotik öyküler yazdığını, savaş ile ilgili sayılabilecek tek öyküsünde ise cepheden yeni dönmüş ve bir matmazeli hart diye ısırmaktan başka bir şey düşünmeyen bir yüzbaşıyı anlattığını biliyor muydunuz? İşte Çetin Yetkin, bu kitabında, kendilerinden çokça bahsedilmesine karşın, az okunan veya dikkatli okunmayan, dolayısıyla da çoğu zaman yanlış tanıtılan yazarlarımızı siyasal ve toplumsal açıdan masaya yatırıyor. Edebi olarak değil ama siyasi ve vicdani olarak taraf tutmaktan da çekinmiyor ve kendini Ziya Paşanın, Mehmet Akifin, Yakup Kadrinin, Reşat Nurinin yolunda görüyor. İnsan nasıl anasını seçemezse, üzerinde doğacağı toprak parçasını da seçemez. Bizim ülkemiz, anamız yoksul, geri kalmış... Doğru. Ama, varlıklı komşu çocuğunun güzel, bakımlı, kültürlü anasını kendinize ana edinemezsiniz... Ben, anayurdunun gerçeklerini, bunlar hiç hoşa gitmese de, bunlardan kaçmayarak, başka ülkelere imrenmeyerek, gören, dile getiren, sorunlarına çözüm arayan, ona daha iyi bir yaşam sağlamak için çabalayan yazarlardan yanayım. Çünkü onlar, bu vatanın çocukları. - Çetin Yetkin
Kimileri tarafından bir ulusal kahraman olarak gösterilmeye çalışılan mandacı Halide Edipin, aslında ömrünü bir Batılı misyoner gibi Amerikan propagandasına adamış olduğunu, Türk ana babadan doğacak çocuklara erkek olursa George Halim, kız olursa Dolly Şadiye isminin konulmasını tavsiye ettiğini ve işgal günlerini anlatan romanında yurtsever kızlarımızı işgalci subaylarla topluca evlendirmeye kalkmış bir uluslararası çöpçatan olduğunu biliyor muydunuz? Ya Halit Ziya romanlarında karakterlerin Türkçe konuşamadığını? Ya da milli şairimiz Yahya Kemalin Kocamustafapaşalı müminlere kuru ekmekle bayat peyniri reva görürken, İspanyalı rakkaseye ole çektiğini... Peyami Safayı milliyetçi-mukaddesatçı tanırsınız değil mi? Peki ulusal kurtuluş savaşının en kritik günlerinde, vatan sorunlarına hiç değinmeyip erotik öyküler yazdığını, savaş ile ilgili sayılabilecek tek öyküsünde ise cepheden yeni dönmüş ve bir matmazeli hart diye ısırmaktan başka bir şey düşünmeyen bir yüzbaşıyı anlattığını biliyor muydunuz? İşte Çetin Yetkin, bu kitabında, kendilerinden çokça bahsedilmesine karşın, az okunan veya dikkatli okunmayan, dolayısıyla da çoğu zaman yanlış tanıtılan yazarlarımızı siyasal ve toplumsal açıdan masaya yatırıyor. Edebi olarak değil ama siyasi ve vicdani olarak taraf tutmaktan da çekinmiyor ve kendini Ziya Paşanın, Mehmet Akifin, Yakup Kadrinin, Reşat Nurinin yolunda görüyor. İnsan nasıl anasını seçemezse, üzerinde doğacağı toprak parçasını da seçemez. Bizim ülkemiz, anamız yoksul, ge... tümünü göster